Tavşan Tepe kitabını mutlaka bulup okuyun

Tavşan Tepe kitabını mutlaka bulup okuyun

ABONE OL
20 Eylül 2024 17:34
Tavşan Tepe kitabını mutlaka bulup okuyun
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Hunharca katledilen Narin kızın köyünün adı biliyorsunuz Tavşantepe..

Narin haberlerinde sık sık “Tavşantepe” sözcüğünü ve Narin kızın sol ayağının dizinden kopuk olduğu haberlerinin duyunca aklıma Amerikalı Yazar Robert Lawson’un aynı adda bir çocuk betiği geldi.

Betikte anlatılan olayların Narin cinayetiyle bir çok benzerlikler dikkatinin çekecektir.

Mutlaka bulup okumanızı öneriyorum..

1945 yılında Robert Lawson’un kaleme aldığı çocuk kitabı “Tavşan Tepe/Rabbit Hill”, 1954’te Amerikan Çocuk Edebiyatı’nda “Mükemmellik Ödülü” alan kitabı paylaştı. Bu kitapta “tavşan” üzerinden; şüphe, korku ve nefret konu ediliyor. (Kitap, İbranice metniyle dolaşımda)

“Tavşan Tepe” adlı kitap, yüzeysel bir hikayenin ötesinde, derin mitolojik ve sembolik anlamlar taşıyan bir anlatıya sahiptir. Bu eserde, tavşanlar (çocuklar) ahırda kitlenmiş ve bir kurtuluş mücadelesi vermektedirler. Kitap, bu tavşanların kaderlerini belirleyen bir gemiyi ve bu gemiye ulaşma mücadelesini detaylandırarak, fedakârlık ve kurtuluş temalarını işler.

Tavşanlar, bu kitapta, Yahudi mitolojisinde 19’u temsil eden, yani bir tür kutsal anlam taşıyan sembollerdir. Ayrıca, tavşan kelimesinin asıl anlamının “fedakâr tepe” olması, bu mitolojik bağlamı daha da derinleştirir. Kitap, tavşanları kız çocukları ile ilişkilendirerek, bu sembolizmi toplumsal ve kültürel bir bağlamda ele alır. Tavşanların (Narin’in kahverengi bir battaniye içerisinde, amca Salim’in aracının ön koltuğunda gördüğünü söyleyen benzinlikteki çalışanın ifadesi var) battaniyeli olanları, yani dayanıklı ve güçlü tavşanlar, su kenarına yanaşan bir geminin varlığıyla kurtuluş umudu taşır.

Kitapta, tavşanların bir ahırda kitlenmiş olması, onların zor bir durumdan kurtulma çabasını temsil eder. Bu tavşanlardan bazıları battaniyeli olarak tasvir edilir, bu da onların dayanıklılığını ve zorluklara karşı koyabilme yetilerini simgeler. Su kenarına yanaşan gemi ise, bu tavşanların kurtuluşu için bir umut kaynağıdır. Ancak, gemiye ulaşmak her zaman kolay değildir; tavşanlar, arka bacaklarından yakalanarak tepe taklak edilirler. Bu, zorlu bir mücadeleyi ve fedakarlığı temsil eder. Ve sol arka bacak kopana kadar bu devam eder.

Tavşanın arka bacağından yakalanması ve tepe taklak edilmesi, onun karşılaştığı engelleri ve zorlukları sembolize eder. Ancak, bu zorluklardan kurtulup bacağındaki ipten kurtulabilen tavşanlar, gemiye ulaşarak tamamen kurtulmuş olurlar. Bu süreç, kişisel mücadele ve fedakarlığın sonucunda elde edilen özgürlüğü ve kurtuluşu anlatır.

Sonuç olarak, “Tavşan Tepe” kitabı, derin mitolojik ve sembolik anlamlarla dolu bir anlatı sunar. Tavşanlar, fedakarlık ve kurtuluşun temsilcileri olarak, hem bireysel hem de toplumsal mücadelelerin sembolleri olarak karşımıza çıkar. Kitap, bu sembolleri kullanarak, zorlukların üstesinden gelme ve kurtuluş mücadelesinin önemini vurgular…

Kitapta anlatılanlarla ne kadar ilgilidir bilinmez ancak Narin de bırakıldığı çuvalda bulunduğunda bacağı kopuk bir halde çuvaldan çıkarılmıştı. Narin’in adli tıpta yapılan incelemede sol bacağının koptuğu saptanmıştı. Sosyal medyada paylaşılan, Narin’in annesine sarıldığı bir fotoğrafta, sol bacağını arkaya doğru çevirerek kaldırdığını görebilirsiniz. Bunların hepsi tesadüf olabilir mi?

Tavşantepe köyünün Zerzevan Kalesi’ne 30 km uzaklıkta olması da akıllardaki şüpheleri daha artırıyor. Zerzevan kalesinin altında Mitras tapınağı var

Betik, Narin cinayetini aydınlanmasına katkı sağlar mı bilinmez ama, Robert Lawson’un çok farklı mitolojik olayları anlatan “Tavşan Tepe/Rabbit Hill” adlı yapıtının mitolojik bilgilerin ışığında mutlaka okunması gerektiğinin düşünüyorum…

 

Çanakkale’den Gazze’ye masalı ve MHP

Milli Eğitim Bakanlığı bu eğitim öğretim yılında “Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması” diye bir masal icat etti, okullarda ilk ders olarak bu masalı anlattırdılar.

