Ekim alanları boş mu kalmalı?   

Ekim alanları boş mu kalmalı?  

ABONE OL
25 Aralık 2023 10:11
Ekim alanları boş mu kalmalı?   
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemiz güzel…

Toprağı, denizi, ormanı, hava koşulları, bitki örtüsü…

Bunları doyumsuz, ulaşılmaz, yararsız kılan insan!

Hani doğayı bozmadan, yıpratmadan, özüne zarar vermeden, koruyacak olan insan!

Koruyor muyuz?

Sahipleniyor muyuz?

Bunu yaparken ‘doğayla’ iç içe olan üreticinin uğraşında; ne gibi iyileştirme, ne gibi bilimsel çalışma, ne gibi destek, ne gibi yaşamının önüne ‘aydınlık’ sunulacak adımlar atılıyor?

Bunu bir başına üreticinin atması olanaksızsa eğer,

Sivil toplum örgütlerinin ‘yeri’ geldiğinde engelleri varsa eğer,

Bu soruları ‘iktidara’ sormak gerek!

***

Ülkemiz…

Hepimizin yaşadığı, yaşananları gördüğü, yaşananlardan etkilendiği, birilerinin ‘senin pencerenden öyle, ya benim penceremden’ diyerek sorulandırdığı ‘benim’ penceremden anlatıyorum olanları…

Birileri dediği için değil, birilerinin hoşuna gitmesi için değil, birileri ‘yaz’ dediği için değil; penceremden gördüklerim…

Anlatayım…

Çukurova, denince akla gelen kent Adana’dır.

Adana onbeş-yirmi yıl önce ürettiğini işleyen, işlediğine pazar bulabilen, insanları umutlu, yarın için planları olan, birçok fabrika bacasının tüttüğü bir kentti.

Neler yoktu ki?

Güney Sanayi, Pilsa, Paktaş, Mensa, Teksa, Sümerbank, Yurttaş, Çukobirlik, Tekel, Et Balık…

Buna bağlı diğer küçük işletmelerle birlikte yaklaşık yüzbine yakın çalışanı olan bu birimler son on yıl öncesinde varlardı!

Bugün ne fabrikaların bacaları tütüyor, ne de bu denli çalışana iş olanağı…

Çözüm mü?

Yine üretim!

***

Adana’nın ekilecek toprağı boldur.

Adana’nın toprağı cömerttir.

Adana’nın toprağı ‘iyi’ bakarsan ‘iyi’ ürün verir.

Yıl içerisinde dönemlik ekilen buğday, mısır, karpuz, turp, baklagiller…

Uzun yıllara dayanan narenciye…

Toprak vermem demez!

Toprak verir de; üreten neden sevinmez?

Yanıtlanması gereken soru da bu…

***

Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan, bölgemizde ‘çiftçinin’ yok edilmek istendiğinden, harcanmak istendiğinden söz etti.

‘Zor koşullara karşın mazot, gübre, ilaç gibi girdilerin yüksekliğinin altında ezilen Çukurova çiftçisi, protein-nişasta değeri bakımından dünyanın en nitelikli mısırını üretiyor’ diyor.

Dünyanın ‘en nitelikli’ mısırı Çukurova üreticisinin elinde yetişiyor

Sevinmemiz, ‘bu’ özelliği taşımasından dolayı üreticimizi ödüllendirmeliyiz..

Nasıl bir ödül?

Birlik Başkanı Özkan diyor ki:

‘Üreticimiz, ulusal üretimi altıbuçuk milyon tona yükseltmiş. Mısır üretiminde kendi kendine yetebilecek konumdayız. Ama günümüzde bu değerler yok sayılıp, zamansız-gereksiz yere gümrük vergileri yüzde yüzotuzbeşten, yüzde yirmibeşe çekilmiş Türkiye Mahsulleri Ofisi’ne yediyüzbin ton mısır dışalımı yetkisi verilmiştir. Enflasyonu yapay olarak düşük gösterme çabasında olan yetkililer çiftçiyi harcamış, yok saymıştır!’

Çiftçiye verilen ‘en güzel ödül’ bu olsa gerek!

***

Ülkemiz güzel…

Bu ülkenin doğasını ‘talanlamadan’ kullanan üretici de ‘bu’ güzelliği yaşamalı…

Üretim aşamasında ‘zorunlu’ olarak kullanılan ‘yardımcı’ etkenlerin fiyatlarına, ‘yardımcı’ etkenlerin ‘ürüne’ yüklediği masrafa sıkça ‘iyileştirme’ getirileceği anlatılmış olsa da; altın, gümüş satıp-alanlar kadar önemsenmediği ortada!

Dışarıdan getirilecek yediyüz ton mısır benzerini ‘daha önce’ birçok tahılda yaşadık!

Nohutta, fasulyede, buğdayda…

Birlik Başkanı ekliyor:

‘Üretici mısır üretiminden vazgeçip daha düşük maliyetli, katma değer oluşturmayan ürünlere yönelecek, ya da tarlasını boş bırakacaktır. Pamuğun, ayçiçeğinin, baklagillerin başına gelen üretim açığı mısırda da yaşanabilecek.’

Soruyorum:

Ekim alanları boş mu kalmalı?

030817

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP