Hal ve gidişat ya da Ahval-i Şerait

Hal ve gidişat ya da Ahval-i Şerait

ABONE OL
17 Ocak 2022 14:39
Hal ve gidişat ya da Ahval-i Şerait
0

BEĞENDİM

ABONE OL

*Kısa dönemli düşünen insanların ülkesinde; herkes günü kurtarmaya bakıyor. Sofradan bir tabak eksilsin diye kızlar; çocuk gelin oluyor. Erkek çocuklar da kolayından adam olabilsinler diye tarikatların, cemaatlerin kucağına atılıyor. Ne yazık ki bazı analar ve babalar sorumluluk almaktan kaçınıyor. Hele bir de birileri avını kollayan vahşi hayvanlar gibi yatmışken pusuya… Karganın ağzındaki peyniri kapan tilki nedir ki? Kandırmak için onları pusuya yatanlar hiç parasız umut satıyor, onların çocuklarını kapıyor.

Örneğin lise yıllarından bir arkadaşım; Yamanlar Koleji’ne vermişti oğlunu… Dertsiz, sorunsuz… Benimse canım çıkıyordu çocuklarımın özel okul paralarını denklerken…

Derken okullar bitti. Ama duydum ki arkadaşımın oğlu düşman olmuş anasına; yetiştiği okulun (bir başka deyişle ETÖ’nün etkisiyle), hiç görüşmüyorlarmış. Daha açık bir anlatımla okullar için harcama yapmayan arkadaşımın, oğlu harcanıp gitmiş aile birliğinden çok uzaklara…

Ve daha böyle niceleri…

Genellikle analar ya da babalar kendileri elleriyle teslim ediyorlar çocuklarını birilerine, yeter ki ceplerinden çıkmasın paracıklar…

Hiç düşünmüyorlar ki kim, kime karşılıksız ne verir? Gün gelir önlerine bir fatura konur, bir şeylerin bedeli ödettirilir. Hani “artiz olmak için evden kaçan kızların” imzaladıkları ve ödenmesi asla bitmeyen borç senetleri gibi ki ya bu deveyi güdersin ya da bu diyardan gidersin koşuluna bağlı senetler… İnsanların yaşamına ipotek koyan yaptırımlar… Kurtulmak olanaklı mı? Tek yol ölüm mü? Enes için öyle olmuş ne acıdır ki…

 

*Devlet’in; Demirtaş’a hesap sorabileceğini düşünebilirim de…

İmralı’dakinin, Edirne’dekine hesap soracağı/sorabileceği olasılığı ne anlama gelir ki?

İmralı’daki kim? Kimliği ne? Makamı/Mevkisi ne?

Var mı böyle “tutuklunun, tutukluya hesap sorduğu ya da sorabileceği bir uygulama” bu toprakların üzerinde egemenlik süren Devlet’e ilişkin gelenekte?

Yoksa, yoksa; vaad edilen bir federasyon mu var gelecekte?

Ve İmralı’daki her hangi bir federe devletin başkanı mı olacak, ne?

Dolayısıyla İmralı’daki bu kimliği bağlamında Edirne’dekine hesap mı soracak?

Bilemiyorum daha başka neler olacak?

 

*Doğurun kadınlar dediler; doğurdu kadınlar.

Ama…

Her 3 gençden biri işsiz, aşsız ve elbette ki aşksız. Hayırlara vesile?

Üretim durmuş, fabrikalar kapanmış…

Köylü tarladan, toprakdan kopup, kaçmış…

Evde bulgur varken, tarlada pirinç aramaya gidenler

Bundan böyle arpa bile bulamayacaklar; geçmiş ola!

Kısa dönemli düşünen insanların ülkesinde durum;

Aklı evvellerin sayesinde her geçen gün daha da berbat…

Başın derde girse; tek bir dost kalmamış diyebilesin ki imdat!

Açlıktan bet, beniz solmuş; sofralarda kalmamış bereket…

Nafile namazlar kılsan günde bilmem ki kaç rekat?

Havalanıp da kayırırken şunu, bunu;

Yakında kendin dileneceksin yedi düvelinden zekat!

Ki ben olsaydım Tevfik Neyzen; derdim ki;

“Aklını başına devşir, kendine gel be hey kavat”

Amma ve lakin olunca Teyzen Selma olur mu, olur kabahat!

Diye kesmekteyiz sözü deminde…

Belki gün gelir; demir de dövülür tavında…

Umudumuz var, var işte aydınlık yarında…

Amma ve lakin aydınlık görünmüyor ne yazık…

 

Aydın Ocak 2021

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP