Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ömer Alpdoğan

Paraları halka hizmete harcayın

Malum, “Portakal Çiçeği Karnavalı” diye uydurma bir festivalimiz var..

Bir iş insanının özlediği çocukluğu yeniden yaşamak arzusuyla başlattığı arayışlar sonunda önce belediyelerimiz, şimdilerde de hem belediyelerimiz hem de devlet kurumlarımızın parasal desteğiyle Ali Haydar Bozkurt’a yılda 10 gün çocuklar özlemini gidermesini sağlıyor..

Yani, halkın ediyorlar. Kişinin bir daha asla dönemeyeceği çocukluk günlerine götürme gibi asla gerçekleşmeyecek bir hayal için çarçur ediyorlar..

Portakal Çiçeği Karnavalı adlı kişisel hayal karnavalının tanıtım toplantısından servis edilen fotoğraflara bakınca, vali, belediye başkanları, ticaret odası başkanı gibi kamu kaynaklarını başında bulunanlardan oluştuğu görülüyor.

Örneğin Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ..

Tanıtın toplantısında masada olan belediye başkanlarından iri..

Masadaki tüm belediye başkanları parasızlıktan şikayetçi..

Büyük bölümü muhalefet partisine mensup oldukları için İller Bankası’nın hak ettikleri parayı göndermemesinden, SGK ve Maliye Bakanlığı’nın vergi ve sigorta prim borçları nedeniyle kıskaca almasından şikayetçi..

Masada parasal açıdan nispeten en rahat olan Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ..

Cumhur İttifakı üyesi belediye başkanı olarak masadaki diğer belediye başkanlarının yaşadığı baskı ve kıskaçları yaşamıyordur. Ancak, Sarıçam’ın yeni be gelişen bir ilçe olması, Cumhur İttifakı’nın merkezdeki tek belediyesi olması nedeniyle sıkıntılar yaşıyordur..

Parasal sıkıntı yaşanmasının kanıtlarının Sarıçam ilçesinde bolca görmek olası..

Örneğin, sokaklara bakınca parasal sıkıntıyı hemen anlıyorsunuz..

İlçedeki bir çok sokak fotoğrafta görüldüğü üzere toprak halde. Sokak demeye bir tanık ister..

Büyükşehir Belediyesinin asfalt döküp kaldırım taşı döşediği caddelerle kesişen ya da paralel ilerleyen Sarıçam Belediyesi’ne ait sokakların birçoğunda ne asfalt, ne de kaldırım var.  İş makinalarıyla düzlenmiş, ilk bakışta kimsenin sokak olacağını düşünmeyeceği toprak boşlular var. Hatta kimleri yeniden otlarla kaplanmış bile..

Eminim ki, o sokaklar hizmet yoksulluğundan değil, parasal nedenlerden ötürü çağdışı bir durumdalar..

İnsanlar belediyenin parasızlığından kışın çamuru, yazın tozu çekmek zorunda kalıyorlar..

Bilal Uludağ, Sarıçam Belediye Başkanı olarak Portakal Çiçeği Karnavalına verdiği parayı yettiği yere dek başkanı olduğu ilçenin sokaklar için harcasa hiç de fena olmaz hani..

Seçmenlerinin pırıl pırıl asfaltla kaplanmış, yaya yolları kaldırım taşı döşenmiş modern sokaklarda yürümeleri, Sarıçam’ın çağdaş bir ilçe görünümüne kavuşması Uludağ’a oy olarak geri dönebilir..

Hem, Sarıçam halkı Portakal Çiçeği Karnavalına toza batmamış, çamur bulaşmamış rengarenk giysilerle katılsalar daha hoş olmaz mı, Uludağ’a teşekkür etmezler mi?..

Ne dersiniz Bilal Uludağ..

Hizmet mi, karnaval mı? Önceliğiniz hangisi..

Bu arada, Sarıçam için yazdıklarım masadaki diğer belediye başkanları için de geçerli..

Ne demişler atalarımız; Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!..

Anlayanlar karnavalı bırakıp ilçelerine illerine hizmete koşarlar..

Anlamayanlar, bir zenginin asla gerçekleşmeyecek çocukluğuna dönme hayali inim onlarca milyon lirayı kendi parasıymış gibi çarçur ederler!..

 

Kaplumbağalardan ne istediniz?

Hadi anladık köpekleri kedileri sevmiyorsunuz..

Birine ısırıyor, diğerine tırmalıyor diyorsunuz..

Peki, gariban kaplumbağalardan ne istiyordunuz?..

Köpek gibi ısırıyor, saldırıyor deseniz değil..

Tırmalıyor deseniz olası bile değil..

Üzerinde evi ağı ağır yürüyor, bir biçimde yaşamaya çalışıyor..

Küçüksaat .com haber portalındaki habere göre, Kozan’da birileri ölmeleri için beş kaplumbağayı çöp konteynerine atmış..

Amaç belli, konteyneri boşaltacak temizlik arasında parçalanarak ölmeleri istenmiş..

Neyse ki, temizlik görevlileri konteyneri boşaltmadan kaplumbağaların farkına varmışlar; yaşamlarını kurtarıp ait oldukları doğaya salmışlar..

Dikkatleri ile beş canı kurtaran temizlik görevlilerine teşekküre ediyorum..

Ben Mustafa Atlı’nın yerinde olsa o temizlik işçilerini ödüllendiririm..

Her kim öldürülsünler diye kaplumbağaları çöp kutusuna atmışsa, Allahtan korkun diyeceğim ama Allah korkusu olmadığı belli..

Hangi tinsel hastalık, zavallı, kendi halinde yaşamaya çalışan kaplumbağaları öldürülmeleri için çöp konteynerine attırır bilemiyorum.

Bu kişilerin tinsel durumunu psikologlar ve psikiyatristler mutlaka irdelemeli, bilim adına önemli bulgular bulacaklarından eminim..

Umarım devamı gelmez diyeceğim ama, hiç de emin değilim..

Yarın benzer haberlerle yine karşılaşacağız..

Sokak hayvanlarıyla ilgili siyasal iktidarın atacağı her adım öncesinde – çoğu da sanal- köpeklerin saldırısına uğrayan çocukların haberlerini yayınlama yarışına girenlerin, yarın, kaplumbağalar sokakta oynayan çocuğa saldırdı, kaplumbağa saldırısından kaçarken kamyon altında can verdi türünden haberleri ardı ardına yayınladıklarını görürsek inanın hiç şaşırmayacağım!..

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER