Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Birey Olmak

Bireyin hakları,

Bireyin özgürlükleri,

Bireyin çalışma yaşamı,

Bireyin sosyal hakları

Bireyin yaşamını sürdürebilmesi için gereksinmeleri,

Bireyin dini,

Bireyin vicdan…

Tüm bunları sıralarken ‘birey olmanın’ erdemini öne çıkarmak istenir.

Öyleyse ‘neydi’ birey olmak?

 

* * *

Çoğu zaman anlam kargaşasının odağına çekilen ‘birey olmak’ deyimi, ‘bencillik’ ile aynı arenaya çekilmeye çalışılır.

Kapitalizmin, birey yerine bencilliği yaymaya çalışması, kendine özgü sınıfsallığındandır!

Sömürüsü, üretim araçlarına egemenliği, sistemi istediği gibi şekillendirmesi, emekçi sınıfı ezmesi, hep biraz daha çok kazanmak istemesi; bencillik…

Bencillik ‘ben’ uğruna, ‘benin’ yaşaması uğruna en katı yaptırımların bile uygun bulunmasını gerekli görür.

Bencilliği ‘her insanın doğasında var olan bir duygu’ biçiminde yorumlayanlar ‘paylaşımın’ yanıtını vermekte zorlanacaktır!

Elbette ‘ben’ vardır. Toplumun içerinde var olabilmenin ‘birey’ olabilmenin öncesinde bir ‘ben’ olma koşulu vardır.

Daha çok çalmak, daha çok ezmek, daha çok öldürmek, daha çok köle sahibi olma ‘bencilliğinin’ her insanın ‘doğasında’ olduğu düşüncesi insanın diyalektiğine aykırıdır…

 

* * *

Birey…

Erdemdir.

Toplun içerisinde özgürce karar verendir.

Zor koşullara boyun eğmeyendir.

Birey olmak, belli bir çabanın ürünüdür.

Günü kurtarmak, metafizik, kayırmacılık, yabancılaşma gibi olgulardan kurtulmak; olaylara üç boyutlu bakabilmek, Yunus’un dediği gibi ‘kendini bilmek’ demektir…

‘Ben’in, ‘birey’ olmasının damarlarını tıkadığınız bir yapıda demokrasiden, ileri demokrasiden söz edemezsiniz!

 

* * *

Birey olmayı engellemek…

Sistem, kendi içerisinde, kendi ‘ben’ini oluşturabilmek için; topluma duyarlılık kazandıracak etmenleri-kurumları-yapılaşmaları engeller, yaşam sıvısını keser, baskı kurar, gözdağı verir, verdiklerini sürekli yineler…

Örgütlenmek isteyen emekçi azar işitir, işten uzaklaştırılır.

Elinden alınmak istenen kazanılmış hakları için aylarca sokakta kalanlar uyarılır.

Emekçiler, yasal olmayan düzenlemelere gösterdiği tepkiler nedeniyle coplanır.

Harçların kaldırılmasına, YÖK’ün anti-demokratik tutumlarına başkaldıran öğrencilere biber gazı sıkılır.

‘Ben size şunu, bunu verdim’ denilerek yurttaşın biat etmesi istenir…

Bunların tamamı hem ‘birey’ olmanın önündeki engellerdir, hem de insanların uygarlaşma sürecine indirilmiş baltalardır…

 

* * *

İnsanların haklarını, özgürlüklerini, örgütlenmelerini, çalışma yaşamını, sosyal haklarını, gereksinmelerini engellemiş ülkelerin bugün yaşadıkları görmezden gelinemez.

Uluslar, komşudan yaşanan her olayı yaşamak zorunda değillerdir.

Oralarda yaşananlardan ders çıkarılmalıdır.

İnsana ‘birey’ hakkı verilen, ‘ileri demokrasi’ denilen biçimde yönetilen ülkelerin içinde bulundukları koşullar düşünülmelidir…

‘Birey’ olmanın önündeki dikenli yollar kazınmalıdır…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç