Biz üç kişiydik

ABONE OL
29 Eylül 2015 10:04
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Evet, çünkü ‘özgürlüğü’ yaşamak istiyoruz; leke düşmemiş, yalın, bizim olan yaşamda ‘özgür’ olmaktan ‘usanık’ bir kuşak olmamak uğruna uğraş veriyoruz…

‘Özgür’ olabilmenin ‘gereksinmeleri karşılamak’ anlamıyla eşleştiğini de biliyoruz.

Geçenlerde dost İsmail Sönmez ‘hep konuşanlar dinlenir, sözler üzerinde yorum yapabilme yeteneğim elimden alınırsa, kuklaları olurum. Eğreti olan sistemin bir başka taşıyıcısı olurum. Buna, bu çağda kimsenin hakkı yok’ saptamasını yaparken, oldukça içtendi.

Hep ben konuşursam…

Hep sen dinlersen…

Kuklam olursun!

Buna izin verme!

 

* * *

Bu sözleri ‘neden’ söylüyorum ki?

İçimin, içime ‘sığmayışını’ bırakın haykırayım!

Bırakın ‘kırılgan’ olduğum en ‘ince’ yanımı sesleneyim!

Bunda ne kötülük aranır, ne ‘kuşkular’ taşınır anlamıyorum.

Gecenin ‘kapkarasından’, güneş ‘aydınlığında’ giysiler biçen ‘güce’ daha ne denli dayanmam istenir, daha ne denli susmam beklenir, daha ne denli sessiz kalmam düşünülür, daha ne denli…

Haklar, bir gereksinmedir de…

Gereksinme de, özgür olmanın koşulu.

 

* * *

Bir başıma değilim, her şeyden önce…

Bu toplumun ‘eğrisinde-doğrusunda’ her şeyini üleştiğim bir katmandan söz ediyorum.

Uyanık olamayan, uyur-gezen olan, bilmeyen, okumayan, yorum yeteneği iğdişlenmiş, gereksinmelerinden kopuk toplumların, salt ‘dinleyiciliği bırakmadan’ yaşamlarını sürdürüyor olmaları; bir yerde ‘kukla’ olmayı yaşam biçimi olarak ‘benimsemişliğin’ kanıtı…

Yaklaşan Genel Seçimde kararımızı verirken tüm bu ‘mız mız’lıkları üzerimizden atma uğraşını ne denli başarmak istiyoruz?…

Ne denli ‘özgürüz’ diyebiliyoruz?

Üstü başı yara-bere içinde olmasına karşın, hiçbir tanıdığı-bildiği bu eylemden zarar görmemişcesine; sınav sisteminin ‘zedelerini’ yadsımaya varan davranışlar içerisine gömülen hükümetin peşinden koşuşturulması ‘nasıl’ tanımlanıyor; anlamaya çalışıyorum.

Karşılaştığım velilerin yakarışı;

‘Çocuğumun psikolojisi bozuldu…’

‘Ne yapacağımızı şaşırdık…’

‘Biz kötüydük, çocuklarımızı daha da kötü günler bekliyor…’

‘Sınav sisteminde hak-hukuk olduğunu kimse anlatamaz artık…’

Ne söyleniyor, arkadaş?

İktidar, muhalefet, Obama ne diyor?

Kızların da okuma hakları olduğunu haykıranlar nerede?

Biz neredeyiz arkadaş?

 

* * *

Evet, ‘özgürlüğü’ yaşamak istiyoruz!

Yatağımızdan ‘rahat’ uyanmak, ‘şafakta’ kuşku duymadan uyanmak istiyoruz.

Eşimizle, çocuklarımızla, dostlarımızla, bu ülkede yaşamak istiyoruz. Bu ülkede çalışmak, bu ülkede doymak, bu ülkede sevmek, bu ülkede coşkulanmak istiyoruz…

Dağına ‘bizim dağımız’, toprağına ‘bizim toprağımız’, denizine ‘bizim denizimiz’ yaylasına bizim yaylamız’ demek istiyoruz…

Tamam, bizi siyasal gerginlik yaratılan dönemde harcadılar; ancak çocuklarımızın başka bir kirli yazgıyla karşılaşmasını, yaşanılanları yaşamalarını istemiyoruz…

Konuşulsun istiyoruz.

Dinlensin de elbette…

Konuşmak için; okunsun, öğrenilsin, bilgilenilsin istiyoruz.

Kukla olunmasın; çok mu?

(Bu yazıyı üç kişi bir araya gelerek, tartışarak yazılmıştır…)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP