Hedef Ege

Hedef Ege

ABONE OL
28 Ocak 2022 11:01
Hedef Ege
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Anımsıyorum da geçen yıl Didim’de açıklamalar yapan CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül; Cumhuriyet Halk Partisi Didim İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda Didim’de yürütülen balık çiftlikleri ve OSB ile ilgili faaliyetlerin Didim’e zarar verebileceğine ilişkin görüşlerini açıklamıştı.

O toplantıda Aydın ilinin 1. derece deprem bölgesi olduğunu dile getiren Bülbül; JES’lerle Aydın’a ihanet edildiğini ileri sürmüş, projeksiyonla geri verilmesi gereken akışkanların Menderes başta olmak üzere akarsulara ve derelere verildiğini anlatmıştı. Ayrıca 25 tanesi 90 milyon ton buhar 9 milyon ton zehirli gaz çıktığını ve Dünya Sağlık Örgütü’nün kanserojen olarak tanımladığı TM10 ve TM2,5 gazının doğaya salındığını, kanserle ilgili verilerde dünyada her 5 kişiden birinin Türkiye’de bu sayının 4 de bir olduğunu ancak Ege’de 3 kişiden 1 kişiye kadar düştüğünü de belirtmişti…

Ve başka neler söylemişti Sayın Bülbül?

Turizm Bakanlığı’nın Didim’le ilgili yatırımlarını da gündeme getiren Milletvekilimiz; balık çiftlikleri ve OSB için çalışmaların yürütüldüğünü belirtmiş. Ayrıca yaklaşan başka bir Tehlikenin de Ilbıra dağında çalışmaları yürütülen maden ocağı nedeniyle yeni ihaleye açılan alanlarla Akbük tarafında da orman katliamı yaşanacağını ve turizm kenti olan Didim’in yok edileceğini söylemişti.

Sayın Bülbül haksız mı?…

Haklı, hem de Didim’de yaşanan tüm çevre saldırılarına karşı çıkan Didimliler kadar haklı, çünkü doğruları dile getiriyor.

Çünkü saldırganların, gözü doymazların, doğa ve çevre düşmanlarının hedefinde özelde DİDİM, genelde EGE BÖLGESİ var.

Henüz 60’lı yıllarda; bereketli YEŞİL OVA’nın koynunda, berrak suların doğduğu ULUDAĞ’ın gölgesinde konuşlanmış olan doğduğum kent BURSA o günlerin diliyle “emekli şehri” olarak tanımlanmıştı. İşte bu tanımlamanın ardından da Bursa’nın talanı başlamıştı. Giderek sanayileşme- kentleşme kıskacında Bursa doğal güzelliklerini, yaşanabilirlik özelliklerini yitirmeye başlamıştı.

Şimdi Ege Bölgesi kıyıları “emekliler için yaşam alanı” olarak tanımlanıyor, şimdi hedefte EGE var. Kuşkusuz Ege’nin de yazgısında, geleceğinde; Bursa gibi doğal güzelliklerini, yaşanabilirlik özelliklerini yitirmek var.

Sakın ola ki kanmayınız konserve işletmelerinin “sürdürülebilir Bursa domatesleri” içerikli reklamlarına!

Çünkü Bursa’da ne tarım kaldı, ne de tarıma elverişli topraklar… Kuşkusuz meyve-sebze bahçeleri de kalmadı, zeytin bağları da… Çoğunluğu Ankara-İstanbul-İzmir karayollarının yapımı sırasında yok edildiler; üstelik de duyarlı yurttaşların ve de tarımla geçinen köylünün karşı çıkmalarına aldırışsızca, acımasızca…

Evet, şimdi sırada Ege var; hedef Ege!

Bugün için verimli topraklarıyla ülkenin genelini olmasa da, yöresini besleyen Egeli üretici; “emekli kıyıları” olarak tanımlanan Ege’nin toprakları, yalnızca ülke halkına değil, yabancılara da dinlence beldesi olarak açıldıkça, bu toprakların da bereketi kaçacak eninde, sonunda…

Ve topraklar çoraklaştıkça, kuraklaştıkça; Egeli de avuç açacak yabanın çiftçisinin ürettiklerine ne yazık ki…

Son aşamada geçmişin “kendi, kendini besleyen ülkesi” beslenmede de dışa bağımlı olacak, yanlış ekonomi-politikaları sonucunda beslenme sorunuyla boğuşacak, aç bırakılacak ve zora düştüğünde aç kalmamak için “teslimiyetçi” tutum ve davranışlar gösterebilecek…

Çünkü İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in ordularını Edirne’den; Bulgaristan ve Romanya topraklarına çevirten TÜRKÜN TOKLUK GÜCÜ ne yazık ki bugün yok!

Ne yazık ki bugün Türkün buğday ambarı ovaları; çorak, kurak, yapılaşmaya açılarak kirletilmiştir. Buğday siloları da bomboş kalmıştır. Üretmeden, tüketmeye zorlanan, alıştırılan halk; yabandan gelen arpaya, buğdaya tutsak edilmiştir.

Bereketli Marmara ve Trakya topraklarından, buğday ambarı Orta Anadolu topraklarından sonra şimdi hedef EGE BÖLGESİ!

Sebze, meyve bahçeleriyle, zeytin bağlarıyla hedef EGE BÖLGESİ…

Neymiş efendim?

Ege’nin kıyıları; emekliler için dinlence yöreleri, yaşam alanları olacakmış, yabancılar buralara akın edip, turizm gelirleri artacakmış, ülke kalkınacakmış.

Gerçekten de genelde Ege, özelde Didim; turizm bölgesiyse, öyleyse sanayileşme girişimleri neden, niye?

Kimi kandırıyorsunuz? Neden acımasızca; özelde Didim’in, genelde Ege’nin topraklarını talan ediyorsunuz?

Hiç mi vicdanınız yok sizlerin?

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP