Oya Tekin’in iş titizliği…

Oya Tekin’in iş titizliği…

ABONE OL
8 Nisan 2024 10:56
Oya Tekin’in iş titizliği…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Seyhan’da Oya Tekin’in belediye başkanı olması, bazı kişilerde homurtulara neden oldu yeniden! Aslında beklenmiyordu biliyor musunuz? Akif Kemal Akay’ın karşısında “yok olacağını” bile söyleyenler vardı! Özellikle de, önceki süreçlerde sözü edilen “iş titizliği” nedeniyle de “kendilerince” haklı gerekçeler gösteriyorlardı!

Oyun tutmadı! Akay’ın, Chp’ye “en söylenmez” sözleri yineleyen Akşener’in partisi İyip’ten aday olması, seçmenin karar vermesini zorlaştırmadı kanımca! Üzerinde uzun süredir durulan “Türkiye bağlaşımı”, başta Adana olmak üzere yurdun büyük bölümünü “kırmızıya” boyadı.

Cumartesi günü mazbata töreni vardı, Oya Tekin’in. “Olmaz” denmesine karşın en yakın adayın yüzde on üzerinde oy alarak “beklenmedik” utkuya ulaştı! Coşkulu bir törenle göreve başladı. Konuşması sırasında Adana’nın “tek kadın” belediye başkanı olmasının da ötesinde, işinde gösterdiği “titizliği”, belediyede ne denli özen göstereceği kafalardaki soru işaretiydi. Tekin, konuşması sırasında sorunun yanıtını “makam odalarında değil, mahallelerde, sokaklarda olacağım” sözüyle verdi.

Arkadaşlar arasında konuşurken, “işinde titiz olan, belediyede de titiz olur, ödün vermez” saptamasını sıkça duydum. Kadınları, çocukları, gençleri, “cam tavanları” seçim öncesinde olduğu gibi sözünden eksiltmek istemiyordu. Seyhan, Oya Tekin’le “kadın becerisinin” ne anlama geldiğini görecek…

 

Şekerin tadı kaçtı!

Nazım Hikmet, “kız çocuğu” şiirinde “çalıyorum kapınızı/ teyze, amca, bir imza ver / çocuklar öldürülmesin/ şeker de yiyebilsinler” dizelerine yer verir. Çocuklar “şeker” yiyebilmeli! Yenilmesin, diyenleri bırakın! “Şeker” yiyemedikten, “şekerin” tadını alamadıktan sonra yaşamın “acısı/ ağrısı” nasıl söndürülebilir ki? Üstelik yalnız çocuklar değil, büyükler de yiyebilmeli!

Nasıl ki et, süt ürünleri, bakliyat, mevsimsel sebze/ meyve birçok ailenin, özellikle de emeklinin/ asgari ücretlinin/ dargelirlinin mutfağına girerken zorluk yaşanıyorsa, bir de buna “şeker” eklendi!

Marketten “şeker bayramı” için “şeker” almak istediniz mi bilmiyorum! Gördüğümde şaşıranlardanım! İki gün sonra bayram! Evinizin kapısını çocuklar çalacak, ya da konuklarınız gelecek, “şeker” sunmanız gerekecek! “Emekliye promosyon, emekliye bayram ikramiyesi” diye verilenin ne kadarını “şekere” ayırabilirsiniz ki? Daha yemesi var, gidilecek yerler var; yeni giysiyi unutun!

Markette uzun bir masa/ tezgah, her birinde üçer/beşer kilo “şeker”… Her birinde onbeş/ yirmi kiloyu düşmeyen “şeker” tegahlarını anımsamayan var mı? Şimdi üçer/ beşer kilo! En ucuz “şeker” yüzseksen lira, dörtyüz lira olanı da var! Bayramlarda kiloyla alınan “şeker”, şimdi artık gramla!

İnsanlar et yiyemiyor; beslenemiyor! Çocuklar “şeker” yiyemiyor; ağızları tatlanmıyor! Her tür zorunlu tüketim ürünlerini fiyatı artarken, “alım gücü” de bir o denli azalıyor! Geçtiğimiz hafta yapılan yerel seçimin yitireni “iktidar”, aralarındaki “suçluyu” bulmak için çalışıyor!

Düşünüyorum da; yakın zamanda “yanıldık” derlerse şaşırmayacağım! Oysa Nazım’ın, “çocuklar öldürülmesin/ şeker de yiyebilsinler” diyeli yetmiş yıl kadar olmuş! Ama “şekerin” tadının kaçtığı, insanın ağzı “tatlanmayınca” sonucun böyle olmasının kaçınılmazlığı anlaşılmamış! Bayramda “şekersizlik” acı!  060424

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP