21 Kasım 2024 Perşembe
Rifat SERDAROĞLU
Tarih 26 Eylül 1919!
Ali Kemal’in İkdam Gazetesinde, Teali-i İslam Cemiyetinin bir beyannamesi yayınlanmıştı. Aslına sadık kalarak aynen yazıyorum;
“Ey Anadolu’nun masum ve mazlum ahâlisi!
Nitekim bu defa da Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvâ-yı Milliye maskaraları, Yunan Askerlerinin önünden nâmerdâne bir surette kaçarken, zavallı saf ve gafil ahâli ve askerden cem ettikleri kuvvetleri harbe tutuşturarak ve “siz mevkiinizde sebat edin, biz şu taraftan onların arkasını çevireceğiz” tarzında yalanlar ve hilelerle savuşup kaçarak zavallı neferlerimizi ve ahâlimizi boşu boşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar. Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor. Bunların vücudlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur. Padişahımız Halifemiz Efendimiz Hazretlerinin merhamet ve şefkat kucağı size açılmıştır.
Hepiniz koşunuz, geliniz, dünya ve ahiret saadetini ihraz ediniz.
İşte size ihtar eyliyoruz. Allahını, Peygamberini ve Padişahını seven bu tarafa gelsin!
Mustafa Sabri Efendi (Reis)
İskilipli Mehmed Atıf Efendi (Reis Vekili)- Ermenekli Mustafa Safvet Efendi (Katib-i Umumi) Said-i Kürdi- Fatih Dersiamlarından Abdülfettah- Geyveli İbrahim Hakkı- Eşref Efendizâde Şevketî-Düzceli Zahid- Konya Seydişehirli Hasan Fehmi- Manisalı Mustafa-Âsitaneli Hafız Abdullah…
Daha önceki yazılarda, defalarca başımıza gelen belaların tamamında
İran tipi “Ümmet Devleti” taraftarları ve Kürtçü-Bölücülerin beraber hareket ettiklerini söylemiştim. Bu, Cumhuriyet öncesi de böyleydi, 2024 yılında da böyledir. Hiçbir şey değişmedi!
Önemli olan, Türk Milleti’nin Cumhuriyet, Atatürk, Demokrasi ve özgürlük düşmanı bu din bezirganlarının, bu seccade şeytanlarının gerçek yüzlerini görmesi ve ona göre davranabilmesidir…
Örnek olarak yukarıdaki beyannameyi yayınlayan Teali-i İslam Cemiyeti’nin iki yöneticisinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletine bakış açılarını ve AKP üst yönetimi ile nasıl benzeştiklerini anlatmak isterim;
Said-i Kürdi yani Said-i Nursi;
Halidi Nakşibendi Tarikatının müridi, Nurculuğun kurucusu. Fethullah Gülen’in Hocası! Zamanının en önemli Kürtçülerinden, İngiliz Mandası taraftarı ve İngiliz Ajanı asi Şeyh Said’in “Biraderi Azzam’ı”! (Büyük Biraderi)
Nurcu ve Kürtçülerin yayın organı olan “Özgür Ülke” Gazetesinde yayınlanan şu sözünü, Türkiye’yi vatan bilen herkes tarafından hiç unutulmaması gerekir;
“Ben Said-i Kürdi, Özgür bir Kürdistan’ın tohumunu atıyorum. Onu geliştirip büyütün.”
AKP Hükümeti, Nurcu-Kürtçü FETÖ’nü Türk Devletinin en hassas birimlerine, taa devletin kozmik odasına kadar soktu. Örgüte güç verdi. Örgütü darbe yapacak kadar güçlendirdi. Örgüt Türk Ordusunun komuta heyetine CIA ile beraber kumpas kurdu. Türk Ordusunu zayıflatmak için elinden geleni yaptı.
AKP Hükümeti, en sonunda yukarıdaki ihanet belgesini yayınlayan
Said-i Kürdi’nin büyük biraderinin adını ve heykelini Diyarbakır’ın en büyük meydanına verilmesine-dikilmesine izin verdi. Vermekle de kalmadı, Atatürk’ün heykellerini ve deyişlerini, milli andımızı kaldırttı.
AKP ve Said-i Kürdi’nin fikir akrabalıklarının derecesini anlayabildiniz mi?
İskilipli Mehmed Atıf;
İran benzeri İslam Devleti isteyen Türkiye düşmanlarının önemli liderlerindendir. Dincilerin şapka takmayı reddettiği için asıldığı yalanını söyledikleri, Rahip Robert Frew Başkanlığındaki İngiliz Muhipleri (Dostları) Derneği üyesi! Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan uçaklarından atılan bildirileri yazan kişi!
Türk Devletine ve Atatürk’e düşman ama İngiliz’e muhip, Yunan’a dost olan hain…
AKP Hükümeti bu vatan haininin adını, Çorum-İskilip İlçesinin Devlet Hastanesine verdi! Utanmadan, yüzleri kızarmadan ve Türk Milletinin gözüne sokarak…
Büyük Atatürk;
Bugün senin bu fani dünyadan ayrılışının 86’inci yılı!
10 Kasım 2024’te de senin 1919 da ki durumundan pek farklı olduğumuzu maalesef söyleyemiyoruz.
Siyasi iktidar, menzilleri aynı olan Ümmetçi-Kürtçü Bölücü örgütlerle iş birliği yaparak senin en büyük eserin olan Cumhuriyeti yıkmak için planlı bir çalışma içinde.
Türk Milletinin ordusunun komutanları, Türk Devletinin idari-adli-yargı mensubu bürokratları, on binlerce öğretim üyesi, yüzlerce sivil toplum kuruluşları ve muhalefet partileri hala bu tehlikenin farkında değiller.
Bizler, uyarmaya-aydınlatmaya devam ediyoruz, edeceğiz. İşimiz öylesine zor, öylesine azıttılar ki Türk Milletinin oylarıyla iktidar olanlar Türk Milletini satıyor!
Senin, adlarının başına “Cumhuriyet” konulmasını istediğin Cumhuriyet Savcılarından bir tanesi bile, bu olay için soruşturma açamıyor! Tabii ki korktuklarından! Fakat bu yazı için bize soruşturma açacaklarını biliyoruz!
Büyük Atatürk, bu can bu tende durduğu sürece senin yolunda Cumhuriyet-Aydınlanma-Özgürlük ve Demokrasi için mücadeleye devam edeceğiz.
Yolunu yolu kabul edenlerle birleşeceğiz. Birleşerek büyüyeceğiz.
Karanlığı ve cehaleti mutlaka yeneceğiz. Rahat uyu…
10 Kasım 2024