Selma Erdal

Selma Erdal

15 Eylül 2024 Pazar

Bugün de sözleri topladık…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

selmaeralyzd

1 Mayıs öncesinde; kaygılıydık…
“”MAYIS ÖNCESİ…DEMOKRASİNİN SANCISI…YÜREĞİM KAYGILI…DİLERİM KAN AKMADAN YAŞANIR İŞÇİNİN, EMEKÇİNİN BAYRAMI.” dedik…
BASKIN SES de dedi ki: “TAKSİM, MAKSİM;BİR DÖNERSE TERSİM… NE İŞÇİSİ,NE ÇİŞÇİSİ GİREMEZ MEYDANA…VAR MI LAN; İÇİNİZDE BENDEN MERDANE ?…
SEN DAHA ÇOK YANARSIN DERDİNE…KAPATTIRMAYIN BANA BÜTÜN KAPILARIN MANDALINI…OTUR EVİNDE, BAHÇENDE YAK MANGALINI…
TERSİNE ÇEVİRTTİRMEYİN ZAMANI…YOKSA KUTLARSINIZ ANCAK; BAHAR BAYRAMINI…”
Veeee 1 MAYIS BAHAR BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN… derken BASKIN SES; sessiz bakakaldı işçi kimliğindeki ŞAŞKIN SES…
İşçiler ezilmiş, limon gibi süzülmüş…Yetmemiş neredeyse her alanda özgürlüklere zincir vurulmuş; saldırılar başlamış ULUSALCILIK ve LAİKLİK kavramlarına…Cem Evi, Cami, Kilise, Havra çeşitliliğinde yaşayan bu ulusu; soluksuz bırakıp,çevirmek istiyorlar kadavralara…Farkında mısınız?…
Sesler yükselse de doruklara, yine de suskun kalanlar ver.
LAİKLİK karşıtları türemiş.Kadınlar toplumsal yaşamdan silinmiş.Size mi dert,aman ne gam?…
Siz güzelleşmenize bakın; AKKOYUNLAR ve SİLİKONLU MADAMLAR!…
Gerçi biliyoruz;şu yobaz taifesinin erkekimsileri sürekli yırtınıyor kadını örtmek, türbana sokmak için…
O kadar da aldırış etmeyin;onların LAİKLİK karşıtı sözlerine. Değiştikçe doğanın dengesi; önce kendileri girecekler türbana… Bunca GDO’lu ve de hormonlu beslenme biçimi; neler yapmaz ki adama?…
Akdüzen dediğin; yalnızca kadının kimliğine gözünü dikmedi,  işçi sınıfını da maymun etti…Ama onlar da dut yemiş bülbül…Çoğunluğu Akdüzen’in bahçesinde otlanan düldül…
Biz işçi değiliz, onları düşünürüz. İşsizlik ve açlıktan nefesi kokanlar da onları sömürenlere alkış tutarlar, onların yalanlarını yutarlar.
1 Mayıs’dan daha önemlisi; aydınlık, çağdaş yaşamların sürdürülebilirliği için işçinin, emekçinin; sınıf bilinci kavramına erişmesini diliyorum.
23 Nisan ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI’na  karşı KUTLU DOĞUM HAFTASI yetmedi, bir KUT’ÜL AMARE masalıyla, ARAP’lara yapıştırmaya kalkışıyorlar kahraman yaftası…
KUT’ÜL AMARE…PARALARI VERDİK KUMARA…
BU UTANMAZLAR YAKINDA DİYECEKLER Kİ ; “OSMANLI’YI TÜRKLER’İN KAYI BOYU DEĞİL; ARAP BEDEVİ KURDU”
TRT 1’DE YAYINLANAN; YAPIŞ, YAPIŞ ARAPÇILIK BULAŞMIŞ ERTUĞRUL DİZİSİNE ŞÖYLE BİRAZCIK BAKIN, YAKINDA OSMANLI’YI ARAPLAR’A MAL EDEBİLECEKLERİNİ KOLAYCACIK ANLAYIN…
KOMİK DESEM, KOMİKDEN DE ÖTE BUNLAR…
Kİ BUNLARA; CAHİL, YOBAZ, HOKKABAZ… NE DESEM AZ…
Atatürk Cumhuriyeti’nin değerleri ve düzeni bağlamında; ne varsa, irdelemekten, sorgulamaktan yoksun yarımcacık akıllarıyla, tüm kazanımlarımıza  saldırmağa kalkışıyor bu zavallılar…
Soruyorum bu bağlamda:
  • Cumartesi Musa’nın,Pazar İsa’nın çocuklarının günü;AKKOYUNLAR’ın düğünü mü?…Ne zaman bayrak açacaksınız;takvim/tatil düzeni için?…Meraktayım…
Ve bu arada Mayıs’dan sonra geliyor Haziran; nasılsa bir günlüğüne  hepiniz çevreci olacaksınız takvim ayın 5. gününü gösterdiğinde… İşte ben de bu  gün gelmeden anımsatmak isterim ki kendini bilen Doğa’ya saygılı; yaşlıya da, gence de…
Bilindiği gibi;
Naylon torba sorunsalımız vardı bir zamanlar…
Başka sorunların arasında önemini/önceliğini mi yitirdİ acaba ?…
Derim ki;
Naylon değil; pazarda bez torba kullanın; özellikle de Anadolumuz’un çiçekli basmasından…
Dönersek kadınlara, şu AKKOYUNLAR’a… Bunların Cumhuriyet, Laiklik karşıtlıkları hiç bitmiyor…Gerçekte bu kavramların anlamını da bilmezler ama kerameti kendinden menkul ve de “kanaat önderi” sıfatlı bazı mahlukatlar; bu koyunlara sürekli safsatalar fısıldar. Onlar da saldırır dururlar; gerçekte kendi yararlarına olan değerlere… Sövgüler düzerler en çok da Cumhuriyetimiz’e…
CUMHURİYET Kadına kişilik kazandırmıştır; yasalar karşısında EŞİT YURTDAŞLIK kazandırmıştır. Bu andavallıların da bu konulara aklı ermez; koyun gibi güdülmezlerse yüzleri hiç gülmez, uykuları kaçar..
Ve bunların biri biter, biri çıkar…Ki onlar; özellikle de  Merve Kavakçı ve benzerleri; Amerika’nın neferi…Türkiye’yi aydınlıktan koparmak için her dem seferi…Tıpkı Feto gibi…
Fuat Avni jurnalcimizi de anmadan, ona da saygılarımızı sunmadan geçmeyelim değil mi?…
Sayesinde gündem değişiyor, şenleniyor sosyal medya…
Duyurduğuna göre; bugünlerde Davutoğlu’nun mabadını koyduğu yer sarsıntıdaymış…
DAVİD EFENDİ’nin koltuk sarsıntısı;Amerika’ya giden İNÖNÜ’nün başbakanlık koltuğuna, DEMİREL’in oturtulması tezgahını anımsattı bana…
Gerçi her dediği de çıkmıyor bu görünmez adamın (belki de madamdır ya da III. cinsden biri; ya da ölü  mü, diri mi ya da hayali biri mi?) …Çünkü Tayyiban için;
Hasta dedi; ölmedi…
Diploma dedi; olmadı… Bu aralar çaptan mı düştü şu Fuat Avni?… Onu da merak etmekteyim.
Son aylarda söylediklerinin çoğu;  pek de tutmadı…Ama yine de yazsın,okuruz…
Kim ne derse desin; şahanesin bence?… Kara mizahın hasını yaşatıyorsun şu ülkede. Seni sevmeyen ölsün #fuatavni_f
Ve İNSAN… Şu Doğa’ya hükmeden, kendini efendiden sayat mahlukatdan hiç söz etmeden olur mu?…
Öldürme ve yaşatma icgüdüsüyle doğmuş şu insan türü…Ama nedense bir türlü baskın gelmez yaşatma dürtüsü…
Öldürür; din adına, iman adına…Hele bir de varmış ya etin tadına; acımadan öldürür, acımadan keser koçları, tavukları, avlar balıkları…
Gün gelir de kaynaklar tükenir ve yiyebileceği ne varsa biter; işte o koşullarda aslan gibi o da  yavrusunu bile yer…
Kim demiş ki karışılmaz Tanrı’nın/Doğa’nın/Tabiat’ın işine?…
Değil mi ki açgözlü, doyumsuz insanlar var aramızda; karışırlar ve çomak sokarlar bu düzenin gidişine…
Oynarlar her şeyin; eniyle de, geniyle de…
Değiştirirler doğal olan ne varsa; yaratırlar istedikleri biçimde…
Yine de gözardı edilmesin ki…
Tufan ve Nuhun Gemisi’ni bir masal gibi dinleyen insan soyu; ne yazık ki yeni bir tufan, kıyamet, yok oluş beklentisi içinde… Bizimkiler ise; ülkeyi, ulusu talan etme gayretkeşliğinde…
Veeee bu arada bazı sesler geliyor kulağımıza…Onlar da olsun;  bu yazımıza  kıssadan hisse:
– ÖLMEYE, ÖLMEYE, ÖLMEYE GELDİK…FENER İÇİN, GASSAY İÇİN, BEŞTAŞ İÇİN!…
– YA VATAN İÇİN ?…
– ÇÜRÜK RAPORLARIMIZ VAR!…