Rifat Serdaroğlu

Rifat Serdaroğlu

21 Kasım 2024 Perşembe

Darbe var, darbecik var/ 1

0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Bademler için, herhangi bir kalkışmanın, demokrasi dışı bir eylemin darbe sayılması için, ucunun kendilerine mutlaka dokunması şarttır.
Onlara dokunmayan “Darbe” ister silahlı, ister silahsız olsun, darbe sayılmaz.
Bu olay onlar için bir fırsattır. Hemen ortama uyum sağlanır ve durumdan nasıl yararlanılacak onun planları yapılır.
Daha net anlatabilmek için şu soruyu sormam gerekir;
1960 Darbesi olduğunda Erdoğan henüz 6 yaşında idi. 1971 Darbesi olduğunda 17 yaşında idi! Hadi bu iki darbe sırasında çocuk olduğu için, “Darbe Karşıtı” bir söylemini duymamıştık.
Ama 1980 Darbesinde 26 yaşındaydı ve Milli Selamet Partisi İstanbul Gençlik Kolları İl Başkanı idi.Kenan Evren’in darbe gerekçesi olarak gösterdiği, Hilafet Sancağının açıldığı, İstiklal Marşı okunurken yere oturulduğu meşhur Konya Mitingine otobüslerle adam taşıyan kişi idi, Erdoğan! Yani siyasi bir kişiliği vardı. 1980 darbesinden sonraki birkaç yılın basın özetlerini tarayın, Erdoğan’ın darbe karşıtı tek söylemini bulamazsınız.

Bulamayacağınız diğer bir konu ise, Erdoğan’ın “İslam Dini kullanılarak” yapılan dolandırıcılıklara ömrünün hiçbir döneminde karşı çıkmadığıdır.
Erdoğan’ın ağzından taaa İnönü zamanını tenkit eden çok söz duyabilirsiniz ama “İşçi Şirketleri” , “Yimpaş” , “Deniz Feneri” , “Bosna’ya Yardım paralarının dolandırılması” , “Süleyman Mercimek” , “Selametköy Projesi” , “Adil Düzen Üniversitesi” , YA DA Yayıncılık ve Dağıtım AŞ” gibi her biri
on binlerce Müslümanın dolandırıldığı hırsızlık olaylarına karşı çıkışını da duyamazsınız, göremezsiniz!

Siyasal İslam’ın Darbelerle dansını ve Bademlerin gerçek yüzlerini
Türk Gençliğine ve genç Savcılara anlatabilmek için 28 Şubat- 17/25 Aralık-
15 Temmuz’da yaşanan olayların Darbe mi, Darbecik mi olduğuna üç gün süreyle bakalım istedik. Umarım sizleri sıkmayız…

Darbecik ismine gelince;
17 Temmuz 2007 de Erdoğan seçim öncesi televizyona çıkmıştı. Karşısında dört gazeteci vardı. Ruşen Çakır, Kadir Çöpdemir, Tayfun Talipoğlu ve biri daha!
Kadir Çöpdemir soruyor; “Sayın Başbakan, sizin mali durumunuz belli. Nasıl oluyor da oğlunuz koskoca bir gemi alabiliyor?”
Yanıt; “Bir kere Gemi var, Gemicik var! 500 bin dolar peşin verdiniz mi sizde bu gemiciklerden alabilirsiniz!”
Erdoğan’ı çok iyi araştıran biri olarak o zaman şunu demiştim; “Yahu arkadaş, sen siyasete girmeden evvel, bırak 500 bin doları, 1000 doları bir arada gördün mü?”İşte o Gemicik bu gün için “Darbecik” olarak karşımıza çıkıyor.
Bizde bu Darbeciklerin en eğlencelisi olan, 17/25 Aralık ile başlıyoruz!

-17/25 Aralık 2013 te, Erdoğan’ın 4 Bakanı “Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet” sebebiyle kendiliklerinden istifa etmediler mi? Bunları FETÖ’ mü istifa ettirdi?
-TOKİ Bakanı Erdoğan Bayraktar TV canlı yayınında “Ben ne yaptıysam, Başbakan Erdoğan’ın emriyle yaptım. İstifa edecek biri varsa o da Başbakan Erdoğan’dır demedi mi? TOKİ Bakanına bu sözleri FETÖ’ mü söyletti?
-700 Bin liralık saati Zafer Çağlayan’ın koluna FETÖ’ mü taktı?
Utanma duygusunu tamamen yitirmiş Egemen Bağış’a çikolata kutusunda milyon dolarları FETÖ’ mü gönderdi?
-Banka Genel Müdürü denen bir sepetin evinde, ayakkabı kutularında 5,5 milyon avro yakalanmadı mı? Bu paraları Genel Müdürün evine FETÖ’ mü koydu? Para başkalarının parası ise, daha sonra Genel Müdür parayı faiziyle birlikte niçin geri aldı? Parayı FETÖ’ mü geri aldırdı?
-Bakan çocuklarının evlerine, milyonlarca dolar-avro parayı FETÖ’ mü koydurttu?
-Bakan çocuğu, aylık kirası 20 Bin Avro olan evde otururken, bu çocuğa
FETÖ’ mü kefil oldu?
-Doğru, gerçek oldukları ve montaj olmadıkları Adli Tabip Kurumunca belirlenen ve belgelenen ses kayıtlarındaki Başbakan Erdoğan ve Bilal Erdoğan’ın “Sıfırlama Konuşmalarını” tüm dünya dinlemedi mi? Bu konuşmalar dünya televizyonlarındaki komedi şov programlarında kullanılmadı mı?
-Binali Yıldırım’ın kayınçosu, otel bahçesinde avanta dolar demetlerini çantaya tıkıştırırken Polis kamerasına yakalanmadı mı? Bunu da mı FETÖ yaptı?

17/25 te olan şudur;
Erdoğan-FETÖ işbirliği, menfaat anlaşmazlığı yüzünden bozulunca, FETÖ’ de AKP’nin kirli çamaşırlarının sadece bir kısmınıortaya saçıverdi.

17/25 Aralık 2013, Üst akılları aynı, (Biri Eşbaşkan, diğeri CIA elemanı) menzilleri aynı (Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak) (Menzillerinin aynı olduğunu Erdoğan söyledi) olan iki adet organize suç örgütünün kapışmasından başka bir şey değildir…

Not; Çok kısa bir zaman sonra 17/25 olaylarını örttüklerini zanneden, cübbelerini AKP’nin ayakları altına seren Savcılar ve Yargıçlar da yargılanacaklardır.
İstihbarat, Emniyet Teşkilâtları ve Bürokrasi içinde, sadece Türk Devletinin emrinde olan vatan evlâtlarının ellerindeki belgeleri teker-teker gerçek Bağımsız Türk Yargısına teslim edeceğiz…

Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Eylül 2016