Öğrenciye “ev alın” demek…

Öğrenciye “ev alın” demek…

ABONE OL
11 Eylül 2022 17:10
Öğrenciye “ev alın” demek…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Sokağın durumu içlerine battığından, yaşananların buraya gelmesinden; bir yandan çalışanların, bir yandan emeklilerin, bir yandan başka kentlerde eğitimlerini sürdürmek zorunda olan öğrencilerin yaşadığı çıkmazdan dolayı kendilerini sorumlu tuttuklarını sanmıyorum!

Yeni yılın ilke günlerinde “altı ay uyumak isterdim, haziranda belirgin düzelme olacak, yurttaşlarımızı enflasyon altında ezdirmeyeceğiz” diyenlerin, corona virüs adından Rusya- Ukrayna savaşı ile uyandıklarını, öngörülerinin bu gerekçeden dolayı tutmadığını söylediklerini duyduk!

İşin düşündürücü yanı da, savaş olan ülkeler bizim kadar etkilenmedi, bizim kadar yokluk çekmedi, bizim kadar kısır döngüde kalmadı, bizim kadar daralmadı, bizim kadar temel besinlere ulaşmakta zorlanmadı!

Dünya onlardan gelecek buğdayı bekledi!

Yurttaşın alım gücü dibe vururken nasıl olduysa ekonomi büyüdü, bankalar kazançlarını beşe katladı, “iktidarın” çığırtkanları döke/ saça market/ pazar alışverişi yaptı, beş kişilik işe beşyüz kişinin başvurduğu bir ortamda “işsizlik yok” denildi, yurttaşın niteliksiz besin arayışı önemsenmedi!

***

Sıkça yaşanan ekonomik sıkıntılardan söz ediyorum, “ekonomik özgürlüğü olmayanın başka özgürlüklerden söz edemeceğinin” bilimselliğini vurguluyorum ya; yüzlerini göstermeseler de kızanların olduğunu biliyorum!

“Hiç mi güzel şeyler olmuyor” diye soran da oluyor! Olmaz oluyor mu; “iktidarın” yaşattığı olumsuzluklara, hayınlıklara, tutarsızlıklara, umarsızlıklara, hırsıza/ haksıza/ yolsuza arka çıkmalara karşın güneş yeniden doğuyor, bakın; yaz bitiyor/ hazan yaprakları düşüyor avluya…

Ardından kış soğuğu bastıracak, ısınmak için yollar aranacak, yurt gereksinimi sağlanmadan açılan üniversiteleri kazananlar dertlenecek/ aileleri kaygılanacak, ya barınacak yer bulacak/ ya da okul hayallerini çukura gömecek…

Sanki hazan ardından bastıran “kış” bilindik bir olgu değil gibi, “hazırlıksızlıklardan” söz edilecek; asıl gençliği “hayalsizleştirdiklerini” umursamayarak…

***

Bu yurdu, bu yurdun yurttaşlarını, bu yurdun ekonomisini/ milli eğitimini, kentleşmesini yönetme gücü ellerinde olanların “hiçbir şeyi” yerinde yapmamasının, becerememesinin, başaramamasının “anlamı” konusunda gerek Tdk’nın, gerekse Google arama motorunun “ne” diyeceğini düşünenlerdenim!

2003 yılına dek 53 devlet, 23 özel toplam 76 üniversite varken,  sonrasında 75 devlet, 57 özel toplam 132 üniversite daha açılıyor!

2003 yılının toplam 76 üniversitenin sağladığı başarıyı, bugün toplam 208 üniversite gösteremiyor!

Üniversiteler bilimden uzaklaşıyor, “Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır. Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor” diyenlere üniversitede söz söyleme hakkı veriliyor!

Bu denli üniversite açılırken, niteliksiz eğitimler alacak olan öğrenciler için yurt sorunu, temel gereksinmeleri karşılamak için sağlanacak olanaklar gözden uzak tutuluyor!

***

Bugünlerde bir dar gelirliye ya da emekliye ilençten (=beddua) sözü edecekseniz, “çocuğunuz İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, ya da Adana’dan uzak bir yerde üniversite kazansın” deyin!

Dar gelirli ile emekliye bundan daha büyük ilenç olamaz!

Dar gelirlinin de, emeklinin da aldığı belli; eline geçenin tamamını verse üniversite kazanmış gencinin barınma sorununu çözmesi olanaksız! Daha yemesi var, okul masrafları var, arkadaşlarıyla arada bir de olsa sinemaya/ tiyatroya girmesi var!

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, üniversite öğrencilerinin kaygılarını/ korkularını bildiğini, üzerinde çalışıldığını belirtmek için yaptığı açıklamasında “ev almalarını” salık veriyor!

Şaka gibi değil mi; aslında şakadan da öte üniversite öğrencilerini/ ailelerini alaya almak, dalga geçmek gibi bir şey bu!

Dedim ya, dar gelirli ile emekliye yapabileceğiniz en büyük ilenç “çocuğun, yaşadığın kent dışında üniversite kazansın” olacaktır!

Bakan Kurum, barınma konusunda zorlanan öğrencilerin dar gelirli ailelerin gençleri olduğunu biliyor olmalı!

Bu ülkenin yurttaşı, hiçbir zaman bu denli “alayla” karşı karşıya kalmadı; yazık oluyor!

100922

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP