İlginç bir buluşma

İlginç bir buluşma

ABONE OL
19 Ekim 2023 13:08
İlginç bir buluşma
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

28 Mayıs seçimlerinden sonra rota arayışına giren İyi Parti ve Meral Akşener’den sık sık yerel seçimlere kendi adaylarıyla gireccekleri yolunda açıklamalar geliyor..

Bu arada, Meral Akşener önceki gün ilginç bir buluşmanın baş kahramanı oluyor..

Akşener, kongre öncesi transfer ettiği eski MHP’li Oktay Vural ile birlikte Sinan Aygün, Cemil Çiçek ve Abdulkadir Aksu ile buluştu.

Buluşma sıradan bir buluşma değil..

Bir çok anlam yüklenebilecek bir buluşma..

Akşener’in buluştuğu isimler hala Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın kişiler..

Bir taraftan CHP ile ittifaka açık kapı bırakan Akşener’in bir yandan da “fabrika ayarlarına dönmek” diye nitelediği yol değişikliği için ortam aradığının işaretidir..

Eğer, istediği ortamın varlığına ikna olursa mahalle değiştirebileceğinin bir göstergesi..

Akşener’in açıklamaları ve kapalı kapılar ardındaki görüşmeler, siyaset sahnesinde var olabilmek için attığı adımlar..

AK Parti’nin ağır abileriyle görüşmeden önce de o mahalle ile bağlantılar kurulmuştu..

Akşener bir ara sözlerini “ İyi Parti CHP’nin adaylarının kazandırmak için kurulmadı” diyecek kadar sertleştirmiş, bunu da “kuruluş ayarların”” dönmek olarak açıklamıştı..

Akşener’in daha önce yaptığı bir açıklamada yalanladığı sözcüsü Kürşat Zorlu’dan da benzer açıklamaları haftada bir keç kez duyuyoruz…

Aslında bu açıklamaların yapılmasının ardında, AK Parti’ye yakın isimlerle buluşmayla bir adım daha ileriye taşınan diyaloglar var..

Bu diyaloglar yeni değil.. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının öne çıktığı günlerde başladı..

Kılıçdaroğlu, seçimi kazandıklarında “Beşli Çete ile yapılan anlaşmaları iptal edeceğiz” dediğinde İyi Parti  Ekonomi Politikalar Başkanı Bilge Yılmaz, “Devlet ciddiyeti, devletin devamlılığı esastır. Biz bu anlaşmayı tanımıyoruz diyemezsiniz” şeklinde açıklama yapmıştı.

Bu açıklamanın ardından İyi Parti, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı kampanya yürütmeye başladığı iddia edilmişti.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, iktidarın değişimi durumunda “Beşli Çete” diye anılan sermaye gruplarının garanti ödemeli yol, köprü ve hastane projelerine el koyacaklarını söylemişti.

Özel, “İktidarımızda görmek istediğim en büyük tören elimizde balyozla gişelerin kırıldığı tören” darken, İyi Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, “Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerini savunan İYİ Parti olarak, iç ve uluslararası hukuka aykırı bir eylem ve faaliyeti biz uygulamayız, bunu meşrulaştıramayız” diyerek Özgür Özel’in açıklamasına karşı çıkmıştı..

Bu arada, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığına adaylığına muhalefetin başını çeken İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’ın Beşli Çete’nin önde gelen ismi Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz ile görüştüğü de iddia edilmişti.

Kılıçdaroğlu’na karşı kampanyanın “Kamu zararına yol açan 418 milyar doları alacağım” sözleriyle alevlenmesi, Akşener’in masadan kalkmasının asıl nedeni olduğu da ileri sürülmüştü…

O günlerde sıcağı sıcağına olayları değerlendiren Merdan Yanardağ, Meral Akşener’in Beşli Çete’nin operasyonun parçası haline geldiğğini savunmuştu…

Yanardağ, yorumunda, “Meral Akşener 5’li çetenin operasyonunun parçası haline gelmiştir. 2 yıl bir ittifakın parçası olacaksınız ve seçimlere 2 bucuk ay kala masadan kalkacaksınız. Gerekçesi de dayatmayla karşılaşmış. Kılıçdaroğlu’da kazanacak aday değilmiş. Ben şunu anlamadım dayatmayı kim yapıyor? 5 parti uzlaşmış 1 parti var karşı çıkan. Ölçü ne ölçü kendisi. Bu kadar gayri ciddi bu kadar temelsiz bir değerlendirme görmedim. Akşener Türkiye’nin geleceğine ihanet etmiş durumdadır” ifadelerine yer vermişti..

Cumhurbaşkanlı ve genel seçimler sürecinde, CHP’nin Beşli Çete ile ilgili açıklamalara karşı çıkmak, AK Partililerle buluşmaya kadar ilerledi..

Bundan sonra olacaklar belli..

Altılı Masa’nın aylarca süren toplantılarının benzeri Meral Akşener ile AK Partililer arasında da gerçekleştirilecek..

Anlaşma sağlanırsa iktiadarı seven Meral Hanım mahalle değişikliği yapacak, muhalefet mahallesinden iktidar mahallesine taşınacak..

Beklenen ortam oluşmazs ise bir iki iddialı açıklamanın ardından yeniden CHP’nin kapısı çalınacak..

Tıpkı 3 Mart’ta masadan kalktıktan sonda hiç bir şey olmamış gibi dönmesini yineleyecek ve soluğu CHP’nin kapısında alacak..

 

Devletin ilişkilerinde duygusallık olmaz

Devletlerarası, uluslararası ilişkilerde duygusallığın hiç bir türüne yer verilmez, sadce devletin çıkarları gözetilir..

Devletler kendi menfaatlerinin  gözetir, menfaatleri doğrultusunda adım atarlar..

Türkiye’de İsrail – Filistin olayının başlangıcında doğru bir tavır takınarak, iki tarafa da itidal çağrısında bulundu..

Son derece doğru, devletlerarası ilişkilerde ülke menfaatlerini gözetilmesine uygun bir tavır sergilenmişti..

İlerleyen süreçte, devletlerarası ilişkilerdeki genel kuralın gözardı edildiğinin, olayın tarafıymış gibi davranma eğiliminde tutum ve davranışlar görülüyor..

Açıklamalarda İsrail kınanırken, Hamas gözardı edilmeye çalışılıyor..

Özellikle televizyon ekranlarında görüş bildiren uzmanlar!, nerdeyse Hamas’ı masum göstermeye çalışıyorlar, Hamas’ın İsrailli sivillere saldırı yapmamış gibi davranıyorlar, olaya sadece bir pencereden bakıyorlar..

Hatta, “OrduGazze’ye” diye sloganvari söylemlere de tanık oluyoruz..

Tabi, Hamas’ın yaptıklarının görmeme, tüm olayları İsrail’in üstüne yıkmanın altında “din kardeş” olgusu yatmakta..

Ancak, belirttiğim gibi, kişisel duygu ve istekler devlet politikası olamaz..

“Din kardeşliği” Devletin, Gazze’deki olaylara karışmasını gerektirmez..

Devlet bu tür durumlarda, karşılıklı menfaat olayına bakar..

Örneğin, Kıbrıs’ta kim Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin yanında, kim Rumların yanında olmuş ona bakar..

Kimin, KKTC’yi tanımamış, Türk Ordusunu Kıbrıs’ta işgalci olarak nitelendirmiş ona bakar..

Kim, Hocalı katlaimında mazlum Azerbaycan Türklerinin yanında, kim Ermenilerin yanında olmuş ona bakar..

Kim, sözde Ermeni soykırımını tanımış, hatıra pulu bastırmış, kim Ermenistan’ın Ermeni soykırım iddialarına karşı çıkmış ona bakar..

Kim, Avrupa’nın göbeğinde Srebrenitsa’da katledilen Boşnakların acısına ortak olmuş, kim Sırplar destek vermiş ya da sessiz kalmış ona bakar..

Üstüne üstlük Türiye’nin İsrail’e yaptırım uygulayacak bir gücü de yok..

İsril’e bir yaptırım uygulanacaksa, bunu yapacak olan da Türkiye değil, Arap ülkeleridir..

Arap ülkeleri, petrol ve doğalgaz akımını keserek, tüm ticari ve siyasi ilişkilerini donddurarak İsrail’e yaptırım uygulaybilirler..

Sokaklara eylem yaparken Türkiye’nin İncirlik ve Kürecik üslerini kapatmasını isteyenlerin, Türkiye’ye değil, Arap ülkelerine petrol, doğalgazı kesmeleri, İsrail ile ticaret yapmamaya çağrısı yapmaları gerekir..

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP