0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Başkasını bilmiyorum, ancak Yeni CHP’nin özellikle hükümetin, ‘yargıda yeniden yapılanma’ eylemine karşı gösterdiği tavrı yerinde bulanlardanım.

Hükümet alanlara inip ‘eşkıya’ tanımını yapmış olsa da; her zamanki ‘işgüzarlığıdır’ diye değerlendiriyorum.

Geçen haftalarda, anımsarsınız Kayseri’de dönen dolaplar konusunda gerek Başbakanın, gerekse diğer sözcülerin ‘duvara tosladılar’ diyerek yalanlamalarına karşın, Kayseri’de uzun süre çalışan bir tanıdığımın ‘bu söylenenler ne ki’ diye söze başlaması bana daha inandırıcı geldi…

Yine Hizbullah sanıklarının ‘yargılayaydınız’ diyerek serbest bıraktıkları üyeleri bir bir ortadan kaybolunca bile yüzleri kızarmadan, ‘gözaltından’ tutamamanın özeleştirisini yapacakları yerde; önceki sözlerini yinelemeleri içinde bulundukları çıkmazı, ülkeyi sürükledikleri bunalımı düşündürdü…

* * *

Şimdi ne oldu?

Yeni CHP’nin Anayasa Komisyon üyeleri ‘yargıdaki yapılanmanın’ siyasallaştıracağından, ülkeyi karanlığa sürükleyeceğinden, yurttaşı karanlığa taşıyacağından dolayı halkı ‘baskıya, faşizme karşı’ direnmeye çağırdı.

Demokrasilerde, ‘beğenilmeyen’ için direnmenin adı ne zamandır ‘eşkiyalık’ oldu bilmiyorum!

Öğrenciler, öğrenim haklarını ister; eşkıya olurlar!

Tekel işçileri kazanılmış haklarının gasp edilmemesi için eylem yapar; eşkıya olurlar!

İşadamları bir araya gelir, ülkenin durum değerlendirmesini yapar; eşkıya olurlar!

Gazeteler, hükümetin çıkmazlarını sıralar; eşkıya olurlar!

Diyanet İşleri Başkanı bile hükümet gibi düşünmediğinden, başörtüsü için bir şeyler söyledi diye; eşkıya olurlar!

Böyle bir ‘ileri demokrasi’ içinde ‘direnme’ hakkınızı kullanamaz mısınız?

* * *

Bu savı ortaya atan Yeni CHP oldu…

Tekel işçilerinin eylemlerine yaptığı katkı gibi…

Yumurtalı öğrencilerine arka çıkması gibi…

Kayseri yolsuzluğunu gündeme getirmek gibi…

İşte tüm bunların arkasında ‘dik’ duramayışını, televizyon ekranları karşısına geçen konuşmacıların zamanın ‘bir an önce dolmasını’ bekleyen okul öğrencilerinin tedirginliğini yaşadıklarını görmek üzüyor beni açıkçası…

Tüm bu çıkışları ‘doğru’ bulmamla birlikte ‘savunulamamasını’ diyorum…

Yıllardır tartışma izlencelerinde ilgiyle izlediğim bir Süheyl Batum’un Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan’ı milletvekili adayı göstermek istediklerini söylemeden önce, ‘aday belirlemede lider sultasının sona ereceğini, kayıtlı üye ya da delegelerin etkili olacağını’ düşünmesi gerekmez miydi örneğin.

Konuşmacıların, haftalık düzenlenen toplantılarda ‘hafta içi neler konuşulacağının’ listesi çizilerek, altından kalkılmayacak ‘sözlerin’ önü kesilemez miydi?

Yeni CHP bunlara dikkat etmeli, diye düşünüyorum…

* * *

Yeni CHP’nin son yedi ‘sözünü’ sıralamak istiyorum:

*Çevre talanına ‘dur’ denilecek.

*Rant yasaları değil, kent yasaları çıkarılacak.

*2/b arazilerinin mülkiyet sorunu çözülecek, kullandıkları araziler orman köylüsüne verilecek.

*Üreticinin baş tacı olduğu bir ekonomik düzen kurulacak.

*Ekonomi sıcak paraya değil, çalışana, üretene, alın terine teslim edilecek.

*Bilime, teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli bir ekonomik kalkınma sağlanacak.

* 2023 yılında bölgesinde lider, dünyada oyun kurucu konuma taşınacak…

* * *

Çevre talanı, yeni kent yasaları, 2/b arazileri, orman köylüsü, üretici, sıcak para, bilim…

Uzun uzun konuşulup, tartışılması gereken, ayrıca da ülkemizde herkesin tanıklık yapabileceği, yaşamından kırpıntılar bulabileceği konular…

Çevre talanı, diyelim…

Yaşadığım kentle, komşu kent arasında yapılan yol çalışması sırasında doğaya bu denli ‘matkap’ vurulmalı mıydı, diye düşünenlerdenim… Kırılan kayalar, devrilen ağaçlar…

Ya da orman köylüsü…

Orman köylüsünün, ormana ‘yabancılaştırılmasının’ yanlışlığını hep söylerim… Köylünün yaşadığı yer köy. Köy, orman yeri… Köylüye orman yasak!

Ya da ‘baş tacı’ edilecek üretici…

Mazotu, gübresi, tohumu başlı başına sorun olan üreticinin başa taç yapılması…

Ya da bilime dayalı bir ekonomik kalkınma…

Bugünkü örgüt yapısıyla Yeni CHP bunları başarır mı?

Engeller ne denli zorlu olursa olsun başarmalı…

Ezilen emekçi kitlenin sorunlarını anlamalı, üç boyutlu bakmanın yollarını aramalı…

Yerel etkinliklerini başlatmalı…