Hoş geldin derken Eylül’e

Hoş geldin derken Eylül’e

ABONE OL
1 Eylül 2022 10:38
Hoş geldin derken Eylül’e
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

Dünya Barış Günü diye biliniyor ülkemizde Eylül ayının ilk günü…

Aman, boş verin siz de…1 Eylül Dünya Barış Günü kutlayacak hal mi kaldı bizde?

Doğru dürüst, coşkuyla, kıvançla ulusal bayramlarımız kutlanamazken… 1 Eylül Dünya Barış Günü kimin umurunda?

Dolaylı ya da doğrudan Cumhuriyet’in kazanımlarına yönelik saldırıları içeren ARAPLAŞMA özentili bu toplumsal yapıda; bilemiyorum daha neler gelecek başımıza?

Çünkü tüm ülkemiz, kentlerimiz, kıyılarımız Arap işgali altında…

Bilindiği gibi…

15 Temmuz 2016 günlü darbe girişiminin ardından bugünlere değin; birileri demokrasi davulları çalsa da ülkede genel durum pek iç açıcı değil. Genç işsizliği giderek artarken ve üniversitelerin açılması yaklaşırken; gençlik umutsuz, geleceğine güvenemiyor. Yılsonu yaklaşıyor; memur, emekli geçinememe endişesiyle yapılacak zamları düşünüyor.

Esnaf, zanaatkar; kaygılı, beklediği verimi alamıyor, üretim düşüyor. Üretim düştükçe; işyerleri, işçilerinin sayısını azaltıyor.

Dolayısıyla ülke genelinde yaşayanlarımız ki onlar nüfusumuzu oluşturan unsurlar, giderek mutsuzlaşıyor.

Bir başka deyişle insan kaynaklarımız; mutsuz oldukları gibi, bir de umutsuz, gençlerimiz gibi onlar da geleceklerinden endişeli.

Bu umutsuzluk da, daha büyük mutsuzlukların doğmasına temel oluşturuyor.

Kuşkusuz gelecekten umutlu olmak; toplumlara mutluluk verir. Ama ülkemiz koşullarında mutlu olabilmek için kişilerin de bilinçsiz olması gerekir. Yoksa bilinç düzeyi gelişmiş, “benden sonrası tufan” diyemeyen sorumluluk sahibi bireyler, yarından endişe duyarken “Bu genç kuşağa ne verebiliriz?” düşüncesiyle mutsuz ve karamsar benlikleriyle; ne kadar verimli olabilirler?

Özellikle doğal kaynakların (toprak, su, hava, madenler gibi) ve parasal kaynakların yanlış kullanımı sonucunda giderek yoksullaşan ülkemiz; bu gençlere neler bırakabilecektir?

Açgözlülükle hoyratça kullanılan kaynaklarımız tükenince; bu insanlar bir şey üretmeden, üretemeden yaşamlarını nasıl sürdürebileceklerdir?

Yaşamsal olanakları giderek yok edilen, tüketilen bir ülkede, siz demokrasi davulları çalsanız, dünya barış günü v.b. günleri kutlasanız

Eğer yaşayabileceğiniz güçlü ve güvenli bir ülkeniz, barış içinde, geleceğine güvenle bakan bir ulusunuz…

Üstelik giderek devlet hazinesinde kalmıyorsa tek kuruşunuz ve de fıtratınızda, kısmetinizde düşmanlarınızca üzerinize sıkılacak bolca kurşununuz varsa…

Barış kavramı belleklerinizden, bilincinizden silineceği gibi, sözlüklerinizden de silinir gider. Böylesi koşullarda özellikle de Ortadoğu bataklıklarında; dünyanın kalleşleri eliyle Mehmetçiklerimizin kanı akarken; Dünya Barış Günü de neyin nesidir be anam, babam?

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP