KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA MEKTUP

ABONE OL
28 Eylül 2015 08:36
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sayın Genel Başkan;

Göreve geldiğiniz günden beri değil, daha öncesinden ‘dikkatlerimin’ üzerinize yoğunlaşmasına neden oldunuz. Bu güne dek, yakın zamanda anımsadıklarımızdan ‘ayrılan’ yanlarınız öylesine çoktu ki; ülkemizde ‘politikanın’ sizinle değişime uğrayabileceğini bile düşündüğümü anladım.

Siz bir şeyler yapabilirdiniz…

Bir yurttaş olarak, düne değin yaşadıklarımızı şöyle bir sıralamak istiyorum izninizle:

Ben bir ilçede yaşıyorum. Örgüt oluşumunda izlenen yolu hiçbir zaman benimseyemedim. Açıkça söylemek gerekirse, bir faşist partinin yapacaklarına çoğu zaman tanık oldum… Neler mi? İlçe örgütünün amacı, ‘o’ ilçede yaşamını sürdüren, ‘o’ düşünce uğruna birçok yerden ötelenen partiliyi bir araya getirmek, örgütte söz sahibi yapmak, kaynaştırmak değil midir?

Bilmiyorum, siz doğrusunu biliyorsunuzdur mutlaka… Diğer partilerden, yönlendirilebilecek kişilikte olanları bir gecede partiye kayıt yaparak, örgüt içine almak mıdır doğrusu?

Biz bunlara tanık olduk, Sayın Genel Başkan…

Düşünün… Bu partide yaşamlarını harcamış, üstelik şimdiki gibi ‘ihale’ ardından koşmadıklarından dolayı ‘bir kazmaya kulp’ olamadıkları gibi, bu partiye ‘küstürülmüş’ o denli tanıdığım var ki… Partiye varamamışlar, varsalar bile ‘sahiplenilmemişler’, sonra da mısır taneleri gibi dört yana savrulup; yıllarca uğraş verdikleri partilerinin, tanımadıkları yüzlerin ellerinde ufalanmasını izlemişler…

İktidar olamamak ne denli acı olsa da,‘partili’ olmayanların ‘partide’ söz sahibi olması daha acıdır kanımca…

Bir diğer konu…

Her kim ne derse desin, göreve başladığınız günden beri kullandığınız ‘söylem’in gerekliliğini sürekli vurgulamış olsam da, bazılarına benimsetmekte zorlanmıştım. Siz daha iyi anımsarsınız, hani şu Ecevitli yılları… Ne diyordu o zamanlar biliyorsunuz…

‘Ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen…’

‘Biz Kıbrıs’a savaş için değil barış için gidiyoruz. Yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için gidiyoruz…’

‘Toprak işlenin, su kullananın…’

‘İşçi, köylü elele…’

Daha bunun gibi, buna benzer birçok sloganlar ‘söylem’ aralarına serpiştirilerek alanlar coşturulmuştu… Ben çocukluğumla, babamın sevincine sevinirdim. Gazetelerden, radyodan, ya da kaset-çalar aracılığıyla yüreğimiz hızla çarpardı…

İşçiye, emekçiye, memura, esnafa, öğrenciye, ev hanımına seslenişiniz ‘tam’ özlenen olmasa da, bu güne değin gördüklerimizden ‘çok adım’ ileride; biliniz…

Şimdi…

Bir yurttaş olarak sizden öncelikli beklentimiz şu:

İl-ilçe örgütlerinin oluşumu sırasında, önceden yaşanan faşizan tutumdan vazgeçip,  demokratik yollar seçilmeli.

Partiye, isteyen herkesin rahatlıkla kaydı yapılmalı, ancak görev verilecekler ‘emek’ verenlerden olmalı.

Daha ‘dün’ partiye gelip, bugün görev bekleyen döneklere, fırsatçılara, revizyonistlere izin verilmemeli.

Ağa-paşa hesabıyla oluşan ‘delegeler’ değil, partinin kayıtlı üyeleri ‘seçici’ olmalı.

Adayların belirlenmesi üç-kişiye değil, yine kayıtlı üyelerin ‘inisiyatifiyle’ belirlenmeli.

Sayın Genel Başkan;

Yapılacak değişiklikler salt partiyi değil, ülkemizdeki demokratik ‘siyasal’ oluşumu da şekillendirecek, halkımız daha iyi anlaşılacaktır…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP