Cemal Enginyurt’un istifası

Cemal Enginyurt’un istifası

ABONE OL
21 Kasım 2024 09:48
Cemal Enginyurt’un istifası
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Demokrat Parti’nin iki genel başkan yardımcısı İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt ile İzmir Milletvekili Salih Uzun Pazartesi günü, yeni denizlerle yelken açmak için partilerinden ayrıldılar..

Medyanın bir kısmı iki siyasetçinin istifasını “Demokrat Parti’de istifa depremi” ya da “Demokrat Parti’de istifa şoku” olarak gördü, kamuoyuna öyle yansıttılar..

Oysa bu istifalar haftalar öncesinden beklenen istifalardı.

Bu köşenin okurları anımsayacaklardır, Cemal Enginyurt’un Cuma günü Adana’da katıldığı panelle ilgili yazımda, ”Cemal Enginyurt panele Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak gelmişti ama, siz bu yazıyı okurken hala genel bakan yardımcısı olduğuna emin değilim..

Büyük olasılıkla hafta sonu itibariyle DP Genel Başkan Yardımcılığı geçmişte kaldı. Cemal bey yeni bir yuvaya doğru direksiyonu kırmış olma olasılığı bile yüksek..” ifadeleriyle Cemal Enginyurt’un Demokrat Parti’den ayrılacağını anlatmıştım..

Dediğim gibi de oldu, Cemal Enginyurt, pazartesi günün öğle saatlerinde Demokrat Parti’den ayrıldığını açıkladı..

Salih Uzun’un da Demokrat Parti’den ayrılacağı haftalardır kulislerde konuşuluyordu..

Enginyurt da, Uzun da 2025’de yapılacak olağan genel kurulda genel başkan adayı olmayı planlıyorlardı..

Ancak, parti örgütlerinde yaptıkları ortam yoklamasında bekledikleri desteğin olmadığını anlayınca, genel başkan adayı olmayacaklarını yakın çevrelerine söyledikleri kulislerde konuşulmaya başlanmıştı..

Demokrat Parti tabanının özellikle Cemal Enginyurt’un genel başkan aday olmasına hiç de sıcak bakmıyorlardı..

Konuştuğum hiçbir Demokrat Partili, dört yıldır partide olan Enginyurt’u içselleştirememişlerdi, kendilerinden görmüyorlardı..

Gelelim, Enginyurt ve Uzun’un bundan sonra atacakları adımın ne olabileceğine..

Burada, Cemal Enginyurt ile Salih Uzun’u ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor..

Cemal Enginyurt’un yeni durağı kesinlikle CHP olacaktır.

Aslında bunun işaretini, Adana’daki panelde sık sık  “Sola selam” çakan ifadeleriyle vermişti..

Deniz Gezmiş övgüsü, kayyım eleştirisi, “Recep abi bu yaştan sona beni komünist yaptı” sözleri, CHP’ye doğru yürüyüşe geçtiğinin ipuçlarıydı.

Enginyurt, her zaman sağlamcıdır..

Kazanamayacağı yere gitmez..

MHP’deyken, genellikle Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin yanında yer almış, sonraları itiraf ettiği gibi, Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı adaylığı kararına uymayıp adaylığını açıklayan, kendisinden yaşça çok büyük olan MHP’nin emektarlarından Sadi Somuncuoğlu saldırmıştı..

Bahçeli tarafından MHP’den ihraç edilince İyi Parti’ye rotayı çevirmiş ama yapılan görüşmelerden sonra, “Gültekin Uysal’ın davetiye” zerine Demokrat Parti’ye katılmış, 2023 seçimlerinde CHP listelerinden ittifak adayı olarak Demokrat Parti İstanbul Milletvekili seçildi.

İttifak kapsamında milletvekili seçileceği kesindi.

Demokrat Parti’den ayrılınca hangi partiye gideceği yolunda kulislerde dört farkının adı geçiyordu: CHP, Zafer Partisi, İyi Parti ve Koray Aydın’ın kuracağı parti.

Zafer Partisi ve İyi Parti’ye gideceğinin  ileri sürenlerin dayanakları, Enginyurt’un ülkücü geçmişiydi..

Ülkücü kökenli Cemal Enginyurt’un doğal olarak ülkücü kökenli Zafer Partisi, İyi Parti ve Koray Aydın’ın kuracağı partiden birini seçeceğini savunuyorlar..

Ama iş öyle olmayacak..

Dedim ya, Enginyurt sağlamcıdır..

Yeniden milletvekili seçilemeyeceği partilere gitmez..

İyi Parti’deki dağılmanın farkında. Üstelik MHP’den ayrıldıktan sonra İyi Parti’ye kabulünde ayak sürünmesini unutmamıştır.

Zafer Partisi yükselişte olan bir parti olmasına karşın, hem Cumhur İttifakı’nın, hem Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ı ırkçı Türkçü olmakla eleştiren, CHP’li belediyelere sığınmacıları konusunda ırkçı Zafer Partisi’nin etkisi altında kalmamaları talimatı veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ittifaka yanaşmayacağını bildiği için, Zafer Partisi Enginyurt açısından macera olacaktır. Cemal bey de maceraya atılmaz..

Koray Aydın’ın partisi geleceği bilinmeyen bir karanlık.

Orası da Cemal Enginyurt’a uymaz..

Geriye gidebileceği tek adres CHP kalıyor..

İstanbul’dan kazanacak sıradan aday olma koşuluyla CHP’ye geçecektir..

Adana’daki panelde sola/sosyal demokratlara selam gönderen ifadeleri, CHP’ye doğru yürüyüşü çoktan başlattığını gösteriyordu.

Salih Uzun’un durumu, Cemal Enginyurt’tan çok farklı..

O siyasete merkez sağda başlamış, orada devam etmiş, siyasal çizgisi hep aynı çizgide olan bir siyasetçi.

Onunda CHP’ye katılacağının tahmin ediyorum..

Salih Uzun’un CHP’liliği kalıcı değil, konukluk babında olacaktır..

CHP’den milletvekili olarak, yeni bir merkez sağ parti için çalışmalarının daha rahat ve avantajlı sürdürmek isteyecektir.

Yani CHP’yi yeni bir merkez sağ merkez için sıçrama tahtası olarak kullanacaktır.

 

Sığınmacılar eve el koymaya kalkarsa…

Sığınmacılar, geçici konuk olarak bulundukları yerde, geçici olarak yerleştikleri evlere el koymaya, sahibi olmaya kalkarlarsa dünyanın her tarafında bu durum tepki yaratır..

Sığınmacıların bu tür hareketleri işgal olarak nitelendirilir..

Anında da işgal etmeye kalktıkları yerin gerçek sahipleri tarafından kapı dışarı edilirler..

Bu durum Suriyeli, Afganistanlı sığınmacıların akın ettiği ülkeler için böyle olduğu gibi, değişik siyasal ve ideolojik anlayıştaki kişilerin dolduğu siyasal partiler içinde aynıdır..

Demokrat Parti’nin yaşadığı durum tam da böyle..

Merkez Sağ bir parti olan Demokrat Parti, bir şekilde partiye giren sığınmacılar tarafından işgal edilmeye çalışıldı..

On beşinci olağan genel kurul öne çekilerek, sığınmacıların evi ele geçirmesi önlendi..

Demokrat Parti’nin genel başkanlığına göz kayan iki kişiden biri kendi ifadesiyle ülkücü, diğeri neoliberal/ küreselci anlayıştan geliyorlardı..

İkisi de kendi dünya görüşlerindeki partileri bırakıp Demokrat Parti’ye gelmişler, genel başkan yardımcılığına dek yükselmişlerdi..

Ama genel başkan yardımcılığı kesmedi, genel başkanlığa gözlerini diktiler..

Ortada kan uyuşmazlığı vardı..

Biri on üç yaşından beri ülkücü mücadele içinde bulunmuş, ülkücü düşüncenin partisinde çeşitli kademelerde görevler üstlenmiş, iki dönem milletvekili olmuş ama sonrasında partiden ihraç edilmişti.

İhraç edildiğinde de tepkisini, “Partiden ihraç ettiniz! Ülkücülüğümü almadınız, alamazsınız. İhraç edenler! Bir gün sıra size de gelir. Konuşmamı kesemezsiniz, kesemeyeceksiniz. Ülkücülerin sesini kimse kesemez. Millet, devlet ve Ordulular için, hep doğruları konuşan olacağım” sözleriyle göstermişti..

Yani, ülkücü partiden atılsa da ülkücü olarak kalacağını, ülkücülerin sesi olacağını açıklamıştı..

Ülkücülerin sesi olacağını söyledikten sadece dört ay on sekiz gün sonra rotayı merkez sağa kırmış ve Demokrat Parti’ye katılmıştı. Mart 2022’den beri de Demokrat Parti’de Genel Bakan Yardımcısı görevini üstlenmişti..
Ülkücü ve ülkücülerin sesi olduğunu söyleyen zatın genel başkanlık girişimi tam anlamıyla sığınmacının geçici olarak girdiği evi işgal etme girişimidir..

Diğer bir genel başkan adayı ise Cemal Enginyurt’a göre siyasette çok yeni..

Siyasete 2018’de yapılan milletvekili genel seçimleriyle girmişti.

Siyasete atıldığı ve İstanbul’dan milletvekili adayı olduğu parti, Türkiye’de neoliberal parti olarak tanımlanan parti olmuştu. 2019’da yapılan yerel seçimlerde aynı partiden İstanbul Fatih ilçe belediye başkan adayı olmuş, ardından neoliberal partiden ayrılıp merkez sağ partisi Demokrat Parti’ye geçmişti..

O de Cemal Enginyurt gibi Genel Başkan Yardımcılığına getirilmiş, gelen de GİK üyesi  olarak görev yapıyordu.

Neoliberal partiden merkez sağ partiye gelen birinin genel başkanlığa talip olması da sığınmacıların geçici oturdukları evi işgal etmeye kalkması gibi bir durumdur..

Haliyle, merkez sağ düşünceden uzak fikirlere sahip bu kişiler parti tabanından pek sıcak karşılanmadı, hareketleri sığınmacıların geçici olarak bulundukları evleri işgale benzetildi..

Taban, Demokrat Parti geleneğinden gelmeyen siyasetçilerin partinin başına geçmesini işgal olarak gördü ve soğuk baktılar..

Sığınmacı siyasetçilere duyulan tepki, olağan genel kurulda sandığa oy olarak yansıdı ve neredeyse tulum oyla Gültekin Uysal yeniden genel başkan seçildi.

Benzer durum, geçmişte MHP’de yaşanmıştı..

Merkez sağdan giden bir siyasetçi, milliyetçi bir partide neoliberal bir sığınmacı olarak tarla kurultayı ile MHP’yi ele geçirmek istemiş, MHP yönetimi tarafından kapı önüne konmuştu..

İki partinin uğradığı sığınmacı işgal girişiminin sonucundaki tek fark, MHP’de yönetim tarafından ihraç, DP’de ise istifa mekanizmasının işlemesi oldu.

Buradan çıkarılacak derse gelince..

Bir siyasetçi aynı ideolojide olmadığı bir partide sığınmacı olarak bulunduğunda,  o partiyi ele geçirmeye çalışmayacak, uslu uslu milletvekilliği görevinin tamamlayıp sonrasında yeni mekanlara doğru koşar adım yürüyecek…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP