21 Kasım 2024 Perşembe
Ömer ALPDOĞAN
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP tarafından Kürkçüler Köyünde uygulamaya alınan “Yarının Köyleri Projesi” ile ilgili Banu Avar’ın iddialarının gazetemizin diğer sayfalarında okumuşsunuzdur..
Banu Avar, aslında herkesin bildiği bir gerçeği; Yarının Köyleri Projesi’nin kırsal kesimden bekledikleri maddi kazancı sağlayamayan küresel emperyalizmin yeni bir oyunu olduğu belirtiyor, güzel de bir tanım yapıyor: Küresel Çetenin Zehri Bala Bulama Tekniği..
Birleşmiş Milletler çatısı altında faaliyet gösteren onlarca kuruluşun tek amaçlarının küresel emperyalizme hizmet olduğunu biliyoruz..
Yine Birleşmiş Milletler örgütü olan ve UNDP gibi emperyalizmin hizmetindeki Dünya Sağlık Örgütü’nün sahte pandemisiyle, dünya kaynaklarının a$ı adı altında ne olduğu bilinmeyen kimyasalları kullanmanın adeta zorunlu tutularak küresel emperyalizminin kasalarına hortumlandığını hep birlikte yaşamıştık..
Kürkçüler Köyü ile birlikte üç köyde başlatılan projenin başındaki hanımefendi, ne tesadüf ki, hep küresel emperyalizmin “renkli devrimler” organize ettikleri yerlerde UNDP’nin aktif elemanı olarak bulunmuş..
Banu Avar’ın dediği gibi, Yarının Köyleri Projesinin amacı belli..
Kürkçüler Köyü’nden başlayarak kırsal yapıda küresel emperyalizmin işine gelmeyen kırsalda yaşayanların küresel şirketlere para kaptırmamaları anlayışlarının ve sosyal yapılarının değiştirilmesi hedefleniyor..
İşin üzücü yanı, küresel emperyalizmin projesine MHP’li bir belediyenin ve belediye başkanının ortak olması..
Küresel emperyalizmin Kürkçüler Köyü’ndeki üs olarak kullandığı bina Sarıçam Belediyesi’ne ait..
Sarıçam Belediyesi, mülkiyeti kendinde olan bir binayı “yerel ortak” olarak projeye tahsis etmiş..
Belli ki, hiç kira bedeli de almamış ve kamuyu zarara uğratmış..
Haberlerden öğrendiğimize göre de, Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ Yarının Köyleri Projesine ev sahipliği yapmaktan mutlu olduğunu açıklamış..
Akıl alır gibi değil..
Türk milliyetçiliği ideolojinde olduğunu iddia eden bir partinin belediye başkanı küresel emperyalizmin projesine bina tahsis ediyor ve projeye ev sahipliği yapmaktan mutlu olduğunu açıklayabiliyor..
Küresel emperyalizmin projeleri ile MHP’nin dünya görüşü daima çatışır..
Birinin olduğu yerde diğeri olamaz..
Küresel emperyalizme destek varsa MHP ve Türk milliyetçiliği orada yok demektir..
Kürkçüler’de küresel emperyalizmin Yarının Köyleri adlı amacı belli projesine sahip çıkmak, Kürkçüler Köyünü emperyalist projeye açmak, MHP’nin kuruluşundan bu yana sürdürdüğü anti emperyalist mücadeleye, hatta MHP’nin miras aldığı Osmanlı dönemi Türk milliyetçiliği mücadelelerine ve İttihat Terakki anlayışına taban tabana zıt bir uygulamadır..
MHP’nin yüz yılı aşan anti emperyalist mücadelesini sorgulatacak bir girişimdir..
Sözün özü, Bilal Uludağ’dan, Türk milliyetçisi, anti emperyalist MHP’ye mensup bir belediye başkanı olarak, bir Türk milliyetçisi, bir MHP’li gibi davranmasını; mutluluk duyduğunu açıkladığı küresel emperyalist projeden ayrılmasını, tahsis ettiği binayı emperyalistlerden geri alarak, halk için kullanmasını bekliyoruz..
Emperyalizmde oyun bitmez!
Küresel emperyalizmde oyun bitmez..
Her oyuna da mutlaka “insanların yararı” için kılıfı bulurlar..
Tıpkı sahte pandemide olduğu gibi..
Anımsayın, UNDP gibi Birleşmiş Milletler’in bir başka alt örgütü olan Dünya Sağlık Örgütü, birden bire kimi zaman corona, kimi zaman covid19 pandemisi adıyla bir pandemi ortaya atmıştı..
Aslında plandemiden başka bir şey olmayan sahte pandemi ilanından önce, televizyon ekranlarında, sosyal medyada yolda giderken, bir yerde ayakta dururken birden düşüp ölen insanların görüntüleri yayınlanmış, bütün bu ölenlerin coronadan öldüğü söylenmişti..
Korkuyu iyice yaydıktan sonra da pandemilerini ilan etmişler, siyasal iktidarlar eliyle önce insanları evlerine kapatmışlar, ardından ne olduğu bilinmeyen kimyasalları a$ı adı altında mutlaka kullanmaya zorlamışlardı..
A$ıları yaptırmayanların sokağa çıkmasına, devlet kurumlarına girmelerine, statlara, konser alanlarına, tiyatro sinema salonlarına girmelerinin yasaklamışlardı..
“Acil kullanım onayı” ile sonuçları bilenmeyen, henüz faz çalışmaları yapılmamış A$ı olmayan kimyasalları kullanmayı da zorunlu hale getirmişlerdi..
O zamanlar sonuçları bilinmeyen, faz çalışması tamamlanmamış kimyasalların insanlar üzerinde kullanılmasını eleştirenleri de çeşitli cezalarla susturmuşlardı..
Sonra sahte pandemi yalanını daha fazla sürdürmekten ve kimyasalları zorla kullandırmaktan vazgeçtiler..
Tabi bunu yaparken öncesinde küresel ısınma, karbon ayak izi, iklim değişikliği yalanlarının tıpkı sahte pandemi öncesindeki sahte görüntülere benzer görüntüleri servis ederek ortamı hazırlamaya çalışmayı da ihmal etmediler..
Ancak, bu kez istedikleri ölçüde başarılı olamayınca, yine Birleşmiş Miller’deki alt örgütlerini, ülkelerdeki siyasal iktidarları ve sözde sivil toplum kuruluşlarının devreye soktular..
Küresel emperyalistler, sahte pandemide olduğu gibi her oyunlarında çeşitli ülkelerde devlet organları, hükümetler, üniversiteler, mali kurumlarla iç içe çalışırlar. .
En sevdikleri kelimeler ‘demokrasi’, ‘sürdürülebilirlik’, ‘kalkınma’, ‘gelişim’, ‘yönetişim’, ‘kadın hakları’, ‘çevre’,’ iklim’ vs.dir.
O çevreden olmayanlar, toplantılarda ya da makalelerde neden söz edildiğini anlayamaz ama iyi bir şeylerden söz edildiğini düşünürler.
Sonra, yerel sanayi ve ticaret odaları, bakanlıklar, ihracatçı birlikleri ürünlerini satmak isteyenlerden küresel emperyalizmin taleplerine uymalarının isterler, sattığınız her mal için küresel emperyalistlere “yasal olarak” karbon ayak izi vergisi ödemenizi isterlerse..
Tabii, canım bütün bunları da insanların, toplumun, çevrenini iyiliği için yaparlar!..
Yerseniz!…
İyi Parti ve Müsavat Dervişoğlu
İyi Parti’de genel başkan değişikliği gerçekleşti..
Meral Akşener’in desteklediği belirtilen Müsavat Dervişoğlu, üç tur süren oylama sonunda Koray Aydın’ı geçerek gelen başkan oldu..
Müsavat Dervişıoğlu’nun kongreden sonra yaptığı açıklamada hemen yanında bir başka genel başkan adayı Mehmet Tolga Akalın’ın bulunması dikkatimi çekti..
Akalın, kongre öncesi CHP yandaşı kanallara çıktığında hep bir şeyi vurgulamıştı:
“Sosyal demokratlar gereğini yaptı. Sıra milliyetçi demokratlarda. Milliyetçi demokratlar olarak biz de gereğini yapacağız.”
Akalın’ın bahsettiği milliyetçi demokratların yerine getireceği “gereğini yapmanın” ne olduğunu yine aynı programlardaki açıklamalardan öğreniyorduk..
Milliyetçi demokratlar olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıkmak için CHP ile işbirliğini sürdürmek..
Akalın, bu açıklamaları yaparken, yerel seçimlerde Meral Akşener’in İyi Parti’nin “özü başına” seçime girme kararına karşı çıktığını söyleyerek CHP’ye selam göndermeyi de ihmal etmiyordu..
Söylemediği gerçek ise, Meral Akşener’in özü başına seçimlere girme kararını milletvekilleri ve il başkanlarının ortak kararından sonra açıkladığıydı..
İyi Parti tabanı ve örgütleri, partinin kuruluşundan bu yana CHP ile yakın ilişki içinde olmasından, kamuoyunun İyi Parti’yi CHP’nin stepnesi olarak görmesinden rahatsızdı..
Müsavat Dervişoğlu’nun bundan sonra izleyeceği politika önemli..
Yanında poz veren Mehmet Tolga Akalın gibi, milliyetçi demokratlar olarak CHP ile yakın işbirliği içinde olmayı mı, yoksa kendisini desteklediği belirtilen Meral Akşener gibi üçüncü yolda yürümeyi mi seçecek?..
Akalın’ın yolumu yeğlerse, İyi Parti en fazla dört yıl daha suni solunumla yaşamaya çalışır..
Üçüncü yolu seçmesi halinde, Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerin seçebileceği yeni bir adres olmayı, en önemlisi parti olmayı başaracaktır..
Gerçi, Müsavat Dervişoğlu’nun kongrede oylama öncesi yaptığı konuşma, genel başkan olarak izleyeceği yol konusunda Mehmet Tolga Akalın gibi düşündüğünü göstergesiydi..
Ne diyordu o konuşmada Dervişoğlu:
“Sizlere yalvarıyorum, Allah rızası için diyorum, bana bir fırsat tanıyın! Türkiye’nin meydanlarında Tayyip Erdoğan ile hesaplaşmak istiyorum.”