0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçtiğimiz hafta gerek kentimizde gerekse yurt genelinde etkinliklerle kutlanan Cumhuriyet, sekiz yıldır ülkemizi yönetenlerin neler yaptığını da gösteriyor aslında.

Atalar ‘aynası işidir kişinin’ demişler…

Haksız da değiller; olanları gördüğümüzde, hükümetin neler yaptığını yorumlamamız hiç de o denli zor değil!

Neye bakarsanız bakınız;

Ülkenin ekonomisine…

Ülkenin bölgeleri arasındaki ayrışıma…

Sınıfsal ayrılıkların artışına…

Yabancılaşmaya…

Yozlaşmaya…

* * *

Cumhuriyet; bir erdemdir, bir kültürdür, bir yaşama biçimidir…

Cumhuriyet’in kazanılması, o günkü koşullarda ‘hilafetçilere’ anlatılması, benimsetilmesi hiç de kolay olmamıştır.

Karşısındakinin bilgisine saygı duyduğunca, kendi ilkelerini oluşturabilen, o ilkelerden ödün vermeyen bir yapılaşmadır.

Bunların hiç biri yadsınmayacak gerçeklerdir.

Kutlamaları izlerken bunları düşündüm…

Kentimde araç konvoyu yapılacağını duyduğumda ‘ilk’ tepkimi göstermeye çalıştım…

İnsanlardan ıraklaşarak, petrol bağımlısı olduğumuzu unutarak, son model araçları sergileme konvoyuna  ‘Cumhuriyet konvoyu’ adını vermek…

Bana ‘hiç de’ iç açıcı gelmedi…

Daha çok sekiz yıllık ‘şekillenmenin’, bilgiden ötelenmenin, yabancılaşmanın ürünü…

Oysa kentlimin katıldığı; marşlar söyleyerek, bayraklarını dalgalandırarak kutlanması daha geniş bir yığını bir araya getirmez miydi, daha da Cumhuriyetin anlamına uygun olmaz mıydı?

Evet…

Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı resepsiyonu da çok konuşuldu…

Bununla birlikte Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’daki kutlamada bulunması, geniş yığınlarla bir arada olması, resepsiyona katılmaması başbakanca eleştirildi…

Ama nasıl bir eleştiri…

Biraz da dozu yukarıda…

* * *

Bilim adamları, eşlerin belli bir dönemden sonra birçok birbirine benzediklerini savunuyorlar…

Bildik yüzleri imbiğimizden geçirerek, bu varsayımın doğru olup olmadığını düşünmeden önce, babamızla annemizi birbirine ne denli uyumlu olduklarını daha rahat ölçüp tartabiliriz.

İşin aslı, ben annemle babamın birçok ortak yönlerini söyleyebilirim…

Yoksa çekilir miydi uyumsuzluk?

Şuna gelmek istiyorum…

Her iktidar, kendine benzer bir ‘biçim’ üretiyor.

Sekiz yıl önce ‘çalışarak’ yaşamını kazanmak isteyenlerin sayısının, bugünkü sayıdan çok daha fazla olduğunu düşünüyorum.

Bugün gelinen noktada ‘rant ekonomisinden’ beslenenlerin arttığı gibi, ‘yeşil kart’ olayının savurganca dağıtılması da ‘çalışmadan’ yaşamanın albenisini artırmakta…

Bu noktadan bakarak ‘konvoy’ tutkusunun özünü biraz daha iyi anlayabiliriz kanımca…