Uydurulan masal, sözde tarihsel ve kültürel bir bağlamda Türkiye’nin ulusal bağımsızlık ulusal bağımsızlık mücadelelerini ve uluslararası dayanışmasını simgeliyormuş..

Masalın yazıcıları Türk tarihinin en önemli direnişlerinden bir olan ve yurt savunmasının simgesi haline gelen Çanakkale Savaşını/Zaferini, Gazze’deki  olaylara aynı düzeye indirgeyerek önemsizleştirme, sıradanlaştırmak istiyorlar..

Yedi düvele kafa tutulan Çanakkale Zaferini, Gazze’de İsrail’e atılan birkaç bombala ile eşdeğer, Çanakkale’de destan yazan kahramanları, Gazze’de İsrail’in saldırıları karşısında yerinin yurdunu bırakanlarla bir tutarak,  Türk tarihinin küçümsetirken, arap tarihine olmayan kahramanlıklar eklemeye yönelik girişimlerdir..

Aslında, Çanakkale’yi değersizleştirme, Türk’ün Çanakkale destanından Araplara bir pay çıkarma Gazze ile sınırlı değil..

Ondan önce de yine Türk tarihinde önemli bir yeri olan Malazgirt Savaşı/Zaferinden Araplara pay çıkarma çabalarına tanık olmuştuk..

Siyasal İslamcıların, Arap Muhibbilerin ve seleflerin, Türk’ün şanlı zaferlerini küçümsemeleri ve bir şeklide “din kardeşleri” Araplara entegre etmeye çalışmalarını anlayabiliriz ama, Türk milliyetçiliğinin siyaset zemininde yıllardır bayraktarlığını yapan MHP’nin kim mensuplarının Türkün zaferlerinin değersizleştirmeyi amaçlayan “Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması” masalını benimsemeleri, destek vermelerinin anlamamızın olanağı yok..

MHP’li Pozantı Belediyesi’nin önceki gün servis ettiği haber bülteninde, ilçede dört gün hizmet verecek olan Gezici Çanakkale Müzesi’nin açılış töreninde MHP’li Belediye Başkanı Ali Avan’ın konuşmasına da yer verilmişti..

Avan’ın, siyasal İslamcıların Türk’ün zaferlerinin önemsizleştiren “Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması” söylemini onaylayan, benimseyen ve destekleyen ifadelerini doğrusu çok yadırgadım..

Bülteni okurken, konuyla ilgisi yok ama, aklıma nedense atalarımızın bizlere bıraktığı o muhteşem söz geldi:

Üzüm üzüme baka baka kararırmış!..

 

Spor Toto kime dava açacağını bilmiyor

Spor Toto Teşkilat Başkanlığı “yasa dışı” bir bahis sitesinin reklamını yaptıkları için Adana Demirspor ve Galatasaray aleyhinde suç duyurusunda bulundu..

Türkiye’de sporda bahisten sorumlu kuruluşun, Adana Demirspor hakkında suç duyurusunda bulunması trajikomik bir durum..

Aynı zamanda resmi bahis kuruluşu olan Spor Toto Teşkilatını yönetenlerin hukuktan hiç anlamadıkları, yöneticilikten bihaber olduklarının kanıtı oldu bu suç duyurusu..

Spor Toto’nun Adana Demirspor için yaptığı suç duyurusunun gerekçesi Yeni Adana Stadyumu’ndaki LED pano reklamıydı..

Spor Toto Teşkilat Başkanlığı suç duyurusuyla bahis oynatılan yasa dışı web siteleriyle reklamı yapılan haber sitesinin bağlantısının soruşturulmasının istedi..

İlahi, Spor Toto yöneticileri..

Koca teşkilatınızda hiç mi bir hukukçu yoktu..

Hadi hukukçu kadronuz yok diyelim, danışmanlık alacağınız, akıl danışacağınız avukat da mı yoktu..

Adana Demirspor hakkındaki suç duyurusuna trajikomik dedim..

Gerçekten de öyle..

Adana Demirspor, Yeni Adana Stadyumu’nun sahibi değil..

Oynadığı her maç için stadın sahibi Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bir milyon TL kiralama ücreti ödemektedir..

Yeni Adana Stadyumu’ndaki LED panoları sezon başında Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ihaleyle satılmış, RED panolarına reklamların ihaleyi kazanan firma tarafından alınmakta geliri de ihaleyi alan ajansa ait. Adana Demirspor’un oynadığı maçlarda stadyumdaki LED reklamlarından ne bir geliri, ne de ilgisi vardı..

İhaleyi yapan Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın da bağlı olduğu Gençlik ve Spor Bakanlığı..

Bakanlık ile bağlı kuruluşunun birbirlerinin yaptıklarından haberleri yok..

Daha da kötüsü bilgileri yok..

Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, suç duyurusunda bulunmadan önce bağlı olduğu bakanlığa sorsaydı, Yeni Adana Stadyumundaki LED panolarla Adana Demirspor’un bir ilgisi olmadığı öğrenirdi..

İlle suç duyurusunda bulunacaksa da Adana Demirspor hakkında değil bağlı bulunduğu bakanlık hakkında suç duyurusunda bulunması gerekirdi..

Şimdi siz söyleyin, Spor Toto’nun Adana Demirspor hakkındaki suç duyurusuna trajikomik derken haksız mıyım?..

Suç duyurusunda imzası bulunan Spor Toto Teşkilat yöneticilerini hukuksal cehaletleri de bir başka acı bir durum..

Türkiye’de sporun nasıl bir cehaletle yönetildiğinin bundan daha iyi kanıtı olabilir miydi?…

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP