Türkiye’nin şımarık çocuğu

Türkiye’nin şımarık çocuğu

ABONE OL
30 Temmuz 2024 13:49
Türkiye’nin şımarık çocuğu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Şımarık çocuklar sadece insan neslinde olmuyor..

Devletlerde, bölgelerde ve kentlerde de şımarık çocuklar oluyor..

Şımarık çocukların ortak özellikleri kendilerinin dünyanın merkezi olarak görmeleri, her şeyi kendilerinin hakkı görmeleri, sürekli ilgi istemeleri ve hep bana hep bana demeleridir..

Eminim çevrenizde bu özellikte çok çocuk gördünüz..

Çocuk kavramı lafın gelişi..

Çocuklukta başlayan bu özellik yetişkin döneminde de sürüyor..

Atalarımız o güzel sözü “can çıkmadan huy çıkmaz” durumları yani..

Devletler nezdinde baktığınızda düşman komşular İsrail, Filistin, Fransa’yı sayabiliriz..

Kentler düzeyinde Türkiye’de çokça şımarık kent gördük..

Turgut Özal döneminde Malatya, Mesut Yılmaz ve Erdoğanlı yıllarda Rize, Öztrak ailesinin bakanlıkları uhdelerine aldıkları CHP’li yıllarda Tekirdağ, geçmişteki şımarık kentlere örnek verilebilir..

Gerçi Malatya, Yeni Malatyaspor üstünde o alıştığı şımarık kentliği sürdürmek istiyor ama biraz nafile çaba olarak kalıyor girişimleri..

AK Partili yıllarla şımarık kent olarak Mersin öne çıkmaya başladı..

Önceki kabinelerde bakan olarak yer alan Mersin milletvekilleri sayesinde istediği her şeyi kolayca aldılar..

Bakanlar ne isterlerse onu anında yerine getirdiler..

İstediğini amla şımarıklığı öyle bir noktaya geldi ki, Adana’da olan her şeyi Mersin’e taşıtma sevdasına düştüler..

Bunda da başarılı oldular..

Havalimanını istediler aldılar..

Demiryollarını istediler, lojistik merkezi, bakım onarım atölyeleriyle parça parça taşıtmaya başladılar..

Ancak, o kadar devlet hizmetinden bir tanesinin Adana’ya verilince inanılmaz bir kıskançlık krizine girdiler..

Vay efendim, konteyner limanı Mersin’in hakkıymış, kendilerine söz verilmiş; nasıl Adana’ya yapılırmış…

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hakan Sefa Çakır’a göre konteyner limanını on iki milyon TEU’luk (Twenty-foot equivalent unit) veya kısaca TEU, genellikle kargo kapasitesi bir kesin olmayan konteyner gemileri ve konteyner terminallerinin kapasitesini tanımlamak için kullanılan bir birimdir.) yatırımla Yumurtalık’a yapılması yatırım mantığına tersmiş..

Mersin’e yapılması doğru olurmuş ve Mersin yirmi sekiz yıldır bu yatırımı bekliyormuş..

İlahi Çakır bey, Türkiye’nin üçüncü büyük havalimanı Adana’da bulunurken ve çalışırken, konteyner limanından kat be kat daha fazla pahalı bir yatırım olarak Mersin’e havalimanı yapılırken, hiç de öyle demiyordunuz..  Övgüler düzüyordunuz..

Yatırım Adana’ya gelince mi yatırım mantığı aklınıza geldi..

İki kentin rekabetini anımsadınız..

Çakır, Mersin ve Adana’yı bir kent olarak görüyormuş ama, Adana’ya yapılan yatırıma karşı çıkıyor, yatırımın Mersin’e kaydırılmasının istiyor..

Bu nasıl Adana ve Mersin’i bir kent olarak görmedir..

Bir kent olarak görüyorsanız, Adana’ya devletin yatırım yapmasından rahatsız oluyorsunuz?..

Çakır’ın haklı olduğu bir yer var..

O da yatırımların fizibilite raporlarına, ekonomik gerçeklere göre en doğrun yere yapılması önerisi..

Bu öneriye sonuna değin katılıyor ve havalimanı ile demiryolları lojistik merkezinin fizibilite raporları ve ekonomik gerçeklere göre yeniden olması gereken yere Adana’ya dönmesi gerektiğinin söylüyorum..

Yatırımların fizibilite raporları ve ekonomik gerçeklere göre yapılmasının savunun Çakır, eminim ki bu öneriyi sonuna kadar destekleyecektir..

Tabii, söylediklerinde samimi ise!..

Konumuza dönersek, Mersin’in şımarıklığı Çukurova’yı olduğu kadar Ankara’daki merkezi yönetimi de bıktırmıştır..

Merkezi yönetimin bu tür şımarıklıklara artık ödün vermemesi, isteklere dur demesi gerekiyor..

Bunu sağlamakta da en büyük görev AK Partili Adana milletvekillerine düşmektedir..

AK Partili milletvekillerinden acilen Adana Havalimanının hem açık tutulması hem de pistlerinin uzatılması ile TCDD’nin Adana’da lojistik merkez ve bakım onarım atölyeler kuması için hazırlayacakları raporun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunmaları ve işin takipçisi olmalarını istiyoruz ve bekliyoruz..

Unutulması, zamanında yapılsa bile en geç dört yıl sonra seçim var..

Adana Havalimanı kapatılırsa, TCDD yatırımları gelmezse, oy istemeye geldiğinizde Adana’ya reva görülen haksızlıkları, Adana’dan götürülen yatırımları, çevre illere yapılan ve Adana açısından haksız rekabete yol açan yatırımları anımsatır, bu kadar olumsuzluklara karşın hala nasıl oy isteyebiliyordunuz diye bu kez Adanalı soracaktır…

 

Filistin her zaman Türkiye’ye soğuktur

Son olaylarda, Türkiye İsrail – Filistin olaylarında taraf oldu..

İçeride dışarıda Filistin adına mücadele veriyor..

Bakanlar, Filistin davasının anlatmak, İsrail’e yaptırım istemek için yabancı mevkiidaşları ile toplantı üzerine toplantı yapıyorlar..

Her biri Filistin bakanı gibi mücadele ediyor..

Siyasal İslamcılar, hemen her gün yurdun değişik yerlerinde gösteriler düzenliyorlar..

Bütün bu çabaların Filistin’de karşılığı var mı?..

Bana göre yok..

Bakın, Cumhurbaşkanı açıkladı; ABD Kongresi’nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ağırladığı günlerde Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, TBMM’ye davet ediliyor..

Mahmut Abbas, Filistin’deki durumu anlatmak için TBMM’ye gelmiyor..

Daveti de, gelmediğini de Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı..

Mahmut Abbas’ın Türkiye’den özür dilemesini gerektiğini söyledi..

Sizce özür diler mi?

Bence Filistin davasını anlatmak için Türkiye’ye gelmeye tenezzül etmeyen Abbas, özür de dilemeyecek..

Mahmut Abbas’ın nezdinde, Filistin Devleti’nin yöneticilerin gözünde Türkiye’nin Filistin için verdiği mücadelenin hiçbir önemi de karşılığı da yok..

Türkiye’nin aylardı sürdürdüğü mücadele umurlarında bile değil..

Doğrusu ben şaşırmadı..

Filistinliler oldu bitti Türkiye ve Türk insanına şaşı bakıyorlar..
Yok öyle Osmanlı’ya karşı İngilizlere yaptıkları işbirliğine kadar gitmeyeceğim..

Elli yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Filistin, Kıbrıs Rum Yönetiminin yanında konuşlanmıştı..

Yaser Arafat, Türk askerinin işgalci olarak nitelendirmişti..

Aynı Filistin, Karabağ’ın işgalinde de kurtuluşunda da Azerbaycan’ın değil Ermenistan tarafında olmuştu..

Karabağ’ın işgalden kurtarılmasından sonra Filistin’de yapılan protesto eylemlerini, bu eylemlerde Türk ve Azerbaycan bayrakların yakılması belleklerde hala tazeliğini koruyor..

Mahmut Abbas, Doğu Türkistan’da yapılan soykırımda Çin’e destek vermişti..

Geçmişte bir Arap vatanseveri şöyle demiş:

“Nil Arabistan’a aktığı zaman, Araplar Türk hâkimiyetinden kurtulacaklardır.”
Bu, gerçekleşti. İngilizler su borularıyla Nil suyundan yararlanarak
Tih sahrasından geçirip Filistin’e akıttılar.
Bundan sonra Türk ordusu da Arap’ın gayretleri sonucu
Arabistan’ı terk etti.
Liderliğini Filistinli Hıristiyan George Habbaş’ın yaptığı ASALA adlı Ermeni terör örgütü, PFLP (Filistin’in Kurtuluşu İçin Halkçı Cephe)’sindenbüyük ölçüde lojistik ve eğitim desteği almıştı..
ASALA terör örgütü 1975-1995 yılları arasında lojistik ve askeri militan desteğini Suriye devleti ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nden aldığı resmî belgelerle bilinmektedir.
Filistin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan
devletler arasında olmasının yanında aynı zamanda
Kıbrıs konusundaki gerçekleri bilmesine ve
1963-1974 yılları arasında Kıbrıslı Türklerin soykırıma uğradıklarının
bilincinde olmasına rağmen Türk kesimine karşı Rumlara destek verdiğini,
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tezlerini de savunduğunu açıklamıştır.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Güney Kıbrıs lideri Dimitris Hristofyas arasındaki telefon konuşması sonrası yapılan açıklamayı internette arayıp bulmak çok da zor değil.
Filistin’in efsanevi lideri Yaser Arafat bakın ne diyor:
“Tarihteki Ermeni katliamının bir benzerinin
bir daha yaşanmasına izin vermeyeceğiz.
Ermeniler başaramadı, ancak biz onların düştüğü hataya düşmeyeceğiz.
Filistin de bir Türk sorunudur”

Ayrıca Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas 18 Ocak 2016 tarihinde
Beytül Lahim’daki Ermeni kilisesinde yapılan Noel Yortusuna katılmıştı.
Tören sonrası yaptığı konuşmada Filistin halkının içinde bulunduğu durumun sözde Ermeni soykırımına benzediğini dile getirmiş ve
Azerbaycan’da Hocalı katliamın sorumlusu olan Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyanı da Filistin’e davet etmekten çekinmemiştir.
Aynı Filistin, Suriye sınır bölgesindeki terör örgütlerine yönelik
2019’da başlatılan operasyon için Arap Birliği ile birlikte kınamıştı…
Filistin’de okullarda Türk düşmanlığı öğretiliyor.

Hasıl-ı kelam, Türkiye ve Türk düşmanlığı tinlerine işlemiş Filistinli yöneticiler, Türkiye Filistin davasında ne kadar destek verirse versin, Türkiye’yi ve Türkler düşman görmeye devam edeceklerdir..

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP