“Çalıyor ama çalışıyor” algısını yerle bir ettik

“Çalıyor ama çalışıyor” algısını yerle bir ettik

ABONE OL
17 Mart 2024 16:05
“Çalıyor ama çalışıyor” algısını yerle bir ettik
0

BEĞENDİM

ABONE OL

BEYOĞLU / İSTANBUL– Anakent Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kabataş Transfer Merkezi 1. etap açılışında konuştu. “Allah’ın lütfu bu şehrin bireyleriyiz” diyen İmamoğlu, “Tabii ki bu vesileyle hem Tarihi Yarımada’ya bakarken Fatih Sultan Mehmet’i hem de yanı başımızdaki Dolmabahçe’yi görürken bu şehri işgalden kurtarıp bize hediye eden Mustafa Kemal Atatürk’ü buradan minnetle anmak, onların önünde saygıyla eğilmek, herhalde hepimizin boynunun borcu” sözlerini kullandı.

İstanbul’un her ferdinin, her sokağı, her caddesi, her taşının kendileri için ayrı bir değer olduğunun altını çizen İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

16 milyona hak ettiği hizmeti vermek, bu aziz, güzel şehrin varlığını korumak, birliğini, düzenini sağlamak, benim boynumun borcu. Bu nedenle, bizi bu göreve layık gördüğünüz günden bu yana, elimizden geleni, yalnız bu şehrin Belediye Başkanı değil, muhafızı olma duygusuyla ve sorumluluğuyla işimizi yapıyoruz. Bizim belediyecilik ve hizmet anlayışımızla -açık söyleyeyim- başa çıkamayacaklarını görenler, şimdi yine her zaman, her seçimden önce alışık olduğumuz bir kısım türlü türlü hileler ya da kumpaslar kurmaya çalışıyorlar. Olsun, varsın çalışsınlar. Herkesin ilgi alanı var. Bizim ilgi alanımıza girmiyor. Onların ilgi alanları böyle. Yapacak bir şey yok. Ama bizim neler yaptığımızı, İstanbul’a neler kazandırdığımızı, rant uğruna şehrimizin talan edilmesine karşı nasıl bir duruş sergilediğimizi Yaradan da görüyor, kul da görüyor açıkçası.

Benim, 2019 seçiminde kocaman bir vaat setim vardı. Çok çalışmıştık. Gerçekten 3 ay boyunca olağanüstü bir set çalışmıştık. Kitapçık demek de doğru değil, sağlam bir ansiklopedi gibi bir vaatler dizini oluşturmuştuk. Yüzlerce akademik kimlik, yüzlerce siyasi insan öyle bir akış sağlamıştık ve ona öyle sağlam bir koordinasyon kurmuştuk ki, muhteşem bir çalışma ortaya çıkmıştı. Yani gündüz seçim kampanyası, akşam 5-6-7 saat, gece yarılarına kadar, orada insanlarla beraber o vaat dizininin neler olduğuna birlikte karar verme sistemini kurmak muhteşemdi.

Televizyonlara, canlı yayınlara katılıyorum. 200 sayfalık vaat setimden, işte en az bilinen bir tanesini… Hatta hatırlıyorum işte ‘Sosyal tesislerde haftada bir gün işte şu yapılacak’ demişsiniz… O kadar detaylar yazdık ki… Canlı yayınlarda bana soruyorlar. Benim de birileri gibi hani ‘yaptım’ deyip, geçiştiren bir ruh halim yok. O anda hatırlamayabilirim. Açıkça, ben rakiplerime de benzemem. Emin olmak isterim. ‘Hatırlamıyorum, kontrol edip size bilgi vereyim’ diyorum. Bunun gayet insani, doğru bir hamle olduğunu, doğru bir cevap olduğunu düşünüyorum. ‘Vay efendim, İmamoğlu hatırlamıyor!’ O kadar çok yüzlerce vaatten birini hatırlamıyor. Ama şunu anlıyorum: Onlara öyle bir etki bıraktım ki, demek ki her şeyi hatırladığımda şok oluyorlar ya, ‘İmamoğlu bunu niye hatırlamadı’ diye vahlanıyorlar.

Eskiden millet, kötü bir şey ama diyordu bunu yani: ‘Çalıyor ama çalışıyor.’ Böyle bir algı vardı. Biz bunu yerle bir ettik. Şimdi milletimiz şunu diyor: ‘Hem çalmıyor hem de çalışıyor. Bu önemli. O yüzden şaşkınlar, o yüzden anlayamıyorlar. Bunu daha da yerleştireceğiz. Sevgili hemşehrilerim; iradenizin yok sayılmasına, adaletsizliğe, hukukun, demokrasinin askıya alınma girişimlerine karşı muhafızlık yaptığımızı, bu şehir çok iyi biliyor” şeklinde konuştu. İlk etabını açtıkları Kabataş Terfi Merkezi için çalışmalara, 2021 Eylül’ünde 1 milyar 150 milyon liralık bütçeyle, başladıklarını belirten İmamoğlu, “İnsanlarımızı dinleyerek, çok değerli mimarlarımızla çalışarak, onların tasarımlarıyla beraber burada özenli bir transfer merkezini inşa etme yoluna giriştik. Kurul süreçleri vesaire derken bugünlere geldik.

Karaköy’den Beşiktaş’a kadar uzanan bu bölgede çile, çekilir gibi değildi. Biz konuya geçici değil, kalıcı çözümler oluşturmak adına projeler çalıştık. Bölgeye gelen otobüsleri ne yapacağız? Yer altına alacağız. Yer altındaki otoparkımız, 60 tane o büyük otobüsleri, orada, aynı anda misafir edecek. Ve yolcularını indirip, yolcuları Dolmabahçe’ye ve diğer noktalara gidecek. Dolayısıyla artık bir tane otobüsü civarda depolanırken göremeyeceksiniz. Bu çok düzenli gerçekleşecek. Çünkü otobüslere ve yayalara çok özenli düzenlemeler getirdik. Buradaki o yoğunluğu kontrol altına alacağız. Burayı sadece yer altında yapacağımız bir otopark olarak da görmeyelim. Burası yolcuların ve yayaların zaman geçirebileceği bir istasyon alanı. Dükkanlar var, sergi alanları var, kütüphanelerimiz var, bir kısım ofisler de var olacak. Adına da bu nedenle ‘transfer merkezi’ diyoruz.

Günlük, yaklaşık 70 kişiyi karşılayan kapasitesiyle, deniz trafiğinin de düzenlenmesine ciddi bir katkıda bulunacak. Yani yalnızca kara değil, aynı zamanda deniz yollarının da projeye entegre olmasını sağlayacağız. Tesiste bulunan inanılmaz bir tasarım kabiliyetiyle, yeşil alanlar sayesinde merkezimiz, bu bölgenin kentin bir parçasını olması özelliğini de sağlayacak. Bölgeye kamusal alan niteliğini vereceğiz. Bugün ilk etabını açacağımız merkezimizde, İstanbul Kitapçığımız ve yolcu bekleme alanlarını vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Bakınız; bu binaya baktığınızda, yukarıda yükselen alanı gördüğünüzde, onun tepesinden yürüyerek, yani ki yan tarafta Kabataş- Beşiktaş-Yıldız- Mecidiyeköy-Mahmutbey metromuzun… Bu kadar detaylı semt veriyorum ki, öğrensin bazı arkadaşlar diye. Akıllarına gelmeyebilir bu semtler.

Bu şehir için çok daha büyük, çok daha kucaklayıcı çözümlerimiz var. Önümüzdeki dönemde, vitesi daha da arttıracağız. Artık bizi izleyemeyecekler. İzlemekten vazgeçecekler. Çünkü biz, ufuk çizgisini geçeceğiz. Bizi göremeyecekler. O kadar geriye kalacaklar. Enerjimizi ve gücümüzü daha da büyüteceğiz. 5 yıldaki yönetimin 25 yılda yaptığından çok daha fazla iş yapmamızın, aslında bize şöyle bir hedef koyuyor: 10 yılda 50 yıla bedel iş yapan belediyecilik dönemini, bu şehre, göreceksiniz yansıtacağız. Ama daha çok da bu şehrin başını belalardan koruyacağız. Bu şehrin başına bir bela gelmesini, bir ihanet gelmesini engelleyeceğiz. Bu şehrin geleceğini koruyacağız. Çocuklarımızın umutlarını koruyacağız. Gençlerimizin umutlarını koruyacağız. Önemli bir sorumluluk.

Şükürler olsun, ben ailemden razıyım. Bana çocukluktan beri çalışkan olmayı öğretti hem annem hem babam. İyi esnaf olmayı öğretti. Ama daha da ötesi, iyi insan olmayı öğretti. Allah onlardan razı olsun. Onlara layık olmak değerli bir şey. Ama bir şey daha söyleyeyim: İstanbul’a küçücük bir köyden gelip, Selmani Pak Caddesi’nde bir dükkan tutabilmeyi bir hayal görüp, orada o dükkanın ekmeğini, bereketini gayretle, adaletle kazanıp, hayata tutunmayı, birlikte iş üretmeyi, İstanbul’un bir iş insanı olabilmeyi başarabilmek; sonra da burada gelip hem burayı açmak hem Selmani Pak da geçmişte bir dükkanda köfteci ya da bir çevirme tavuk satan, ama aynı zamanda İstanbul Üniversitesi’nde İşletme Fakültesi’nde ekonomi okuyan bir öğrenci olabilmeyi hayal ettiren, başaran ve sonra da bu kente Belediye Başkanı yapıp, dönüp 30 yıldır hiç dokunulmamış, 20 yıldır dokunulmamış Selmani Pak Caddesi’ni tekrardan düzenleyip şehre kazandımak, dolayısıyla Atatürk Cumhuriyeti’ne layık olabilmek de bizim büyük boynumuzun borcudur.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP