28 Eylül 2024 Cumartesi
Süleyman YAĞIZ
İKİ ayrı marketten kırmızı ve yeşil mercimek aldım.
Markalarına bakınca YERLİ ÜRETİM sandım. Eşime, “MERCİMEKLERİ YERLİ ALDIM” diye müjde verecektim ki, bu sırada, “ÜRETİM YERİNE” bakma ihtiyacını duydum…
Bakmaz olaydım! Bunların da ÜRETİM YERİ KANADA çıktı!
*
Mercimek ithaline şaşırmadım. Çünkü yıllardır yapıldığını biliyorum.
Ancak aldığım mercimeklerin üzerinde “Anadolu” gibi ifadeler yer aldığını görünce YERLİ ÜRETİM sandım… Ama değilmiş! Ona şaşırdım!
Sadece mercimek mi? Değil… Daha birçok tarımsal ürünü yabancı ülkelerden alıyoruz.
Hatta bir ara, samanı bile Bulgaristan’dan aldığımız ortaya çıkmıştı!
*
Eski Başbakan Binali Bey ise çıkmış, “EKİN KARDEŞİM, EKEBİLDİĞİNİZ KADAR EKİN. DELİLER GİBİ ÜRETECEĞİZ Kİ, SÜRÜMDEN KAZANALIM” diye çağrıda bulunuyor çiftçiye; sanki dalga geçer gibi!
Binali Bey’e sormak gerek: Çiftçide üretecek hâl mi bıraktınız ki?
Sıkışınca, tarımı desteklemek yerine ithalata başvura başvura çiftçiyi üretemez hâle getiren siz değil misiniz?
*
Türkiye tarımda ve hayvancılıkta kendine yeten ülkelerden biriydi.
Ben çocukluğumdan, yâni 60 yıl önceden hatırlarım: İslâhiye’den geçip Suriye’ye giden trene yavaşladığı yerlerde canlı hayvan yüklenerek kaçakçılık yapılırdı.
Turgut Özal’la birlikte ülkemiz tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeterliliğini kademe kademe yitirdi.
*
Bir de ortaya tarım düşmanı kifayetsiz siyasetçiler ve ekonomi ajanları çıkınca tarımsal ürünler ithal edile edile sonunda baktık ki, ülkemize özgü mercimeği bile taa Kanada’dan alıp getirmeye başlamışız!
Bu iş çiftçiye “Ekin kardeşim” demekle olmaz… Hâlâ mı öğrenemediniz Binali Bey? Devlet politikası hâline getirilmeden sorunu çözmek mümkün olabilir mi hiç?
“Ekin kardeşim ekin” gibi boş lafları bir tarafa bırakın da tarımı kalkındıracaksanız, bu işi adam gibi yapın!