Adana’da başka, ekranlarda başka

Adana’da başka, ekranlarda başka

ABONE OL
20 Aralık 2023 13:02
Adana’da başka, ekranlarda başka
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Adana’da başka söylüyor, televizyon ekranlarında başka söylüyor..

Bulut, Büyükşehir Belediyesi’ndeki operasyondan sonra Adana’ya gelmiş ve Büyükşehir Belediyesi önünde Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve diğer belediye başkanları, parti yöneticileri ile birlikte bir açıklama yapmıştı..

Bulut, konuşmasında henüz adaylığı resmen açıklanmayan sayın Zeydan Karalar’ın adaylığını binlerce kişinin önünde deklare etmiş, hemen arkasından da “aramızda kalsın” demişti..

Ancak, daha sonra yaygın bir televizyon kanalında canlı yayında yaptığı açıklamada, kendi kendini adeta yalanladı..

Bulut, Adana’da yaptığı konuşmanın ardından canlı yayın bağlantısında yaptığı konuşmayla Emirdağ’ın meşhur türküsündeki Yaşar’ı bile kıskandırmıştır..

Adana’da “aramızda kalsın” diyerek Zeydan Kalarar’ın yeniden adaylığını açıklarken, televizyon ekranında bu kez, “başkan adayını açıklamak haddim değil. Zeydan Karalar’ın adaylığı kesin değil. Ben o sözlerle 31 Mart sonrasında Adana Büyükşehir Belediyesinin CHP’de kalacağını kastetmiştim” şeklindeki ifadeleri, Adana’daki konuşması adeta yalanlayan sözlerdi..

Kendi sözlerini inkardı..

Adana’daki konuşmasından sonra televizyon ekranlarındaki konuşmasını dinlerken aklıma “Yalan mıydın Yaşar/Karakolda doğru söyler/ Mahkemede şaşar” bağlantı bölümüne sahip Emirdağ türküsü geldi..

Burhanettin Bulut, karakolda ve mahkemede değil ama Adana’da doğru söyler, ekranlarda şaşar pozisyonuna düştü bana göre..

 

“Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar”

Madem CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut sayesinde Emirdağ’ın en güzel türkülerinden olan “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” türküsünü anımsadık, o zaman biraz halkbilime doğru gidelim ve o meşhur türkünün öyküsünü ve sözlerini de anlatalım..

Türkünün Emirdağ’ın Pörnek Köyü’nde yaşanan öyküsü şöyle:

“Emirdağ’ın Pörnek Köyü’nde küçük yaşta erkek kardeşi Veyis ile hem öksüz hem de yetim kalan Cemile’nin yani nam-ı diğer Yaşar’ın hikayesidir.

Köyün varlıklı bir ailesi, kimsesiz Cemile ile Veyis’i ortada bırakmayarak, hanelerine alırlar. Evin efendisinin niyeti Cemile’yi oğluna alıp hepten eve katmaktır ama kız Şahin isimli bir gence sevdalıdır.

Cemile, adamın baskılarına dayanamaz ve sonunda evin oğlu ile nişanlanır.

Şahin sevdiğine kavuşamamanın ıstırabı ile türküler yakarken, Cemile düğünü yaklaştıkça üzüntüden erimektedir.

Cemile, Davullu – Zurnalı gösterişli bir düğün ile gelin olur. Günler günleri kovalar, aklından Şahin’i bir türlü çıkaramayan Cemile kocasına da alışamaz. Şahin ile Cemile gizlice haberleşmeye başlarlar ve sonunda bir gece buluşup kaçmak için söz verirler birbirlerine.

Şahin, Cemile’yi kasabaya ablasının yanına kaçırır. Kısa süre sonra gizlice köye döndüklerinde hem milletin diline düştüklerini hem de kocasının Cemile’yi boşayacağını öğrenirler. Bu arada Şahin’in yengesi, evlerinde kalmaya gelen kaçak gelin Cemile’nin aklını çelmeye başlar. Çünkü Cemile’nin kocası ile Şahin’in yengesi akrabadır. Cemile bunu bilse de yengesinin anlattıklarına kanıp Şahin’den soğur.

