0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçenlerde Başbakan’ın ‘kimin neyine karıştık, kimin içkisine engel olduk’ sözleri hergün ‘yeni’ biçimiyle konuşulurken muhalefetin, özellikle de ‘demokrasi savunucusu’ Yeni CHP’nin tutarlı bir eleştiri getirememesi karşısında düşünüyorum…

Adana’da yaşayan biri olarak, Ankara’daki görüntüleri unutmadım…

Alkol kullanılmasını bırakın, bunu bir ‘meslek’ olarak yapanların aldıkları uyarıyı da unutmadım…

Neler oluyor böyle?

Bunlar yok sayılıp unutuldu mu?

Bunlar ‘engel’ olmak değil de nedir?

* * *

Ben yaşadığım kentten bir örnek vereceğim…

Kentimize on dakkalık uzaklıkta, olağanüstü güzellikte, olağanüstü varsıllıkta bir dinlenme yeri var; Dağılcak…

Özellikle ‘dinlence’ günleri, hava da uygunsa, iki duble rakısını, etini, meyvesini alarak ‘cız-bız’ yapmaya gelir kentimin insanı…

Eşini, çocuklarını, uygun olan arkadaşını da yanına katarak…

Sosyal bir iletişim olarak da değerlendirilebilir bu durum…

Haftanın monotonluğu, haftanın yorgunluğu çam ile çınar ağaçlarının ortasından akan ‘göz’ suyun büyüleyen duruşu eşliğinde kırılmaya çalışılır…

Evet, böyleydi…

Ta ki yakın zamana dek!

Şimdi ne oldu biliyor musunuz?

Bu dinlence yerinde ‘içki kullanmak’ yasaklandı!

Artık buraya yolunuz düşürse iki duble rakı yerine ya şerbet, ya da limonata alıyorsunuz yanınıza…

Bunun gerekçesini bazılarından sorduğumuzda ‘ne oldu, içmeyince kötü mü oldu’ diye soruyorlar!

‘Birinin içeceğine karışma hakkını kimden alıyorsun’ dediğinizde de, işin kötüsü, apışıp kalmıyorlar!

* * *

Bu bir örnek…

Buna benzer daha bir sürü örnek bulmak da olasıdır…

Muhalefet ne yapıyor, diye düşünüyorum ister-istemez!

AKP’nin iktidar şımarıklığı gibi, muhalefet olmanın şımarıklığını yaşıyor!

Burada şunu söylemek istiyorum:

İlk başlarda Başbakan gibi, onun diline uygun konuşması hoşuma gidiyor olmasına karşın; bugün için ne Kılıçdaroğlu’nun, ne de gürsel Tekin’in konuşmasını, ‘senci—benci’ oluşuyla beğenmiyorum…

Kitleleri arkasında taşıyanların, özellikle de ‘demokrat’ bir katmanı taban sayan bir partinin yöneticisi söylediklerini, ses tonlarını özenle belirlemek zorundadır.

‘Sen’le başlayan, çokbilmişlik yapılarak anlatılan-kurulan tümcelerin ‘sorgulamasını’ çok iyi yaparlar…

Omuzlarına alarak ‘ivme’ kazandırmasını da, yere atarak kırmasını da iyi bilirler…

Açıkça, Yeni CHP’nin başka bir seçmeni vardır; sorgular, eleştirir, hesabını sorar…

Bunun için de Yeni CHP’nin yöneticileri dikkatli olmak zorundadır…

Biline…

* * *

Daha önce de yazdım:

Yeni CHP’nin kırkbir maddelik ‘sözü’ önemsiyorum…

Önemsediğim için de başarılı olunmasını istiyorum; çünkü bunları hak eden bizim insanımız, bu ülkenin iyi-kötü tüm yazgısında birlikte yaşayan insanımız…

Bu ‘sözlerden’ bir kaçını daha sıralamak istiyorum:

* Kamu İhale Yasası AB standartlarında yeniden düzenlenecek.

* GAP Projesi bir an önce tamamlanacak, GAP’a ayrılmış kaynaklar amaçları dışında kullanılmayacak.

* Güneydoğu’daki mayınlı araziler arındırılarak topraksız köylülerle verilecek.

* Doğu-Güneydoğu illerinde yapılacak yatırımlara uygun koşullu kredi verilecek.

* Doğu-Güneydoğu illerinde işsizlik ile aş sorunu devlet yatırımıyla çözülecek.

* Yenilebilir enerji kaynaklarına öncelik verilecek, dışa bağımlı olunmaktan çıkılacak…

* * *

Sorunları sıralarken ‘en çok’ dikkatimi çeken ‘topraksız köylüye toprak’ konusu bir başka yerlere götürdü beni…

Doğuda, günümüzde yaşamını sürdüren ‘feodalizmin’ tartışılması anlamını taşır bu!

Feodal yapıyı, demokrat bir yapıya dönüştürmenin zorluğu ne denli bilinmekte?

Ayrıca, topraklandırmadan önce kooperatifleşmeye gidecek misiniz?

Köylünün gereksinimi olan tohumu, gübreyi, aleti sağlayacak bir yapılaşmaya gidilecek mi? Yetmedi, hasat mevsimi ürün pazarlamanın önündeki engelleri aşıp, üreticiye ‘artı değer’ getirecek uğraşlar içinde olacak mısınız?

Yoksa…

Yetmişdört yıllarında yapılan bir ‘reform’ eksikliği ortaya koymuştu; köylü, kendine verilen toprağı ‘toprak karın doyurmuyor, ne tohum var, ne gübre, ne de traktör’ diyerek ağaya geri vermişti…

Yeni CHP’nin ‘toprak reformunu’ dile getirmeden önce, ‘bu’ yaşananları anımsadığına inanmak istiyorum.

Diğer seçenek: ‘sözler’ cek-cak’dan ileri gitmez yoksa!