Kimi İçten Buldunuz

ABONE OL
29 Eylül 2015 10:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Pazar günü yapılacak olan halkoylamasında sağlık bir biçimde ‘oy’ kullanmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor!

Siyasi partilerin genel başkanlarının olsun, ya da başka sözcülerinin olsun konuşmalarını izlerken ister-istemez gerildiğimi gibi, bu işin yurttaşın ‘üzerine’ bırakılmasına da şaşırıyorum.

Arkadaş;

Ülkeyi bu duruma getiren yurttaş değil!

Ülkeyi iki yasayla ‘tehdit’ eden yurttaş değil!

İnsanları kutuplara ayıran yurttaş değil!

Aç bırakan yurttaş değil!

Suya, sabuna, soğana ‘muhtaç’ eden yurttaş değil!

Kim mi?

Bu ülkeyi yönetenler!

 

* * *

Baştan düşünmeye başlayalım:

Ne dendi?

’12 Eylül yasasını değiştireceğiz, bu darbe yasasıdır, bize destek olun!’

Hükümetin bu doğrultudaki yaklaşımını yadsıyan var mı?

Olduğunu sanmıyorum!

Peki, 12 Eylül yasası neydi?

İlki HSYK ile ilgili madde…

Diğeri ise Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu ile ilgili madde…

Diğerleri…

Peki, bunun arasında ‘dokunulmazlık’ ile ilgili olan madde…

Ya da ‘siyasi partiler’ ile ilgili madde…

Ya da üreten insana verilen haklar…

Ya da insan hakları…

Bunlara gereksinim yok muydu?

Yoksa vardı da; amaç bağcıyı mı dövmekti?

 

* * *

Evet, amaç bağcıyı mı dövmekti!

Şu an yapılacak olan halkoylamasında, seçmenin önüne koyulacak olan evet-hayır, salt hükümetin güven oylaması olduğu gibi, ‘sivil diktatörlüğün’ temel taşı olacaktır!

Sivil diktatörlük, derken…

Artık hükümetler, istedikleri yolsuzluğu yapacak, ancak Anayasa Mahkemesi sessiz kalacak!

Hükümetler, ‘kar getiren her şeyi satarım’ demeyi yaygınlaştıracaklar!

Yine hükümetler, mayınlı bölgenin temizliğini istediği ülkeye kırkdokuz yıllığına verse de, biri çıkıp engelleyemeyecek!

Yine hükümetler, istediği kişiyi istediğince içeri atsalar da hiçbir savunmaya izin vermeyecek!

Yine hükümetler, istemediği yazıları yayınlayan gazeteleri ‘tehditle’ sindirebilecek!

Hükümetler, ‘bir oy için’ her yalanı, her ‘takiyyeyi’, her ‘poşeti’ rahatlıkla kullanacaklar, ancak hiç kimse tarafından eleştirilemeyecek!

Yine hükümetler, çevrelerinde varlıklı yalakalar oluşturmayı sürdürürken, uzaklardakiler her gün biraz daha ‘kömüre, bulgura, şekere, yağa, beyaz eşyaya’ el açar duruma gelecek!

 

* * *

Yarın bayram…

Şeker Bayramı…

Şeker tadında olmasını diliyorum.

Bir de şuna dikkat edilmesini istiyorum:

Şeker Bayramına neden olan oruç ayının bitiminde biraz düşünelim.

Diyelim ki örneğin: Bu referandum konusunda başbakanın mı dediklerini içten buldunuz, yoksa muhalefetin mi?

Her gittiği kentte, kentin ince duygularına göre Menderes’i Yazıoğlu’nu, Anter’i, Ahmet Kaya’yı işlemesi ne denli gerçekçi bulundu, iftar yemeklerinde hep bir elden evet kutuları dağıtılması ne denli etikti?

Ya da Kılıçdaoğlu’nun ‘arkadaş gel, istediğin televizyonda, istediğin gazeteciler karşısında tartışalım’ demesi mi daha gerçekçi, yalansızdı?

Bugün hiçbir şey için geç değil!

Sağlıklı bir oy kullanmak için şimdiden düşünelim…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP