Veriler sevindirmedi!

Veriler sevindirmedi!

ABONE OL
4 Ocak 2023 09:53
Veriler sevindirmedi!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

TÜİK’in, açıkladığı aralık ayı enflasyon rakamlarının ne denli “gerçekçi olduğunu sokağınızda, pazarınızda, marketinizde değerlendirmelisiniz! TÜİK, özellikle memurlar ile emeklilerin dört gözle beklediği aralık ayı enflasyon rakamını yüzde 1,18 olarak açıkladı!

Konuya yalnız memurlar ya da emekliler açısından bakmıyorum; bu kurum bir kamu kurumu, halktan toplanan vergilerle aylıkları ödenmesine karşın “halkın” yaşadığı zorlukları görmezden gelen verileri paylaşıyor olması her zaman olduğu gibi “yine” şanssızlık…

***

TÜİK’in açıkladığı yüzde 1,18 enflasyon verisiyle; memur/ memur emeklisi ocak ayında yüzde 16,2, SSK/ Bağ-Kur emeklilerine ise yüzde 15,2 zammı hak etmiş bulunuyormuş!

Bir de buna memur/ işçi/ emeklilerin aldıkları aylıklarının enflasyon oranı düşüldükten sonra, hesaplanarak ödenen miktar diye tanımlanan “refah payı” eklenecek!

“Refah payı”, emekçilerin enflasyona karşı korunması için oluşturulan bir uygulama olarak da bilinir!

Bu konular tıpkı asgari ücretlilerde olduğu gibi emekliye “yaşamını sürdürmek için neye gereksinmen var, nasıl bir aylıkla rahat edersin/ iyi yaşarsın/ mutlu olursun” diye sorulmaz;

“Iktidarlar” emekçinin el açmasını, aç olduğunu söylemesini, “biat” etmesini, yardım edilmeden yaşamasının olanaksızlığını sürekli yinelemesin isterler!

Emekli, “iktidardan” TÜK’in verileri üzerine eklenecek “refah payını” isteyecek!

***

Bu olgu, birinin ağzından çıkacak “iki/ üç” sözcüğe bakılmadan, saydamlık içerisinde, bireyin yaşamanı sürdürebilecek biçimde ortaya konamaz mı?

TÜİK’in ülkenin her yerinde yönetim yerleri var, buralarda çalışanlar var, aylık olarak bulundukları kentin temel gereksinmelerini saptamak, orada yaşayan emekçilerin sorunlarını yerinde belirlemek, veriler oluşturmak zor bir şey mi?

Örneğin Adana’da çıksınlar sokağa; emekçinin,  memurun, emeklinin oturacağı evin kirasını sorsunlar, evlerinde kaç kişi yaşıyorsa bir aylık harcamasını öğrensinler, mevsimsel gereksinmeler için ne gerekiyor onu saptasınlar…

Ona göre de “şununla insanca yaşamını sürdürebilirsin” demeleri çok zor bir şey mi?

Zor değil de “tehlikeli” olmalı!

***

Emekçiler de, memurlar da, emekliler de “kimseden” hak etmediği, savurganlık yapacağı bir bedel istemiyor; başta hak ettiğini, sonra da insanca yaşayacağı/ kimseye borçlanmayacağı/ temel gereksinmelerine ulaşacak miktarda “emeğinin karşılığını” istiyor!

Siz hiç temel gereksinmelerini karşılayamayan, doymayan, açlıkla sınanan bir toplumun iyi yaşayabileceğine/ mutlu olacağına inanabiliyor musunuz?

Yapmayın; insanlar “iyi yaşasın, mutlu olsun” artık!

030123

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP