Bilindiği gibi her yıl 10 Aralık’da; tüm barışsever ülkelerin yurttaşları gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yurttaşları olarak bizler de DÜNYA İNSAN

  2015 yılının yaz ayları oldukça sıcak geçdi ülkemiz için…Ve NASA 2016 yılının kış aylarının da çok soğuk geçeceğini öngörmüşdü,

Soğuk Savaş döneminde; ABD ve SSCB sürekli yarışırdı, sürekli kapışırdı her ne yenilik, her ne yeni buluş, her ne yeni

1972’de izlemiştim Jane FONDA’nın ATLARI DA VURURLAR filmini İstanbul sinemalarında… Oldukça etkilenmiştim aynı adlı bir romandan uyarlanmış bu filmden… Ama

Kent Ekonomi Bilimi; kentsel kalkınma bağlamında, genel olarak kentli insanın refahını, Türkçe söyleyişle gönencini arttırmayı amaçlar, buna ilişkin kuramlar ileri

Biz Cumhuriyet çocuğu olarak büyüdük; ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİ’nin aydınlığında yürüdük…Nasıl olduğunu anlayamadık; bir de gördük ki içten, içe çürüdük…Eridik,

  *Osmanlı’nın Mehteran’ı iki ileri,bir geri…Yeni Osmanıcıların AYAKTOPÇULARI; yıllardır Dünya Kupası’na bir adım bile atamadan RİCAT… Bakalım 2018’de katılım ne

Çocuk değiliz artık…Ne bayramlık giysiler, ne de yastık altında sabahı bekleyen kırmızı rugan ayakkabılarımız var…Tüketim toplumu seferi, bizler de olunca

  Yedi düvel topraklarımıza göz dikmiş… Askerin süngüsü düşmüş… Birisi de Başkan olacakmış…Her gün bir yazı, her gün bir harita;

İstanbul’un büyüklüğünü küçülten; kesinlikle toplu taşıma araçlarıdır…Trafikde yığılmalar olsa da, bazen araçların duraklara geliş saatlerinde şaşmalar yaşansa  da, yolcu sayısının

Rusya; en çok Al­man­lar ta­ra­fın­dan işgal edil­miş ta­ri­hi bo­yun­ca…13. yy.​da ve II. Dünya Sa­va­şı’nda… Alman iş­ga­li­ne karşı, Rus mil­li­yet­çi­li­ği­ni güç­len­dir­mek

EMOJİLER çıktı…SÖZLER sınıfta kaldı…İşte bu nedenle biz, biz olalım kıralım bir kaç sözün belini; birileri bizim belimizi kırmadan, dilimizi koparmadan…

    20 Eylül günü; Sonbahar yağmurlu bir merhaba dedi ülkemize…Bir yağmur ki bardaklardan boşanırcasına, bir yağmur ki İngiliz’in havadan

    Birisi “ne var, ne yok?” diye sorduğunda usumuzda karşılığına bulan kavram; Newyork… Büyük Elma olarak da tanımlanan bu

    Oldum olası severim Sonbahar’ı…Ne de olsa 1 Aralık doğumlu Sonbahar çocuğuyum ben, sanırım ondandır  bu mevsime düşkünlüğüm…Sarıyı, kızılı,

  Temmuz; yaz mevsiminin en sıcak ayıdır.Üstelik de yangın ayıdır. Orman yangınları en çok Temmuz’da yaşanır bu ülkede…Ve özellikle de

Yoksa bunların da arasına AK-KEDİLER mi girdi?… Koray Aydın; televizyonlarda “Meral Akşener kendini ayrıştırdı” diye konuşuyordu 16 Mayıs 2016 günü…

1 Mayıs öncesinde; kaygılıydık… “”MAYIS ÖNCESİ…DEMOKRASİNİN SANCISI…YÜREĞİM KAYGILI…DİLERİM KAN AKMADAN YAŞANIR İŞÇİNİN, EMEKÇİNİN BAYRAMI.” dedik… BASKIN SES de dedi ki:

Praying Mantis nam-ı diğer Peygamber Böceği İşimiz gücümüz düşünmek, düşünmekten üşenmemek… Bunca bilgi, birikim;boşa gitmesin bunca emek diyerek düşünüyoruz…Ki düşüne,

Ülke karmakarışık…Duygular, düşünceler de öyle… Son günlerde ülkemizde yaşananlara tanık oldukça; daha da karışıyoruz,daha da kararıyoruz, daha da karmakarışık oluyoruz…

Son üç gündür; sanal kamusal alanda verdiğimiz bir kavga var, LAİKLİK için… Bu kavga da nereden çıktı denirse; sanıyorum şu

Sürekli tartışıyoruz; kavramlar üzerinden… O ne demek, bu ne anlama gelir ya da bu kavram neleri içerir?… Kuşkusuz insan; konuşarak,

Kurbanlar verildi toprağa; bayram öncesi, sonrası demedi kalleş kurşunların eşliğinde ölüm…Şehid düşenlerin evlerinde kurban kanları; Mehmetçikler’in bedenlerinden aktı… AKKEFENLER’le her

*Ben; usanmadan kadınlar için ne çok sözler söylemekteyim… Ve biliyorum ki kadınlar için ne kadar çok söz söylense azdır…Kadınlar aldırmazsa