Açılımı Anlamak

ABONE OL
29 Eylül 2015 10:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hükümetin ‘açılım’ politikası ile birlikte, ülkemizde ‘terörün’ de tırmandığı gerçeğini köşe yazarları, akademisyenler, çeşitli düşün adamları yer yer dile getiriyor.

Anımsanırsa, daha başta ‘çelişkiler’ yumağı belirgindi!

Açılım da; neyin açılımı?

Kürt açılımı, dendi!

Demokratik açılım, dendi!

Güney Doğu açılımı, dendi!

Sonunda en belirgini ‘açılım’ kaldı!

Herkes, ama herkes ‘açılımın’ içerisinde kendisine yer aramaya başladı…

Politikacısı, dışsatımcısı, öğrencisi…

Abdullah Öcalan bile ‘açılımın’ kendine bakan yüzünü konuştu, tartıştı; tartıştırdı!

Bugüne değin gündemde olmayan konular konuşulur, anlayış gösterilir oldu!

Bunlara olmadı denebilir mi?

 

* * *

İşte burada…

Açılımın ‘a’sından bilgisi olmayanlar, bir gün, bir saatte, ‘açılımın’ kara sesiyle uyandılar!

Açılımın kara sesi ‘ne’ mi?

Ülkede terör estirenler daha özgür koşullarda eylem yapacaklarını, bugüne değin yaptıklarının ‘karşılıksız’ kalacağını, terörün ‘baş’ isminin elini-kolunu sallaya sallaya sokakta gezeceğini düşünürken…

Bir de baktılar ki…

Hepsi sanal!

İstetip vermeme olayı…

Ne oldu sonucu?

Daha çok ananın gözleri yaşla dağlandı!

 

* * *

Tırmanan terör, yalnız varsılları tanımıyor!

Onlar yine ‘alemin’ kralını deniz açıklarında, her şeyden ırak yaşıyorlar…

Kentimden, Van’da katledilen Jandarma Komando Çavuş Serdar Yeşilyurt…

Basına yansıyan ilginç bir öyküsü var; okurken burkuldum…

Serdar, altı çocuklu bir ailenin çocuğu…

Dikli ağacı olmayan, bahçe bekçisi bir babanın…

Serdar, daha çocuk yaşta yaşamını kazanmak için çaba harcıyor…

Serdar, Sivas’ta bir lokantada çalışıyor, para biriktiriyor…

Serdar, köy öğretmenlerinin verdiği yol parasıyla askere gidiyor…

Ucu açık ‘açılımdan’ ne beklerdi, dersiniz?

Yaşamak!

 

* * *

Açılım ile birlikte yaşananları algılamak için bugünün gazetelerini, televizyon izlencelerini gözden geçirmek o denli zor değil…

İki gün önce ‘demokratik açılım’ kapsamında Kandil ile Mahmur’dan gelenlerin geri dönüşü ´konusu´ haberleri vardı her yerde…

Nasıl gelmişlerdi öyle ama?

Davullar, zurnalar, oyunlar, bir de ‘seyyar’ yargılama ile…

O günkü olayın ülkemize ‘ne’ kazandırdığını düşünmek gerekmez mi?

Bugüne gelinmesinde o günün ‘payını’ aramak ‘pek’ mi mantıksız?

Yapmayın ama…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP