0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer ALPDOĞAN 

Yerel genel seçimlere yedi ay kala gönlünde belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri yatanlar meydana çıkmaya başladı..

Başta Kırkpınar olmak üzere güreş yarışmalarında meydana çıkanları cazgır, “yiğitler çıktı meydana/hepsi birbirinden merdane”

diye tanıtır ya, siyasette de o hesap.

Hemen her partide adaylar birer birer meydana çıkmaya başladı..

Kimisi çıkıp yapacaklarının anlatıyor, kimisi ise aday olacağını tahmin ettiği siyasetçileri aleyhine konuşarak prim yapmaya çalışıyor..

Yani, erken öten horoz oluyorlar..

Dediğim gibi, bir kısım aday adayları çıkıp medyaya açıklama yapıyorlar, gazete, internet siteleri ve youtube kanallarını ziyaret ederek hem adaylıklarını açıklıyor, hem yapacakları projeleri anlatıyor..

Mahallenin erken eten horozu olmayı tercih edenler ise, farklı bir yöntem izleyip, aynı partide rakip gördüklerini ya da aday gösterilme olasılığının yüksek olduğunu düşündükleri siyasetçilere aleyhine konuşmayı yeğliyorlar..

Hedeflerine aldıkları siyasetçinin ne kadar başarısız bir siyasetçi olduğunu anlatıyorlar..

Tabii, bunu sadece kendileri yapmakla yetinmiyorlar, çevrelerindeki “ekibim” dediği kişilere de söyletiyorlar..

Bu tür siyasetin bir örneğine bugünlerde MHP’den aday adayı olan birinden görüyoruz..

Bizim iddialı, iddiasına bakarsanız Devlet Bahçeli’nin başka adaylara değerlendirmeden direkt aday göstereceği zatın hedefinde önceki dönem Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adana eski Milletvekili Seyfettin Yılmaz ve Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ var..

Aday adayına ve destekçisi bir kaç kişiye göre, Hüseyin Sözlü Adana’nın gelmiş geçmiş en başarısız belediye başkanı. MHP Genel Merkezi adının üstüne dört yıl önce çizmiş..

Seyfettin Yılmaz’ın başka bağlantıları varmış..

Bilal Uludağ, iki seçim kazandığı Sarıçam’ı bile yönetemiyormuş…

Yukarıda Tanrı var, kendisinden duymadım, ama destekleyen ve şimdiden ekibinde olduğunu söyleyen birinin söylediklerini işittim…

Şimdiden en çok merak ettiğim, bu kimseyi beğenmeyen siyasetçinin ön seçim olsa MHP tabanından kaç oy alacağı ama, sanırım bu dört dörtlük siyasetçinin MHP tabanındaki karşılığını hiç mi hiç öğrenemeyeceğiz..

Durum tam da mahallenin erken öten horozu durumu anlayacağınız..

Genelde, erken öten horozun başını keserler ama, sanki bu kez farklı olacak sanki..

Başının kesilmesi olasılığı kadar, koltuk sahibi olması da kuvvetle muhtemel..

Fakat bir şeyden çok eminim..

Yedi ay sonra Hüseyin Sözlü, Seyfettin Yılmaz ya da Bilal Uludağ MHP’nin adayı olup Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirse, bu kişiyi Büyükşehir bürokratı olarak göreceğimizden adım gibi eminim!…

CHP’de anketçilere yasak geldi

CHP, 14 ve 28 Mayıs tarihlerindeki seçimlerde alınan ağır yenilginin şokunu üzerinden atamadı..

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi değişim isteyenlerin sadece Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişmesini yeterli görmeleri partideki kaotik ortamı daha da büyütüyor..

Kurultaya kadar CHP’de suların durulmayacağı görülüyor..

Seçim sürecinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 60’la kazandıklarının, anketlerin öyle gösterdiği ekranlardan dile getirdiğini herkes biliyor..

Seçimden sonra durumun böyle olmadığı ortaya çıktı..

Bu kez, Kılıçdaroğlu’nu yanıltan o anketleri kimin Genel Başkan’ın eline tutuşturduğu tartışılmaya başlandı….

Bütün bu gelişmeler sırasında Ali Babacan’ın yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’nun bir televizyon kanalında, aslında partisinin kendi listesiyle seçime gireceğini, liste hazırlığı yüzde 98 oranında tamamladıkları sırada Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ali Babacan’ı arayarak, seçime birlikte girmeyi teklif ettiğini iddia etmesi dikkati çekti.

Bütün bunların yanında, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hazırladıkları projeksiyona göre DEVA’nın CHP listesinden seçime girmesi halinde fazladan 18 milletvekili çıkarabileceklerini söylediğini aktardı..

CHP’nin projeksiyonu elbette, anket sonuçlarına göre hazırlanmıştı..

Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 60’la kazandıklarında olduğu gibi DEVA’nın CHP listesinden seçime girmesi halinde 18 milletvekili daha fazla kazanılacağı öngörüsü de tutmadı….

Bu aşamadan sonra, bir yandan parti içindeki değişim isteklerini kendi düşüncesi doğrultusunda kanalize etmeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu, anket şirketleriyle ilgili sert önlem aldı..

Sızan bilgilere göre, CHP’yi ve Millet İttifakı’nın açık ara önde gösteren anketlerin sahibi firmalar, CHP’nin kapısından içeri giremeyecekler..

Yaptırım bununla da sınırlı değil..

CHP’de kimse bu anket kuruluşlarına iş vermeyecek, onlarla çalışmayacak..

Kelam Kılıçdaroğlu’nu anket kuruluşları ile ilgili son kararı aslında çok doğru, isabetli bir karar..

Ancak zamanlaması sıkıntılı..

Yıllar önce alınması gerekirdi..

Örneğin 2018 milletvekili genel seçimlerinden sonra böyle bir karar alınmış olsaydı, 14 ve 28 Mayıs’taki bu hüsran yaşanmazdı…