Nöbetçi Eczaneler
Ömer ALPDOĞAN
Adana Büyükşehir Belediyesi, 2 Aralık günü bir haber bülteni servis etmişti.
“Kadına destek, küresel ısınmaya darbe” gibi cafcaflı bir başlık altında hazırlanan bültende, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin on dönümlük bir alanda güneş enerjisiyle çalışan ve yüz on bir kadının istihdam edileceği akıllı sera açtığı belirtiliyordu.
Okuyunca ayakta alkışlanacak bir proje diyor insan..
Ancak yazının içinde bir bölüm var ki, projenin asıl amacının Suriyeli sığınmacı kadınlara iş olanağı sağlamak olduğunu işaret ediyor.
Efendim, bu güneş enerjisiyle çalıştığı için küresel ısınmaya darbe vuraca proje, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve ABD Dış İlişkiler Departmanı Nüfus Mülteciler ve Göç Bürosu iş birliğiyle gerçekleştirilmiş. Yüz on bir kadın çalışandan yarısı sığınmacı kadın olacakmış..
Yani serada çalışanları kadınların elli- elli beşi Suriyeli diğerleri Adanalı kadınlar olacakmış..
Her ne kadar haberde belirtilmese ve “işbirliği” dense de belli ki, proje Birleşmiş Milletler denilen ABD güdümündeki örgüte bağlı Uluslararası Göç Örgütü ve ABD’nin parasal desteğiyle hazırlanmış ve yaşama geçirilmiş.
Proje, bize, Suriyeli geçici sığınmacıları Türkiye’de kalıcı hale getirme projesi olarak işlev yapacak bir proje olarak uygulanacak.
Bize de kadına destek ve küresel ısınmaya darbe gibi cafcaflı bir girişle sempatik gösterilmek istenmiş..
Bunun böyle olduğunu, amacının Suriyeli sığınmacıları Türkiye’de yerleşik, Türk halkının ekmeğine ortak etme projesi olduğunu Uluslararası Göç örgütünün çalışma konularından anlıyoruz.
1991’den bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Türk hükümetini güvenli, sistemli ve düzenli göçü teşvik etmesi konusunda destekliyor.
1990’larda Iraklı mültecilerin yeniden yerleştirilmesine odaklanan IOM, günümüzde göçün uzun vadeli etkilerinin yönetilmesi ve sürdürülebilir kalkınma için getirdiği fırsatlardan yararlanılması, göçmenleri korumaya ve dayanıklılığı teşvik etmeye, sağlık ve refahlarını iyileştirmeye, sürdürülebilir geçim koşullarını ve işgücü hareketliliğini geliştirmeye, göçmenlerin entegrasyonunu ve sosyal katılımını teşvik etmeye odaklanmıştır.
Kişilerin (sığınmacıların) serbest dolaşım hakkının savunu Uluslararası Göç Örgütü, göç ve kalkınma, göçü kolaylaştırma, göçün düzenlenmesi ve zorunlu göç konularında çalışır.
Türkiye’deki çalışma ereklerinin ve niyetlerinin kendi sitesinden açıkça ilan eden Uluslararası Göç Örgütü’nün “işbirliğiyle” yaşama geçirilen ve yarısı Suriyeli sığınmacı kadının çalışma koşuluyla destek verdiği proje, sadece ve sadece entegrasyonu ve Suriyeli sığınmacıları Türkiye’de kalıcı halk konumuna getirmek için hazırlanmış bir projedir.
Ancak, Beşar Esad rejiminin devrilmesinden sonra böyle bir projeye artık gerek kalmadı..
Savaş ortamı bittiğine göre, on üç yıldır süren geçici sığınmacılık durumu da sona erdi. Ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Göç İdaresi ve Uluslararası Göç Örgütüne göre sayıları üç milyon yüz bin geçici sığınmacının, Salı sabahından bu yana kitleler halinde Türkiye’yi terk ederek ülkelerine dönmeleri gerekiyor.
Çünkü, sığınma gerekçeleri ortadan kalkmış durumda.
Bu durumda, uluslararası Göç Örgütü ve ADD desteğiyle sığınmacıların entegrasyonu ve istihdamı için hazırlanan projenin gerekçeleri de ortadan kalkmış olmaktadır.
Büyükşehir Belediyesi’nin şu saatten sonra, proje kapsamında kurs verilen ve kurs sonrası istihdam edilecek yüz on bir kadının tamamını Adanalı kadınlardan oluşturmalıdır..
Projenin şimdiki haliyle devamı ise, Adana’nın küresel emperyalizmin Türkiye zerindeki göç yoluyla demografik yapıyı değiştirme oyununa gönüllü olarak ortak olma anlamına gelecektir.
Zafer Partisi: Hepsi gidecek!
İktidara yakın medyaya göre, Suriyeliler ülkelerine dönmeye başladı ama, biz henüz Adana’da çevremizdeki Suriyeli sığınmacılarda ülkelerine dönüş yolunda bir çalışma, bir belirti görmüyoruz..
Ama olsun, kimilerine göre dönmeye başladılar. İşte dönüş başladı diyenler, her fırsatta Suriyelilerin tamamını göndereceklerini söyleyen Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ın bundan sonra ne söyleyeceğini merak etmişler..
Onlara göre, Suriyeliler dönmeye başladı ve Zafer Partisi ile Ümit Özdağ’ın “Suriyelileri ülkelerine göndereceğiz” sözü askıda kaldı..
O nedenle, Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’nin ne diyeceğini merak etmişler..
Meraklar fazla uzun sürmedi.
Ümit Özdağ, meraklarının anında giderdi.
Suriye’deki son gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Özdağ, “Zafer Partisi bundan sonra ne yapacak?” sorusuna da yanıt verdi..
Giden ve gelen Suriyelilerin hesabını tutmaya devam edeceklerini söyledi.
“Esad gitmeden Suriyelileri gönderemeyiz” bahanesi ortadan kalktığını ifade eden Özdağ, meraklıların merakını net tümcelerle giderdi.
Şöyle dedi sayın Özdağ:
“Esad gitti. Zafer Partisi ne yapacak diyorlar? Zafer Partisi sizin yollamadığınız, yollamaya niyetinizin olmadığı Suriyelileri yollayacak. Zafer Partisi her gün kaç Suriyelinin geldiğini, kaç Suriyelinin gittiğini takip edecek ve açıklayacak. Göreceksiniz şimdi şöyle söyleyecekler; ‘Tabi gidecekler ama gönüllü olanlar gidecek. Zaten biz öyle söylemiştik’ diyecekler. Biz öyle söylememiştik. Biz ne demiştik; ‘Gerekirse zorla ve hepsi gidecek.’ Sözümüzün arkasındayız. Şimdi diyecekler ki, ‘Durun, yeni bir Suriye Rejimi kurulsun, tam istikrar sağlansın ondan sonra dönerler. PKK-YPG bölgesinden gelenleri istemiyorlar, onları yollayamayız’ diyecekler. Bakın bunların hepsini yaşayacağız.”
Suriyeliler konusunda Ümit Özdağ’a her zaman güvenmişimdir..
Son söylediklerini de satırı satırına aynen yaşayacağımızdan eminim..
YORUMLAR