0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Selma ERDAL

Atatürk İlke ve Devrimlerinin getirdiği Medeni Kanun kaynaklı yurttaşlık haklarımız deriz. İNSAN HAKLARI derler. Kadının seçme ve seçilme hakkı deriz; İNSAN HAKLARI derler.

Ne Mutlu Türküm Diyene ilkesi doğrultusunda; Türkiye Cumhuriyeti Devleti yurttaşıyız deriz. Önemli olan İNSAN OLMAK derler.

Alın size 10 Aralık İNSAN HAKLARI GÜNÜ… Tepe, tepe kullanın!… Bana ATATÜRK İLKE VE Devrimlerinin verdiği haklar yeter!…

10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ denildi mi ülkemizde…

Bugün nedeniyle yıllarca, yalnızca PKK yandaşlarının, destekçilerinin haklarına göndermede bulunuldu.

Onlar için kaygılanırken bu ülkenin enteli, danteli, karga sesli minik serçesi, aydını, baydını, ikinci cumhuriyetçisi, fetö sevicisi… Bu ülkenin gerçek kurucusu, temel unsuru olan ve PKK kurşunlarıyla şehit düşüp ölen TÜRK; giderek göz ardı edildi, yok sayıldı, Osmanlı’da da yok sayıldığı gibi…

Cumhuriyet’inin ona tanıdığı haklarından bile yoksun oldu, oluyor.

Ama bilinmelidir ki insan hakları günü ya da her ne menem bir gün gelip geçse de takvim yaprakları arasından; Türk için, ne mutlu türküm diyen için var oluş ve yurttaşlık hakları sayamaz geriye!…

Ve gelen her yeni bir günde ant içeriz ki bu ülke bizimdir, haklarımızı da toprağımızı da savunmasını iyi biliriz. ola ki gerekirse… toplanmak durumunda kalmasın bir kez daha kuvva-i milliye!…

İnsan Haklarından söze girmişken…

George Orwell’ın sözleriyle “Bütün insanlar eşittir ama Fransızlar daha eşittir” diye düşünenlerin ülkesi Fransa’da… Gördük bu uygar ülkede “sarı yelekliler aracılığıyla” insan hakları kaç numara?…

Ülkemizi horlayan, uluslararası ilişkilerde haklarımız için ağzımızı açtığımızda bize hırlayan Fransa; işin gerçeği ne kadar da zor durumda…Bütün Dünya ekonomik bir bunalımın eşiğindeyken, onların da bu kaosu yaşamalarından başka ne beklenirdi ki?…

Biz kendi içsel çatışmalarımızla, çekişmelerimizle boğuşurken; Avrupalıların bizden besbeter olduklarının ayırdında bile olamıyoruz.

Bilindiği gibi Doğusu ve Batısı birleştiğinden beri; Avrupa Birliği ülkelerinin en zengini Almanya ancak kendini ayakta tutabiliyor. Diğer AB ülkelerine geçmişte olduğu gibi yardım edemiyor. Fransa’nın yıllardır tökezlemekte olduğu biliniyordu; işte “sarı yelekliler” eylemiyle sorunlar dışa vurdu. Diğer AB ülkelerinin çoğunun iflas ya da iflasın eşiğinde olduğu da bir gerçek…

Amerika’da durum, sanki AB ülkelerinden çok mu başka?… Ekonomik sorunlar, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu felaketler… Özellikle California bölgesinde yeraltı sularının çekilmesi, dolayısıyla kuraklık… Uzmanlara göre; Dünya 1929 ekonomik krizi gibi bir krizin eşiğinde… Kriz dayandıysa kapıya… Savaş lordları hemen başlarlar kıpırdanmağa… Ortadoğu’nun kaynayan kazanı yetmezmiş gibi… Rusya’nın sıcak denizlere olan özlemi… Yunan’ın Ege’de 12 mil eşinmesi… Kıbrıs açıklarında doğal gaz ve petrol arama girişimleri… Silah tüccarlarının kasalarını doldurmak… Artan nüfus karşısında, yetmeyen doğal kaynaklar, su ve besin paylaşımları için kavga çıkarmak…

Sonuç olarak Ulu Manitu diye tanımladığım şu 13 koltuklu İllüminati savaş istiyor besbelli… Ne yazık ki Dünya koşar adım gidiyor bir savaşa… Ve bu arada… Aman çok da umurundaydı o 13 sandalye sahibinin 10 Aralık Dünya Hakları Günü söylevleri…

Ki onlar…

Böyle özel, anlamlı günler türetirler. Sevginin, hoşgörünün, kardeşliğin toprakları Anadolu’yu yangın yerine çevirirler. İnsan hakları diye, diye kardeş kavgalarıyla tükenirken ülken, ulusun… Onlar yeni, yeni silahlarla namlunun ucuna sürer her gün bir kurşun; Dünya haritasından savaşlarına yer seçerler.

Ve her yıl sonu geldiğinde; uluslararası değerlendirmelerde, karnene “insan hakları” dersinden kocaman bir sıfır basarlar, seni sınıfta bırakırlar , PKK’lı kalleşlere özgürlük savaşçısı demediğin için…

Yok arkadaş, yok!… Entrikalı eliyle savaşlar çıkarıp, yalancı diliyle insan hakları masalı anlatanların oyunlarına gelmemek için… Benim için, senin için, bizim için; YURTDA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ günüdür her yaşanan gün… Atamız böyle öğütlediği için… Kimin, kiminle ne kavgası varsa… Biz öncelikle kendi ülkemizde barış içinde, yasalarımız doğrultusunda var olan haklarımızla yaşayalım saygınca… Unutmayalım ki!… Bugün “insan hakları” diye bize akıl verip, insanlık öğretmeğe kalkışanların daha dün ülkemizi paylaşmak amacıyla akıttığı kanlar; henüz kurumadı şehitlerimizin kefenlerinde…