KULAK ÇINLAMAM DAHA SÜRECEK GİBİ

ABONE OL
28 Eylül 2015 08:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son günlerin ‘en’ çok konuşulan konusu, kamuoyuna ‘Kürt Açılımı’ diye duyurulan, ancak ‘bir karmaşa’ olacağından daha çok; birbirini anlamaya çalışmayan parlamentorist liderlerin ‘çözümsüzlüğe’ doğru yol alışını düşünüyorum…

Kürt açılımı, neden gerekliydi?

Sosyal bir hak olduğundan!

Kürtler sosyal haklarını nasıl kazanmak istiyorlardı?

PKK ile!

PKK ne yapıyordu?

Kan döküyordu!

Kanı kim döktürüyordu?

‘Kürt sorununu çöz’ diyenler!

 

* * *

Dediğim gibi, ‘son günlerde’ herkesin konuştuğu bu ‘açılım’!

Konu ‘kan’ olunca bir açılımın da olma zorunluluğu var demektir!

Açılımın, ‘beyin fırtınası’ takımını oluşturan isimlerinden bazıları…

Deniz Ülke Arıboğan, Fehmi Koru, Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Mustafa Karaalioğlu, Ruşen Çakır, Muharrem Sarıkaya, İbrahim Kalın, Okan Müderrisoğlu, Nasuhi Güngör, Mithat Sancar, Ali Bayramoğlu, İhsan Dağı…

‘Beyin fırtınası’nın vardığı ilk kanı şu:

Açılım DTP ile olmalı, MHP mutlaka bu açılımda yerini almalı, CHP desteklemeli…

Açılımı daha ‘net’ bir biçimde açıklayan da olmadı!

Kürtler için ülke bölünecek, yer mi verilecek?

Değilse, sınır içerisinde nasıl bir yapılanmaya gidilecek?

Açılım sonucu oluşacak ‘yönetim’ nasıl bir süreçten geçirilecek?

Güney Doğu dışında kalan Kürtlerin durumu, ya da Güney Doğudaki Kürt olmayanların ‘yeni’ yapılanmada taşıyacağı özellik ne olacak?

Bu güne değin ‘dağda’ estirilen terörün baş aktörleri oldukları bilinen ‘bazı’ isimlerin, o isimler üzerine halkın beynine kazınan çeyrek yüzyıllık yaşanmış ‘acı’ öyküleri; açılım sonucu nasıl biçimlenecek, nasıl yurttaşın desteğini kazanacak?

Bu arada da Devlet Bahçeli’nin şu sözleri neleri kamçılamayacak?

´25 yıl dağda gezenlere Türkiye´yi böldürmek istiyorsanız, 50 yıl dağda gezmeye hazır olup, Türkiye´yi böldürmeyen milliyetçi harekete de isteğini vereceksin!´

İlk okuduğumda o denli ‘takıntı’ yapmadım.

Ama biraz düşününce, seksenli yıllarda yaşananları anımsayınca, kitaplardan okuduğum-daha gerilere gidip- altıncı filoculuk yıllarını gözlerimin önüne getirince; birden sarsıldım!

Tarih bilgisinin ‘sorgulanması’ gerektiğine inandım, Devlet Bahçeli’nin.

Ne iktidar… Ne muhalefet… Ne de ‘beyin takımı’…

‘Uyum’ yönünden yüreğimi kaynatmıyor; umut vermiyor!

Obama’nın mecliste yaptığı, milletvekillerinin de alkışladığı konuşma şu an bile kulaklarımı çınlatıyor: Kürt sorunun çözün, Ermeni sırını açın…

Çınlama sürecek gibi…

 

* * *

Bu açılım gündemdeyken, bir açılım var ki; önü tıkanıyor, tartıştırılmıyor, konuşturulmuyor.

Bu akşam, iki tevi, uygun bir saatte, bilinen bir isimle dese ki:

Bu akşam, 6 ayda 1911 kişinin yaşamını yitirdiği, 88 bin kişinin yaralandığı ‘trafik terörünü’ masaya yatıracağız. İzleyicilerimizin de sorularının yanıtlanacağı bu izlenceyi sakın kaçırmayın!

Ne olur, dersiniz?

Yurttaş o kanala kilitlenir!

Bizim bu bölgeden katılan izleyici şunu sorar örneğin:

Yollarımız genişliyor, tamam da; mıcırlı yolların trafiğe belli bir süre kapanması zorunlu değil midir? Burada, yeni asfalt dökülen yollar trafiğe açılıyor, buralar silindirlerce iyice yerleştirildikten sonra trafiğe açılması gerekmez mi? Gözümün önünde bir kaza oldu. Dört kişi yaralandı!

Bir başkası da şunları diyecektir:

Çevre yoluna, beş kilometrede, kaç giriş olabilir? Her beşyüz metrede çevre yolu girişi olan bir örnek göstermek olası mı?

Ülkemizde ‘kan döken’ PKK’dan daha çok ‘kan döken’ trafik terörü ‘açılım’ yaptırmayı daha hak etmedi mi?

Üstelik karşısında DTP gibi bir örgütte yok!

Ama yurttaş var değil mi?
Bunca alınan vergilerin, kimin cebine gittiğini düşünelim!

 

Biliniz ki tüm bunlar ‘yurttaşa yol, su, elektrik’ olarak dönmüyor; dönmeyecek de…
Sistemin tuzaklarıdır tüm bunlarla birlikte sevdiklerimiz, yoldaşlarımız…

 

Sistemin ‘bu’ tür komploları beni aşıyor biliyor musunuz?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP