0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Oktay EROL

Yurttaşları “en çok” yoran olguların başında “belirsizlik” geliyor! Emekçinin alım gücünün azalmasının, evsizlerin kira bedellerinin nereye varacağının, kasaplarda alıcı bulamayan etin günlerce dolapta asılı kalmasının, sistemin çarklarının “hep” varsıla odaklı dönmesinin, doğuştan alınlarına “sen vekil doğdun, vekil kalacaksın” sayısının artmasının, insanların “iyi” beslenmemesinin, politikacıların yurttaşları “iyi yönetememesinin”, ulusal paranın içine sürüklendiği çıkmazın “belirsizliği” politikacıları/ varsılları o denli kaygılandırmasa da, dar gelirlileri düşündürüyor!

Haydi, biri çıksın, emekçinin aldığı aylık, ay içinde gereksinmelerine yapacağı ödemeleri göz önünde bulundurarak “hayır, kaygılanma, bu sorunları çözdük, içiniz rahat olsun” desin! Seksen milyonluk ülkenin, “seçme” yaşı gelenlere “söz vererek” oy istenmedi mi, “sizi iyi yaşatacağız” denmedi mi, “enflasyon altında ezdirmeyeceğiz” demediler mi, “bizi destekleyin, sizi uçuracağız” sözü vermediler mi? Öyleyse yurttaşın kaygılarını gidermeliler, “belirsizliğe” son vermeliler; doğrusu da bu değil mi?

***

Öyle olmuyor nedense! Bakıyorsunuz belediye ekmek büfeleri önünde saatlerce “ucuz” ekmek için bekliyorlar, geceden kalkıp et kuyruğuna giriyorlar, pazar yerlerine ya günün son saatlerinde varıyorlar ya da tezgah altına atılmış yarısı çürük meyve/ sebzeler arasında kullanabileceklerini seçiyorlar, ev sahibi/ kiracı tartışmaları doruğa çıkmış…

Burada “eksik” bile yazdığıma inanıyorum; yalanım var mı?

Birkaç gün önce, yedibinbeşyüz lira aylık alan bir emekliden duyduğum içinde bulunduğu çıkmaz, “belirsizliğin” düzeyini de gösteriyordu! Emekli, Yüzüncü Yıl’da kirada oturuyormuş, daha iki yıl önce binbeşyüz lira olan kira bedelini, ev sahibi önce üçbin, ardından altıbin, şimdi de dokuzbine yükseltince “gün isteyip” ev aramaya başlamış!

“Bayramda kurbanlık kesmeyi unuttum, bu ay sonuna dek ev bulamasam ne yaparım, nereye giderim, eşyaları nerede saklayabilirim onun derdindeyim” dedi.

***

Bunca sorun yaşanıyor ya, bunca geleceği “belirsiz” sorun var ya, Merkez Bankası aylar sonra/ aylar öncesinden yapılması gereken “politika faizini” yükseltti ya; bunlar beklenmiyormuş gibi, “birden” yüzde onun üzerinde ulusal paranın değer yitirmesiyle “verilmeden” eriyen asgari ücretin “hesabı” yapılmaya başlandı!

Ekmeğe yapılacak yüzde elli zamdan söz ediliyor, zincir marketlerin “daha gece” değiştirilen ederden satış yaptığı belirtiliyor, “fırsatını” bulanın etiketi değiştirdiği ileri sürülüyor!

Bunların hiçbir “yalan” değil de, bu “belirsizliğin” nereye dek gideceği belli mi? Üstelik bunu “inandırıcı” biçimde söyleyebilecek biri de yok! Üç gün mü sürecek, beş gün mü, beş ay mı, beş yıl mı? Ne zaman insanlar temel gereksinmelerini “rahatça” karşılayabilecek, ne zaman “yılda” bir hafta da olsa dinlenceye gidebilecek, aylığıyla zorlanmadan kiraya çıkabilecek; ne zaman?

İki gün sonra bayram, soruyorum; bayram sevincini yaşayabiliyor musunuz, onu söyleyin! Söyleyemiyorsanız, politikacılara “siz” sorun! Çünkü politikacıların “ödevi” saltanat yaşamak değil, yurttaşı “iyi” yaşatmak!

249623