Kadınlar nerede?

Kadınlar nerede?

ABONE OL
17 Ekim 2022 16:31
Kadınlar nerede?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma Erdal

Eski bir Mısır atasözü der ki…

Anneniz soğan, babanız sarımsaksa; nasıl iyi kokabilirsiniz?

Bu söze anlamdaş atasözlerimiz de bilindiği gibi…

Armut dalından uzağa düşmez.

Kuş yuvada gördüğünü işler.

Sonuç olarak bir çocuk; anne-babasından gördüğü davranışları içselleştirir, onların sözlerini özümser ve önemser, ilk eğitimini anne-babasından alır. Dolayısıyla aydınlanması tamamlanmamış toplumlarda; çocuklar öncelikle ana-babaları yüzünden geri kalır.

Eğer ana-baba yeterince eğitimli değilse, üstelik de toplumsal değişime, toplumda yaşanan gelişmelere kapalıysa… Yetiştirdiği çocuklar da ana-babasının değer yargılarıyla, at gözlükleriyle, dogmalarıyla yaşam yarışına katılacaktır, ama bu yarışta hep geri kalacaktır.

Bu bağlamda ana-babaların; kız çocuklarını yok sayıp, erkek çocuklarına önem verip, erkek çocuklarına yatırım yapıp, kızları “gidici olduğu için” bir kenara atıp sürdürdüğü geleneksel yapıda… Ne yazık ki toplum bir arpa boyu yol almaz; gelişme, çağdaşlaşma yolculuğunda… Çünkü yarısı atıl bırakıp, işlevsizleştirilirse bir toplumun; elbette ki yarım kalır her alanda ve her anlamda… İşte bu yarım kalmışlık da en çok göze çarpıyor siyasal yaşamda…

Nasıl mı? Neden mi?

Ülke nüfusunun yarısı kadın… Dünya nüfusunun yarısı kadın… Özellikle 8 Mart günlerinde; GÖKYÜZÜNÜN YARISI BENİM dedin de… Siyasal yaşamda nerelerdesin be kadın?

Bilindiği gibi yerel ya da genel seçim öncesinde yapılacak çalışmalarda; en çok çalışanlar kadınlar oluyor. Emeği sömürülen kadınlar… Her alanda olduğu gibi, siyasette de erkeklerin destekçisi kadınlar… Ama nedense erkekler genellikle kadınlar için çalışmazlar, kadınların başa güreşmesine olanak tanımazlar. Kadınlar; tarımda, tarlada olduğu gibi… Evde, ailede olduğu gibi… Siyasette de ücretsiz bir işçi… Emek veren, çalışan, üreten, kazandıran; ama genellikle kazanmayan, hep kullanılan kişi…

Oysa 5 Aralık 1934’den beri; kadının seçme ve seçilme hakkı var. Ama nedense ve genellikle kadınlar seçilmiyor. Yalnızca seçilecek olanlar için çalışması isteniyor kadınların…

Her yıl coşkuyla kutlanan, hamasi nutuklar atılan 5 Aralık günü; Türk Kadını için çok önemli bir gündür. 5 Aralık gününde; Türk Kadınının siyasete, ülke yönetimine katılma hakkının verilişinin yıldönümü kutlanıyor bu ülkede… Buna karşın 5 Aralık günü geçip, gittiğinde; bu günü anmak, kadınlara bu güne ilişkin haklarını anımsatmak söyle dursun, bu ülkede sanki kadınlar yokmuş gibi sürdürülmek isteniyor düzen… Ve bu bağlamda beni en çok üzen; kadınların suskunluğu, aldırmazlığı, umursamazlığı… Boyun eğişleri, oyun dışına itilmelerine, oyundan atılmalarına aldırmayışları…

Cumhuriyet Türkiye’sinin kadını, Dünya’daki pek çok gelişmiş ülke kadınından önce ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİ sonucunda siyasal haklarına kavuşmuş, toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi, siyasal yaşamda da özgürce yerini almıştır. Değişen toplum değer yargılarının etkisiyle bu yer alış dönem, dönem artmış ya da azalmış ama Türk kadını hiçbir zaman siyasal yaşamdan silinmemiş, hep var olmuştur.

Ne var ki son yıllarda kadın; toplumsal yaşamın her alanında, sanki bir kez daha çağdışı kalmaya mahkum edilmektedir. Atatürk İlke ve Devrimlerine karşı çevrelerin kadını toplumsal yaşamdan dışlama girişimleri karşısında; aydınlığın savunucusu, Cumhuriyet’in kurucusu bir partinin de tutum ve davranışlarında da bir geriye sayış, Devrimlerden ve İlkelerden bir kopuş gözlenmektedir.

Sanki kadınların varlığına, toplumsal yaşamda güç edinmesine karşı; ülkenin tüm erkekleri sağ-sol, ilerici-gerici ayrımı yapılmaksızın neredeyse hepsi birleşmektedir. Soruyorum sana kadın:

Sen nasıl oluyor da sessiz kalabiliyorsun bu yaşananlara? Bu geriye sayışlara? Neden karşı çıkmıyorsun seni toplumsal yaşamdan silmek isteyen tutum ve davranışlara?

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP