Lafı eğip bükenler

Lafı eğip bükenler

ABONE OL
23 Eylül 2023 12:11
Lafı eğip bükenler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Oyunu görenlerin “plandemi” dediği sahte Covid 19 pandemisiyle birlikte insanlara henüz faz çalışmaları başlamamış, yan etkileri ve sonuçları, etki oranı bilinmeyen kimi kimyasalları aşı diye nerdeyse zorla enjekte etmişlerdi..

Konu yargıya taşındığında da insanlara resmi kurumlara, stadlara, sinemalara girme, sokağa çıkma, toplu taşıma araçlarına binmelerini yasakladıkları talimatları inkar etmişler, “bizim yasak içeren genelgelerimiz yok, bizimkiler sadece tavsiye niteliğindeki bilgilendirmeler, isteyen uyar isteyen uymaz” diyerek savuşturmaya çalışmışlardı..

Hadi bürokrat kendine verilen talimatları yerine getirmişlerdi.

Anlı şanlı prof.’lara ne demeliydi..

Hatta birisi insanlara “hayvan gibi aşı olacaksınız” diye ekranlardan parmak sallamıştı..

İki yıl sürdürdükleri oyunun anlaşıldığını görünce de sessiz sedasız olmayan pandemiyi bitirmişlerdi..

Bugünlerde “eris varyantı” üzerinden gariban Covid 19 virüsünden acaba yeni bir sanal pandemi çıkartabilir miyiz, 2023’ün ilk altı ayında yüz milyonlarca euro zarar eden kimyasal şirketlerinin kasalarını yeniden parayla doldurabilir miyiz hesabı yapmaya başladılar..

Adının başında prof. unvanı olan birileri yeniden medyada ahkam kesmeye başladılar..

İşte bunlardan biri, adının önemi olmayan bir prof. insanlara aşı olun derken, bir paragraf üste “henüz kesin bir ilaç ve aşı olmamakla” diyerek, aşı gerekmekte derken insanlara yalan söylediğini de itiraf ediyor..

Sahte pandeminin başından beri, aşı diye insanlara dayatılan kimyasalların etkisi olmayacağını yazdık, hatta Türkiye’de iki Türk’ün bulduğu aşı diye göklere çıkartılan kimyasalın, üretici firmasının kendi sitesinde yayımlanan o meçhul mRNA kökenli kimyasalın ölüm dahil tam 1700 yan etkisinin görüldüğünün belirten raporunu yayınladım..

Facebook gibi ruhunu sahte pandeminin planlayıcılarına satmış sosyal medya siteleri o paylaşımlar nedeniyle tarafıma 2 yılı aşkın süre kısıtlama uygulamışlardı..

Aşının yan etkileri nedeniyle Almanya’da yüzlerce dava açılmış, Alman hükümeti söz konuşu aşı mağdurlarına tazminat ödemek zorunda kalmıştı..

Alman mahkemelerinde tazminatları kimin ödeyeceği karara bağlanmaya çalışırken, yere göğe konulamayan iki Türk “bilim insanı” çareyi İngiltere’ye gitmekte bulmuşlardı..

Bakanların ve bürokratları gönüllü dediği aslında zorunlu olarak kimyasalların zerk edilmesinden sonra kalp ve kanser hastalığı başta olmak üzere bir çok hastalıkta neredeyse patlama olmuş, gerçek birer salgın oluşmuştu.

Tabii, artan ölümlerin, patlayan kalp ve kanser hastalıklar aşıların sonucu diyemeyen o kimyasalseverler, Covid19’un sonucu olduğunu iddia etmişler ama, toplumları inandırmamışlardı..

 

Bugün, insanlar zorla vücutlarına zerk ettirilen kimyasalların etkisinden kurtulmanın yollarını arıyorlar..

Bir çok bilim insanı, kimyasalların vücuttan atılma yolları için kafa yoruyorlar..

Baştan bu yana dedik: Covid 19 ve Covid 19’un üyesi olduğu corona virüsler, öldürücülüğü en az olan virüsler diye..

Ne Covid 19, ne de sonraları sahte pandemiyi sürdürmek için ortaya attıkları omikron gibi “varyantlarının” öldürücülük oranı çok düşük virüsler olduğu binlerce bilim insanı açıklamış, bizler de bilgileri yazılarımızla yazılı ve sosyal medyada paylaşmıştık..

Covid 19’dan hala bir şeyler çıkarmaya çalışanların varyantın varyantı olarak ortaya attıkları Eris ile ilgili olarak adı önemli olamayan prof açıklamasında, “Bulaşın sağaltımı (tedavisi) için henüz kesin bir ilaç veya aşı olmamakla birlikte, belirtilere dönük (Semptomöatik) sağaltım uygulanır” diyor..

Yani laf kalabalığına getirerek “Covid 19’un tedavisi için aşı yok” itirafında bulunuyor..

Hemen bir satır altında bu kez, “hastalıktan korunmak için… AŞI gerekmektedir” ifadesini kullanıyor..

İlahı sayın prof..

Olmadığını belirttiğiniz aşı nasıl oluyor da eris varyantının etkisinden kurulmak için “gerekli” oluyor..

Olmayan aşıyı nasıl olacağız, keşke bir de onu söyleseydiniz..

Şimdi, bu sayın prof’un hangi sözüne inanalım..

Daha doğrusu prof’un bizatihi kendisine nasıl güvenelim..

Bu açıklamaları eski falan zannetmeyin.. 18 Eylül’de yani sadece  6 gün önce yapılmış bir açıklama..

Açıklama içerisinde bilimsel anlamı olmayan olasılık içeren ifadelerde yer alıyor:

”Bu mutasyon, Eris varyantının insan hücrelerine daha kolay bağlanmasına ve çoğalmasına yardımcı olabilir.”

“Eris varyantının bulaşıcılığı henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Kimi araştırmalar, bu varyantın öncekilerden daha bulaşıcı olabileceğinin ve bağışık sistemi aşabileceğinin düşündürmektedir.”

“Eris varyantından korunmak için güncellenen Kovid 19 aşılar önerilebilir.”

Yani, eris varyantı dedikleri Covid 19’dan bilmem kaçıncı varyant olarak ürettikleri virüsün ne olduğunu bilmiyorlar; Nasıl bulaştığını, bulaşıcı olup olmadığını bilmiyorlar; aşısının olamadığı söylüyorlar ama yine de ille de aşı olun diye tutturuyorlar..

Kimyasalseverler yine kızacak, sosyal medyada paylaşınca Facebook yine kısıtlama uygulayacak ama yine de gerçekleri bir kez daha dile getirelim:

Corona (yani Covid 19) dahil hiçbir grip aşısı, virusları öldürmez. Coruna (Covid 19 ve varyantları dahil) hiç bir grip enfeksiyonun ilacı ve aşısı da yoktur. Viruslar tuzlu suda ve alkali ortamda ölürler ve bulaşamazlar. Gün ışığı virüsleri öldürür. Fırsat bulduğunuzda mutlaka güneşlenin..

 

KLOR ZEHİRLENMESİ Mİ COVİD 19 MU?

Sahte pandemide covid 19 belirtileri olarak insanlara açıklanan ve hastanelerde pcr testine tabii tutulmalarına yol açan belirtileri, başka bazı hastalıkların belirtileri ile karşılaştırmış ama, doğrusu klor zehirlenmelerinin belirtileriyle karşılaştırmayı hiç düşünmemiştim..

Bazen, bazı şeyler insanın aklına çok sonraları geliyor..

Covid 19’da aklıma gelmeyen karşılaştırma varyantın varyantı gündeme gelince aklıma düştü..

Klorla insanlar topyekun hasta etmek çok olası bir durum..

İçtiğimiz sular belediyeler tarafından alındıktan sonra dağıtıma verilmeden klorlanıyor..

Bazen klor o kadar fazla oluyor ki, suyun tadı değişiyor, içmekte zorlanıyor insan..

Klorun kimyasal savaş silahı olarak kullanıldığına dünya daha önce tanık olmuştu..

Kimyasal savaş ajanlarının büyük ölçekteki ilk kullanımı Nisan 1915’de olmuştu. Alman ordusunun Belçika’nın Ypres kentine 168 ton klor gazı ile saldırması ve beşbin müttefik (İngiliz, Fransız ve Kanadalı) askerin ölümüne neden olmasıyla gerçekleşmişti..

Hiç düşündünüz mü, klor zehirlenmesinin belirtileri nelerdir diye..

Şimdi, ölümlere bile yol açabilen klor zehirlenmesine bir bakalım.. Bilimsel araştırmalar göre, klor zehirlenmesinin belirtileri şunlar:

Yüksek ateş,

Öksürük,

Nefes darlığı,

Solunum güçlüğü,

İshal,

Tat ve koku kaybı,

Akciğerde ödem birikmesi,

Baş ağrısı.

Nasıl çok tanıdık geldi değil mi…

Bir de, sahte pandemide anlı şanlı prof.lardan sıkça duyduğumuz, bugünlerde de varyantı varyantı nedeniyle yeniden dillendirilen Covid 19 belirtilerini bir anımsayalım:

Yüksek ateş,

Öksürük,

Nefes darlığı,

Solunum güçlüğü,

İshal,

Tat ve koku kaybı,

Akciğer ödem birikmesi,

Baş ağrısı

Görüldüğü üzere corona (covid 19) belirtileri ile klor zehirlenme belirtileri birebir aynı..

Şeytan işte burada akıllara giriyor..

Acaba şebeke suyuna ve kaynak suyu diye pazarlanan şişe sularına katılan klorun belirtileri korona olarak mı kabul edildi?

Olmayan bir pandemi bu yolla sahte olarak mı patlatıldı?..

Plandemi döneminde şebeke ve hazır sular klor açısından özel bir denetime tabii tutuldular mı?

Tutuldularsa klor oranları sanal pandemi öncesinde ve pandemi döneminde kaçtı? Bu karşılaştırmaları oranlar kamuoyuna açıklanacak mı?..

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP