Oktay Erol

Oktay Erol

08 Mayıs 2024 Çarşamba

İBLİSİN KIBLESİ YA DA MARDUK

0

BEĞENDİM

ABONE OL

oktayyazdi

Daha kitabın başında şu bilgi veriliyor: ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı siyonist Yahudi Zbignew Brzezinski, CIA tarafından örgütlenmiş İslamcı Mücahitler’e gönderilen Amerikan silahlarını, 3 Şubat 1980 günü Afganistan’da Hayber Geçidi’nde Usame Bin Ladin’e kendi elleriyle teslim ediyor…

Cengiz Özakıncı’nın ‘İblisin Kıblesi’ adlı yapıtından söz ediyorum… Yapıtın ilk sayfasından başlayarak, okunan satırlar yabancı değil aslında bize. Sözü edilen dönemlerde söylenen-yazılan her şey sıkıca derlenmiş, günümüzde okunduğunda bir başka anlam buluyor. 1945’lerden 28 Şubat sürecine gelinceye dek yaşananlar, yaşamımızı ne şekilde biçimlendirmişse masaya yatırılıyor. Terör, siyasi islam, iç kavgalar, kültür bozumu, yerli iş birlikçiler nerelerden kimlere uzanarak insanımızı kıskacına almış? Hangi siyasiler, hangi gazete sahipleri, hangi köşe yazarları ‘bu oluşumda’ payanda görevini üstlenmiş? ‘İblisin Kıblesi’ bu sorularla birlikte, daha birçok sorunun da yanıtını veriyor.

Geçen hafta ‘Marduk’ konusuna değinmemin ardından okumaya başladığım yapıt, beni başka ‘paranoya’ yollarına itti. İşine geldiğinde ‘dost ülke’ martavalını ortaya atan Amerikalı yetkililer, aslında ‘dost’ söylemlerinin altında başka gerekçeler vardır. Ülkemizin çok partili döneme geçişiyle birlikte yeni bir ‘av’ bulma sevincini, yerli işbirlikçilerle gerçekleştirmeye çalışması artık biliniyor.

1951 yılında, çeşitli gazete sahiplerini, bilim(!) adamlarını, gazetecileri bir araya getirerek ABD’nin oluşturduğu ‘İlim Yayma Cemiyeti’, ülkemizin bağımsızlığını zedeleyen ilk ataklar olmuştur…

‘Çizilen senaryo ya da komplo-teoriler salt ülkemiz üzerinde yoğunlaşmaktadır’ diye düşünürsek yanılırız. Afganistan’da, Irak’ta, İran’da, Arabistan’da… Listeyi daha da uzatmak olası!

Düşünebiliyor musunuz? Altmışlı yıllarda bile ülkemizi başlı başına ilgilendiren Kıbrıs sorunu gündeme düşüyor. Hükümet, halkımızı ‘hoşnut’ etmek amacıyla sorunu çözmek için bazı girişimlerde bulunmak istiyor. Sen misin isteyen? Amerika, 6. filosunu gözdağı için ülkemize gönderiyor. Yurtsever gençler, İzmir’e gelen filoyu taşlarla sopalarla kıyımızdan kovuyor. ‘İlim Yayma Cemiyeti’ kurucularıyla yeni katılan üyeler, yurtseverlerin üzerine yürüyor! Bir yıl sonra, yine 6. filonun İstanbul’a gelmesini istemeyen, ‘ülkenin bağımsızlığına gölge düşüyor’ diye direnen gençler, ‘Kanlı Pazar’ komplosuyla kar karşıya kalıyor…

Amerikan 6. filosunu, ülkemizde adlarına ‘İslamcı’ denilen katman destekliyor. Kalemşorların savunması da hazır: Amerikanın dini var, onların yok!

‘İblisin Kıblesi’ni okurken, Marduk’u dışa atamadım!

Yaşanan her olay, zincirin halkaları gibi birbirine bağlı.

Daha birkaç gün önce, Güneydoğu Asya’da bulunan cunta yönetimli Myanmar’da yaşanan ‘Nergis Siklonu’ denilen felakette binlerce insan öldü. 2004’de aynı bölgede 220 bin kişinin ölümüne neden olan tsunami de daha belleklerden silinmedi. Bir söylentiye göre, her iki ‘felaket’ daha önceden bilinmense karşın halk uyarılmadı!

Bu korkunç değil mi?

Yüzünü bölgemize dönen Amerika için insan yaşamının önemi yoktur! Binlerce, milyonlarca insanın ölümü hiçbir anlam taşımamaktadır. Bizim ülkemizde olduğu gibi, bir çok ülkenin işbirlikçilerini avucunun içene almış,

Bu kitabı bir kez okur musunuz?

‘felaket’ zincirinden yararlanmaya çalışıyor!

Son bir söz:

Fettullah Gülen’i ülkesinde ağırlamasının amacı, buradaki bağlantıları değil mi?

Ya 1 Mayıs’ta yaşananlar…