Soner Çetin’in yerinde olsaydınız…

Soner Çetin’in yerinde olsaydınız…

ABONE OL
21 Mart 2024 11:28
Soner Çetin’in yerinde olsaydınız…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Duygudaşlık (empati) bir erdemdir! Kendini “onun” yerine koyma, “onun” yaşadıklarını anlama, “onun” açlık duygusunu bilme, “onun” karar alma sürecini kanıksama duyarlılığıdır! Karşımızdakinin “neden” öyle davrandığını, “neden” akıl almaz biçimde yönelim gösterdiğini, içinde bulunduğu/ yaşadığı olayları tartabiliyor muyuz?

“Değişim” diyerek göreve gelen Özgür Özel, aday belirleme sürecinde iç ettiği “demokrasi” anlayışını görmezden gelerek, sonrasında partiden ayrılanlar için “birkaç istifa” diyerek geçiştirmeye çalışıyor! Aslında Özel’in davranışlarına da “duygudaş” olmaya çalışıyorum! Daha birkaç gün önce “eğilim ya da önseçim için söz veriyorum” demesine karşın, son güne dek bekleyip Adana’da kendini temsil eden yardımcısı Burhanettin Bulut’a “Kılıçdaroğlu’na destek olanları aday yapmayacağız” dedirttiğinde, bambaşka bir “pazarlık” içinde olunduğu, “duygudaşlığı” hak etmedi ortaya çıkar!

***

Adana’da görev başında olan, üstelik Türkiye’de belediyeler arasında “başarılı” oldukları sıkça yinelenen belediye başkanları vardı! Daha genel başkanlıkta, genel başkanlığı yardımcılığında “çiçeği bununda” günlerinin yaşandığı bir yaşam diliminde, verilmesi gereken en iyi karar “var olan başkanlarla” seçime gitmek değil miydi? Ya da sözünü ettiğiniz gibi “eğilim ya da önseçim” yaparak partiliye sormak değil miydi? Partilinin vereceği kararı neden istemediniz ki?

Şimdi “Zeydan Karalar’ı aday yapıldı ya” denilecek biliyorum; Karalar’ın yerini dolduracak biri bulunabilmiş olsaydı, nasıl yapıldığı bilinmeyen, saçma/ sapan anket sonuçları da o yönlü olsaydı, bir başka isim açıklanacaktı! Seyhan’da, Çukurova’da yapılanlara bakın; adaylığını Seyhan’dan açıklayan Emrah Kozay’ın Çukurova’dan, Çukurova’dan aday alan Oya Tekin’in Seyhan’dan aday yapılmasının “ana nedenini” anlayabilen var mı? Her iki adayın “bildikleri” kent, “aday” olmak istedikleri kentlerdi! Aklımdan “kötü kötü” Burhanettin Bulut kokuları geliyor, dersem şaşmayın!

***

Hani “meyveli ağaç taşlanır” derler ya, biz o sözü şöyle öykünelim; güçlü görülen aday taşlanır! Şimdi en çok, Chp’nin geçmişte olduğu gibi Çukurova’da etkili olamayacağını görenler, Soner Çetin’e akla gelmeyecek suçlamalarla yükleniyor! At çamuru “izi kalır” gibi! Chp’den neden ayrıldığını, neden bir başka partiden aday olduğunu, neden Chp’li yetkilinin belirlediği Seyhanlı adayın karşısında olduğunu soruyor! Ardından “Chp’ye bu günü yaşatanlar Çetin’den korkuyor” dediğimizde de kızıyorlar!

İşte baştaki “duygudaşlık” konusunu onun için açtım! Haydi, birlikte düşünelim; siz Soner Çetin’in yerinde olsaydınız ne yapardınız, “yazgı” sayıp susar mıydınız, yoksa yanlışı yapanların seçmenden bir ders alması gerektiğini mi isterdiniz? Çukurova’da hiçbir seçmenin, “odun aday olsa kazanır” sözünün arkasında durmayacağını göstermek için uğraş mı verirdiniz?

***

Bir kez olsun “duygudaş” olmayı deneseniz! Çetin’in geçmiş yıllarını, deneyimlerini, son ana dek “hiçbir sorun yok” denildiğini, son anda gelen “kapıya koyma” öyküsünün sonrasında da “kongrede bizimle olmadın” denilmesini düşünün! Siz olsanız “gerçekten” ne yapardınız? Partinin başına geçmelerinin ardından, benzer birçok “baştaki” sözlerine uymayan davranışları nedeniyle kutlar mıydınız, aldıkları kararlara susar mıydınız, “yaptığınız yanlışlara karşın arkanızdayız” der miydiniz?

Yapmayın! Bir kez olsun duygudaşlığınızı ortaya koyun! 190324

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP