Ekonominin gidişini yorumlayan kaç kişi var?
Gazetelerin köşe yazarlarını okurken bazan öylesine yorulurum ki; ekonomist olmadığım içindir, derim kendimi avuturum…
Çoğu zaman tüm çabalarıma karşın avutamam da…
Kara kara düşünürüm o an! Hem de ne kara?
Şimdi bolca umut dağıtan, üstüne kurdele takan, onları tozpembe renklerle donatanlar; böyle, benim gibi olanları yatıştırmak için, biraz da can evimizden parçalamak için damga vururlar ya… İ
İşte öyle…
Vuruyorlar işte…
‘Paranoyaklığı bıraksana oğlum’ diyorlar! Ben paranoyak mıyım şimdi; anlamaya çalışıyorum…
Bugüne değin ‘paranoyak’ sözcüğünü birçok kez kullanmama karşın, ‘ilk’ kez daha içten araştırma gereği duygum…
Bulgularım şöyle:
Başkalarının ‘hep’ düşmanca davrandığı sanısı, Tanıdıklarının sürekli kimi garip yaratıkların ‘tehdidi’ altında olduğu inancı, Başkalarının kendine ‘haksızlık’ yaptığı düşüncesi, Paranoya, karmaşık bir ruhsal hastalık…
Şimdi bu bulguları, son üç-beş gündür gazetelerde boy boy okuduğumuz bir haberin kıyısına tutuşturarak düşünmeye başlayalım…
Birlikte…
AKP iktidarıyla birlikte ülkemize gelen ‘sıcak paranın’ çizdiği rota, elde ettiği ivme her geçen gün büyüyor!
Türkiye’ye gelen ‘sıcak para’ yabancıyı öylesine sevindirmiş, öylesine ülkemize bağlamış ki; bazı gazetelerin ekonomi yazarları, ‘yabancı’ yatırımcıya ‘açık’ çağrılar yapıyor.
Diyorlar ki;
Bize gelen sıcak paranız, başka ülkelerde elli-yüz yılda ulaşamayacağı kazanca bizde sekiz yılda ulaştı, haydin koşun, gelin…
Öylesine ki…
Ülkemizde sekiz yılda kazandıklarına Japonya’da 190, Amerika’da 79 yılda ancak ulaşabilirlermiş…
Şu soruyu gerekli bulalım: Bu ‘sıcak para’ ülkemizde neler yapıyor, ülkemize ne kazandırıyor da bu denli gelişiyor?
Yanıtını verelim:
Sıcak para İMKB hisse senetleri ile devlet iç borçlanma senetlerine yatırılıyor!
Canları istediğinde, bir çırpıda, bir başka yağlı-ballı ülkeye kayabilmek için…
Açıkçası şu:
Üretmeden, emek vermeden, yalnız ‘ödünç’ olarak bıraktıkları ‘paralarının’ karşılığında büyük ‘değerler’ alarak gidebilmek için!
Giden her kuruş, bu ülkenin alın teriyle bezenmiş, işgücüyle yoğrulmuştur!
Ülkemize her giren ‘sıcak paranın’, bize acı veren, sancı veren çıkışları olacaktır…
Bunu nereden biliyorum?
Haritamızın sol yanına bakalım…
Yıllar yılı ‘neden’ düşman olduğumuzu bile bilmediğimiz, Ecevit’in şiirinde ‘sılaya düşünce kardeş olduğumuzu’ anlayacağımız Yunanistan’ın bugün yaşadıklarının nedenini biraz olsun düşünme gereği duyanlar ülkemizde neler olduğunu daha ‘net’ anlarlar…
Yunanistan ‘elindeki’ değerleri yitirmiş bir ülke…
Borç batağından kurtulabilmek için ‘kamu kuruluşlarının’ elindeki hisselerini satmayı düşünüyor. Bazı kaynaklar ‘adacıklarının’ bile satılığa çıkaracağını yazıyor…
Şimdi…
Eğer…
Ne demek istediğimi anladıysanız, korkularınız varsa, ülkemize hisse senedi almak için gelenlerin bizi sömüreceğine inanıyorsanız, üretimsiz ekonominin halkı yoksullaştıracağını savunuyorsanız, bu yoksullaşmanın sözüm ona üretim araçlarının çok az sayıda kişinin elinde birikmesinin insanlığı acılara boğacağını görebiliyorsanız, …
Siz de bir paranoyaksınız!
Hoş geldiniz aramıza!
*21.11.10
EĞİTİM
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün öncePOLİTİKA
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYEREL HABER
4 gün önceDÜNYA
5 gün önce