Seray Sayar Levent

Seray Sayar Levent

29 Nisan 2024 Pazartesi

Ne ayarsız milletiz…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Bu hafta sonu yaşam becerileri programı eğitimimiz vardı. O yüzden sanalı da medyayı da pek takip edemedim. Akşam bir göz atmak istedim sanal âleme “Emekçi Kadınları anma günü”ydü, gerçi anlamından çoktan çıkıp eğlence gününe dönmüş durumda.

Herkes patır patır sayfaların da Kadınlar günü kutluyorken, gözüme trafik kazası ilişti devrilen minibüs ve kazazede kadınlar topluluğu, ne bilim içimden gülmekle üzülmek arasın da bir duygu geldi geçti…

Yaşam Becerileri programı Uluslararası Lions Kulüpleri birliğinin satın aldığı ve son 20 yıldır okullara tanıtılan, eğitimci yetiştiren bir programdır. Elbette orada ki konumuz da temel eğitim ve çocuklar.

Eğitmen öğretmenimin bir lafını hatırlattı bu, Kadın günü etkinlikleri. Öğretmenimiz, “biz ayarsız bir toplumuz” demişti.

Evet, gerçekten ayarımızı bir türlü tutturamadık gitti…

Bakın; Çocuk yetiştirmeye çalışıyoruz. Birileri, “çocuk merkezli eğitimle çocuklarınızı yetiştirin” diyor. Biz yine ayarımız kaçırıp hakimiyeti bu minik ellere bırakıp, çocuğu hayatımızın merkezi yaparak bizim rehberliğimizle büyüyecek çocuklarımızın bize yol göstermesini istiyoruz…

Birileri dönüp, “ hayır! eğitim, öğretmen ve yetişkin merkezli olacak” diyor öğretmenler  ve yetişkinler birer Hitlere dönüşüyor,

Çocuklarınızı; “ tacizden, istismardan koruyun” diyerek yol gösterici eğitimler veriliyor ya da tavsiyeler de bulunuyoruz bu sefer çocukları “yabacılar öcüdür akranınla bile yakınlık kurma” diyerek korku, endişe için de büyüterek anti sosyal bireyleri kendi elimizle yetiştirip ilerinin psikopatı olacak kıvam getiriyoruz.

Özel günler geliyor, aman Tanrım! Olur, olmaz ciddi çılgınlıklarla bu günleri kutluyoruz ki, hızımızı alamayıp anılması gererken günler birden şenlik havasın da kutlanıyor.

Bir lider seçiyoruz  “Ölümüne kadar” diyerek beyaz kefenlerle boy gösteriyoruz…

Partizanlık yaparak, at gözlüğü ile etrafımızı görüp sorgusuz sualsiz sürü psikolojisiyle liderimizi takip ediyoruz…

Dini inançlarımızdan bahsediyoruz lakin hiç birimiz Allah’ın kitabını okumuyor ama en ateşli Müslüman oluyoruz…

Kemalizm den söz edip kırıp döküp yakıyoruz ancak ne Nutku ne de Gençliğe Hitabe’yi bir kez olsa dahi okuyoruz…

Sol elimizi yumruk yapıp Nazım şiirleri paylaşıp kapitalizmi kınıyoruz ancak en son model telefonları ya da Dünya modasını yakından takip edip en lüks lokantaları, arabaları, evleri kullanmaktan geri kalmıyoruz…

Ülke sorunlarını içkili, en gösterişli mekanlara da masa da başında tartışıyor, yoksulluğun edebiyatını yapıp bize hizmet eden insana bırakın bahşiş bırakmayı it gibi davranmaktan geri kalmıyoruz… “Kadınlar anam, bacım, kardeşim, yarenim, yoldaşım” diyoruz, ancak onları kandırmaktan, aldatmaktan, hakir görmekten, maddi-manevi şiddet uygulamaktan da zevk alıyoruz…

Toplumu, yönetimi, gidişatı eleştiriyoruz ancak net bir siyasi fikrimiz olmadığını bırakın, gidip oy bile kullanmıyoruz…

Hayvanları, bitkileri, doğayı seviyor, besliyor, koruyoruz ama insan evladının gözünün yaşına bakmadan yapılabilecek en kötü fenalıkları yapıyoruz. Evimiz kedi köpek barınağına, küçük ormancıklara dönüşürken kalbimizdeki insani duyguları yok ediyoruz…

Şehit haberlerine en büyük tepkiyi verip sanal dünya da anılar paylaşıyoruz. Boy boy fotoğrafların altına içli içli yorum yaparken, kıyametler kopartıp ancak üç gün sonra balık hafızasıyla hayata devam ederiz…

Bizim tepkimiz ölüne kadar değil “uyudum uyandım”a kadar

Birini seviyoruz “ ya benimsin, ya kara toprağın” deyip saçma biçim de sevgimizi gösteriyoruz…

Gerçi bütün bunları garipsememek lazım biz “anan öle Cemil, baban öle Cemil” türküleriyle düğünlerde göbecik atan nesilleriz…

Bizim coşkumuz da hüznümüz de hep ayarsız değil mi?

Öğretmenimin doğru bir tespiti “biz ayarı bozulmuş, ayarsız bir milletiz”

Galiba bu ayar, Ulu Önderimiz Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra hiç düzelmedi…

Şimdilik hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınız korumaya çalışın!