0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Komplo teoriler üzerine en güzel yazıları Serdar Turgut’tan okumama karşın, son günlerde birçok kişiyi paranoyaklaştıran ‘gelişmelerden’ uzak durması açıkçası beni şaşırttı.

Nasıl şaşırmam ki?

2012 yılında, Marduk gezegenin neleri alt-üst edeceğini ilk kez Serdar Turgut’tan öğrendiğim gibi, ‘mayalar’ denen uygarlığın da bu gezegen konusunda ‘birikimlerinin’ olduğunu öğrenmiştim…

Marduk konusunda ABD’nin-Pentagon’un bilgisi vardı!

Ülkemizin de bilgisi vardı!

ABD’nin, bölgemize verdiği önem bu nedenleydi!

Çünkü bölgemiz en güvenli coğrafyaya sahipti!

ODTÜ’lü kimi bilim adamları, Torosların bilinmezliklerine sığınak bile yaptırmışlardı!

Bunları biliyorduk…

* * *

Bundan tam yüzelli yıl öncü…

Gecenin sıfır ikisi…

Gece, gündüz gibi aydınlanıyor!

Bunun ‘nedeninin’, güneşten gelen ‘anormal’ manyetik enerji, olduğu öğreniliyor!

Manyetik enerjinin ‘anormali’…

O zamanlar, dünyada iletişimi sağlayan ‘telgraf’ sistemi tamamen çöküyor!

Yaşam alt-üst oluyor!

* * *

Şimdi, bundan dolayı paranoya kapılmak ‘niye’ diye düşünülebilir!

‘Niye’nin yanıtı şu: 2012 yılının eylül ayında, güneş fırtınasının Kuzey Amerika ile Avrupa’yı saracağı kanısı bilim adamlarında egemen.

Sözüm ona, üç yıl sonra…

Gerçekleşme olasılığı olan ‘güneş fırtınası’ etkisini her alanda gösterecek!

Tv-Radyo istasyonlarının yayını kesilecek!

Elektrik sistemi devre dışı kalacak!

Cep telefonu şebekeleri çökecek!

Sular kesilecek, Gps sistemi çalışmayacak!

Yerle bir olan ‘yapının’ yeniden kurulması en az yirmi yıl sürecek!

Bu süre içerisinde elektrik olmayacak.

Kanalizasyon, içme suyu bulunmakta sorunlar yaşanacak.

Yüzbin dolayında insan yaşamını yitirecek!

Zarar gören alt yapının yeniden yapımı en az yirmi yıl sürecek!

İşin en ilginci de, güneşten gelen ‘anormal’ manyetik enerji 2012’de gerçekleşmemesi durumunda 2023 yılında yaşanacak!

* * *

Bu tür komplo teorilerine ‘inanmak’ ya da ‘inanmamak’ arasında kalan çokları var biliyorum.

Serdar Turgut’tan ilk kez ‘Marduk Gezegeni’ teorisini duyduğumda uzunca bir süre tasalanmış, ‘olacakmış gibi davransam, ona göre de çevremle barışık olsam ne çıkar’ diye düşünmüştüm.

Sonra da ‘her akşam, bir hafta sonrasının hava durumunu söylerken inandırıcı olan bilim, neden yanılsın ki’ diye iç geçirmiştim…

Aslına bakarsanız, ABD’nin burnumuzun dibinden ayrılmamasını salt petrole bağlayan ‘sığ beyinlerden’ olmadığım kesin! Bu inancımdan dolayı da, kakasını bile ülkemizde bırakmaktan kaçınan Obama’nın, son günlerde bölgemizi ilgilendiren sözlerini üst üste koyduğumda ister istemez paranoya kapılıyorum bende işte!

‘Ermeni sınırını açın!’

‘1915 olayları konusunda düşüncem değişmemiştir!’

…

Bunların tamamı birer komplo teori!!!

Burada ne düşündüm biliyor musunuz; şunları:

-Obama’nın, işaret parmağını sallayarak ‘Ermeni sınırını açın, Kürt sorununu çözün, ruhban okullarını açın’ direktifinin, bende oluşturduğu ‘ezikliği’, bu ezikliğe suskun duran AKP’yi…

-İnsanımızın içerisine sürüklendikleri bilinmezliğin, her şafak başka kuşkulara gebe olduğunu…

-Ekonomik krizin, kendi tutarsızlıklarından fazlasıyla etkilenmesine karşın, ‘en az zararla aşmaya çalışıyoruz’ aldatmacasından uzak durmadıklarını…

-Artık ilköğretim ders kitaplarında bile ulu önderi anmaktan rahatsızlandıklarını…

-Kendi sistemlerini egemen kılma çabalarında, ‘çığırtkan’ bulma zorluğuna kapılmadan ‘liberalist’ tutkunlarını önüne katacakları konusunda tüm güvenceyi ellerinde bulundurmalarını…

Şimdi…

AKP’nin iktidarı elinde bulundurduğu dönemde; gerek AKP’nin, gerek AKP’li seçmenin, gerekse muhalefet partileri ile partililerinin yaşadığı ‘kıyasıya’ ayrışma-kendindenleşme çabalarının sonucu olarak, ekonomiden kopuşların yaşandığı bir ortamda ‘AKP Siyaset Akademisi’  kapsamında daha yararlı olmaları için ders verecekler!

Biz de buna inandık!

Görülen köy liberal kılavuzlar gerek değil mi ki?