Soner Sevgili

Soner Sevgili

07 Nisan 2024 Pazar

Sevgili radyo günlüğü – 4 “Kimseye Etmem Şikayet” Vol.03

0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Dinleyenlerin ruhuna işleyen bu ölümsüz eserin sözleri İhsan Raif Hanım’a ait.

İhsan Raif Hanım 1877 yılında Osmanlı eliti sayılabilecek varlıklı ve köklü bir ailenin çocuğu olarak babasının valilik görevi nedeniyle bulunduğu Beyrut’ta doğdu.

Mithat Paşa’nın yetiştirdiği, Sultan II. Abdülhamit’in kendisinden pek hoşlanmadığı ve çekindiği için sık sık taşrada görevlendirdiği baba Raif Paşa çocuklarının eğitimine çok önem verdi. Onlara özel hocalardan müzik, edebiyat ve Fransızca dersleri aldırdı. Küçük yaştan itibaren edebiyata ilgi duyan İhsan Raif, dönemin şairlerinden Rıza Tevfik’in etkisiyle hece ölçüsüyle halk şiiri tarzında şiirler yazmaya başladı. Şiirde hece ölçüsünü kullanan ilk kadın şairlerimizden olan İhsan Raif Hanım’ın sade ve incelikli bir dili vardı.

İlk çocukluk yıllarını Adana’da geçirdi. Çok iyi derecede Fransızca biliyordu. Fransız edebiyatına da ilgi duyuyordu. Şiirleri aşk doluydu. Hissiyatını ifade edebilen, maneviyatı yüksek bir kızdı.

1889’da baba Köse Mehmet Raif Paşa, Nafia ve Ziraat Nazırı olunca aile İstanbul’a taşındı ve bugün Nişantaşı Rumeli Caddesi’nde hala duran ve bir dönem Şişli Kaymakamlık Binası olarak da kullanılan Taş Konak’a yerleşti.

İhsan Raif’in; “O günler başka bir semâ altında, tomurcuk güllerin açtığı, uçarı gönüllerin coştuğu hayal ülkesiydi” diye hüzünle andığı konak yine onun sözleriyle “şiirin, musikinin, sanatın beslendiği bir edebiyat mekânı” idi.

İşte bu Taş Konak’ta bir gün henüz 13 yaşında olan İhsan Raif ile ablası Belkıs, odalarında oynarken odanın kapısı birdenbire açıldı ve kızların o güne kadar hiç görmedikleri ve tanımadıkları bir adam içeri girdi.

Niyetinin hiç de iyi olmadığı belli olan bu adam, İhsan Raif Hanım’ı kaçırmaya çalıştı. Fakat başarılı olamadı. Çocukların çığlığı eşliğinde oradan uzaklaştı ve gözden kayboldu.

Bu kişi başka bir kadınla birlikte yaşayan ve bu birliktelikten bir de çocuğu olan Reji Memuru Mehmet Ali’ydi. Çocuğu yaşındaki İhsan Raif’e göz koyan Mehmet Ali, konaktaki hizmetkarları kandırarak girebilmişti Taş Konak’a. Bu nedenledir ki İhsan Raif anılarında bu olayı “Arap Bacıların komplosu” olarak anar.

Yaşanan bu olay İhsan Raif Hanım’ın hayatında büyük değişikliklere ve ızdıraplara yol açtı. Babası Raif Paşa yaşanan bu hadiseden ve etrafta çıkan dedikodulardan sonra kızı İhsan Raif Hanım’ın Mehmet Ali ile evlenmesine karar verdi. Üstelik henüz 13 yaşındayken…

“Babamın terazisinin şaştığını hiç görmedim ben. Onu Hazret-i Ömer adaletinin timsali bilirdim. Benim istikbalimi tartarken adil olmadı o terazi. Mehmet Ali’yle nikâhlanmaktan başka çıkar yolum kalmadı. Günlerce gözyaşı döktüm, haftalarca yalvardım. Babacığım, masumum, bana kıyma, derslerimi tamamlayayım, yaşım küçük, beni yakma, dizlerine kapandım. ‘Beni sevdiğim biriyle evlendir, telli duvaklı gelin et…’ dedim. Dinlemedi” diyordu İhsan Raif Hanım.

Mehmet Raif Paşa, kızı İhsan Raif’in ve bütün aile fertlerinin itirazlarına, ağlamalarına, yalvarmalarına aldırmadı. Çünkü bu olay ona göre artık bir namus meselesiydi. 13 yaşındaki kızını hiç acımadan Mehmet Ali Bey ile evlendirdi ve onları İzmir’e yolladı; yani sürgün etti.

İhsan Raif 13’ünde gelin, bir yıl sonra da anne oldu. İşte herkesin yüreğinin en derinlerine dokunan o sözleri bu ruh hali içinde yazdı.

Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben hâlime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime

Perde-i zulmet çekilmiş korkarım ikbalime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime

Bu şarkının sözlerini yazan İhsan Raif Hanım, besteleyen Kemani Sarkis Suciyan Efendi hakkında genişçe malumat ve şarkının yorumları aşağıda ki adresten takip edilebilir…