Selma ERDAL  Birileri sümüklü mızmız muhallebi çocukları gibi yazdıklarımızdan yakınacak diye; sözlerimizi sakınacak, acıtan gerçekler karşısında dilimiz lal olup

Selma ERDAL Şu Yahudiler ve de onların yardakçıları, bardakçıları, çardakçıları (ki uyaklı olsun diye bu sözler yoksa demek istediğim “Ne

Selma ERDAL Düşünen hayvanmış; insan… Öyle tanımlıyor kendisini… İyi de… Doğada var olan diğerlerinin; düşünmediği nasıl ileri sürülebilir? Ava saldırırken;

  Selma ERDAL Günümüzden neredeyse 20 yıl öncesinde; Show tv yansılarında her gece karşımızda felaket habercisi, ajitatör bir Reha Muhtar

  Buluşlar, keşifler; kuşku ve hayal gücünden beslenerek gerçekleştirilmiştir. Hayal gücü bizleri çoğu zaman bilinmedik diyarlara götürür ve o olmadan

  AYNENCE konuşan nesil, pek seviyor yeni kavramlar türetmesini… Ne de olsa her biri allame-i cihan; tabağına mıçan bilindiği gibi…

  Ara, sıra sanal ortamda dolaşan bir soru var “erkekler olmasaydı, dünya nasıl olurdu?” sözlerini içeren… Kendi adıma yanıt verecek

  Yıllar önce (1999 yılı; ANAP-DSP-MHP Koalisyonu dönemi) MÜDAFAA-İ HUKUK Dergisi’nde yazıyorum… Ve Prof. Dr. Çetin YETKİN; Bursa Temsilciliği’ni öneriyor

  Kalkınma olgusu; ekonomik ve toplumsal yönüyle bir bütündür. Bir ülkenin nüfus yapısı da o ülkenin ekonomik yapısını yakından ilgilendiren

  Kadın; İnsanlık Tarihi boyunca varlığıyla erkeğe dert olan kadın… Ve yine İnsanlık Tarihi boyunca sürekli şiddete uğrayan kadın… Kadına

  Yıl 1972, mevsim İlkbahar ve İstanbul’da ilk evim; Beşiktaş Bostanüstü Sokak’ta Osmanlı’dan kalma üç katlı bir konak… Her katında

  İster Das Kapital’e göre “sınıfsız toplum” yapısını amaç edinin, ister TC Anayasası’na göre “sınıfsız toplum ve de eşit yurttaşlık”

  Anımsıyorum da geçen yıl Didim’de açıklamalar yapan CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül; Cumhuriyet Halk Partisi Didim İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen

  * Ne iyi niyetli ve umut dolu yazılar yazardım geçmiş günlerde… Oysa bugünlerde kararan içimde kopan yalnızca umutsuzluk fırtınalarıdır.

  Kentsel dönüşüm, rantsal bölüşüm ilkesi doğrultusunda; arsa üretimi için her olanak değerlendiriliyor. Yangınların işlevselliği; son 20 yılda arsa üretim

  Ülkemizde emekçiler ve emekliler bu Devlet’in yükünü çeken insan gücü olagelmiştir, hem de her türlü sorunlarıyla boğuşan… Anılarımızda emekçilerle

  Ülkede dünden, bugüne yaşanan değişimleri, “varsa” gelişmeleri ölçüp, biçip, tartmak, ne var(lık), ne yok(luk) yaşanıyor diye anlamak ve araştırmak

  Hep yazıyoruz; Eğer “ek-mek” eylemini gerçekleştiremezsen tarlada Yiyecek EKMEK bulamazsın sofrada… Dün buğday ambarı olan ülkede; bugün gökdelenler… Yarın

60’ların Yeşilçam’ından, Alevli Yıllar filminde Ekrem BORA’ya “film icabı” eşini canlandıran Sema ÖZCAN’a diyor ki; -Yeni evimizin, yeni yatak odasını

Bugünlerimizi acaba kimlere borçluyuz? Elbette ki dünün 68 kuşağına; sağcı ya da solcu ayrımı yapmaksızın, her iki oluşumdan olanlara… Daha

*Kısa dönemli düşünen insanların ülkesinde; herkes günü kurtarmaya bakıyor. Sofradan bir tabak eksilsin diye kızlar; çocuk gelin oluyor. Erkek çocuklar

Dünya Savaşı’nın ardından, güzel Anadolu’muzu paylaşan yedi düvele karşın o günlerin Gazi Mustafa Kemal’i; Anadolu halkını “Ya İstiklal, Ya Ölüm”

* Nasıl ki kalem kılıçtan keskinse; bir kilo şeftali, bir kilo domates gereğinde altından bile değerlidir. Bunun gibi; bir litre

Bu, bu markaları/malları almayın diye listeler yayınlanıyor. Neden almayacak mışız ki? Made of Turkey olarak ne var ki pazarda? Hem