Cemile ne yapacağını bilemez halde iken amansız bir hastalığa tutulmuş olan kardeşi Veyis’in de, ablasından kocasına dönmesini istemesiyle; Cemile, Şahin’den ayrılarak çaresiz koca evine dönmeye karar verir; verir ancak kocası buna razı gelmez ve kabul etmez. Bakıma muhtaç kardeşi Veyis ile ortada kalan Cemile’nin bir çare bulması gerekmektedir. Bu sırada köyün zenginlerinden yaşlı birisi talip olur Cemile’ye. Bu teklifi, kardeşini kurtarmanın çaresi diye düşünür talihsiz kadın ve evlenir yaşlı adamla. Evlendikten kısa bir süre sonra kardeşi ölür.

Bütün bu olup bitenlerin sonunda Cemile üzüntüden ince hastalığa tutulur. Yaşamaya gücü kalmaz.

Sevdiğine doyamayan Şahin, Cemile’nin ölümü üzerine türkü yakar…

İşte o türkü Muzaffer Sarısözen tarafından derlenen ve notaya alınan “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” adlı türküdür.

Merhum Muzaffer Sarısözen’in Emirdağ’ın Pörnek Köyü’nden çıkarıp bütün Türkiye’ye tanıttığı türkünün sözleri de şöyle:

Ben giderim oduna

Şahan derler adıma
Geleli üç ay oldu
Doyamadım tadına

Yalan mıydın Yaşar
Karakolda doğru söyler
Mahkemede şaşar

Mahkemenin yolunda
İstidası elinde
Kendi gidip adı var
Koca köyün dilinde

Yalan mıyım eller
Namımıza vardı geldi
Afiyon’a teller

Karşıdan gelen atlı
Altında kilim katlı
Anam babam sağ olsun
Hepisinden yar tatlı

Yalan mıyım işte
Ben yarimi görüyorum
Hayalimde düşte

Onyedi yarin yaşı
Karadır yarin kaşı
Üç senede sönmedi
Ciğerimin ateşi

Aldırdım eller
Burçağı mercimeği
Yoldurdum eller

Sarı yayımın bendi
Ne tez unuttun andı
Düşmanlar bile etmez
Bana ettiğin fendi

Yalan mıydın Yaşar
Karakolda doğru söyler
Mahkemede şaşar

Konakta duran kadı
Cemile gelsin dedi
Biz nasıl ayrılalım
Yaşlarımız onyedi

Yalan mıydın Yaşar
Karakolda doğru söyler
Mahkemede şaşar

Kınalı ellerine
İncecik bellerine
Pörnekliyi döküm ettin
Afiyon’un yollarına

Yalan mıydın Yaşar
Karakolda doğru söyler
Mahkemede şaşar

(NOT:

Şahan: Şahin

Bent/Bend: Bağ,

Fend: Hile, düzen, yalan)

 

UBUNTU ya da Afrikalı çocuklardan insanlık dersi

Bir antropolog olarak çok hoşuma giden bir yaşanmış biro lay var..

Olayı yaşayan bir antropolog ve olayın yaşandığı yer Afrikan’nın yoksul bölgelerinden biri..

Gelelim bu güzel olaya:

Afrika’da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önermiş.

Ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülü o meyveleri yemek olacakmış.

Onlara, “Hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak” demiş.

Antropoloğun sözü biter bitmez bütün çocuklar el ele tutuşup, koşup ağacın altına beraber varmışlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlamışlar.

Çok şaşıran antropolog, çocuklara neden böyle yaptıklarını sorduğunda ise çocuklar şu yanıtı vermişler;

“Bu UBUNTU’ dur. Nasıl olur da diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki?”

Daha sonra “UBUNTU”nun anlamını açıklamışlar çocuklar;

“Bizim dilimizde UBUNTU “Ben biz olduğumuz için “Ben’im” demektir!”

Bu Afrikalı çocuklardan çok ders alacağımız şey var…

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP