Gençliğe sözünüz bu muydu?

Gençliğe sözünüz bu muydu?

ABONE OL
29 Temmuz 2022 17:16
Gençliğe sözünüz bu muydu?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Aldatılmak, göz göre göre “aptal” yerine konulmak “kimin” zoruna gitmez!

Öyle içten/ pazarlıksız olduğunu sanacaksınız, gülen gözlerinde inandırıcılık var diye aldanacaksınız, her verdiği söze inanarak üzerinde gelecek hayalleri kuracaksınız…

Öyle olmuyor mu?

Tepeden ayakucuna dek seçimle iş başına gelen kim varsa etrafınızda bir değerlendirmesini yapın; size neler söyledi, nelerin sözünü verdi, nasıl gülüyordu…

Bir de bugün bakın bakalım neredeler, neler yapıyorlar, size ne denli yakınlar, hangi sözleri yerine getirmişler, size nereden bakıyorlar…

Bu “seçilme” hastalığıyla olduğunca, “seçilmeyle” birlikte gerçekleşen değişim olgusunu çözmemiz gerekiyor kanımca…

Seçim öncesinde neden yapılamayacakları sözler verilir, hesap soran seçmen neden azarlanır, seçim sonrasında seçmene neden “mürit” benzerliğinde yaklaşılır?

Bir geri bırakılma sendromu sanki…

***

Toplumda yaşayan herkesle aynı özenle ilgileniyorum, kendini yenilemek/ bilgilenmek için uğraş verenle bir başka biçimde daha ilgileniyorum!

Sokağın sesini anlamak zorunda olduğumu biliyorum, bu sese katkı vereni de ayrı biçimde değerlendirmem gerektiğine inanıyorum…

Siz hiç her ay “ev kirası” öderken zorlanmamış, üniversite mezunu çocuklarınız üç/ beş yıl işsiz gezerken mutsuz, kazancınız yetmediğinde sokakta yalnız başınıza dolaşmamış olabilirsiniz; ancak böyle bir yaşamın varlığını, böyle bir yaşamın onarılması için çözüm yolları aramayı amaç edinmek zorundasınız!

Görev sürenizde alacağınız birkaç milyon aylık için, milyonlarca harcama yapmak zorunda değilsiniz, harcamalarınızın bedelini katlayarak yurttaştan çıkarmak zorunda “hiç” değilsiniz!

Yurttaşa, yurttaşın konuşlandığı alanlara, sokağa kulak vermek zorundasınız!

***

Bugünlerin en çok konuşulan konularından biri üniversite mezunlarının KYK borçları…

Nitelikli elli-altmış tane üniversite yetmiyor gibi, kapısı açılmayan yapılar oluşturarak, akıl almaz isimleri de oralarda görevlendirerek, çalışmadan/ yorulmadan/ emek harcamadan akademisyen ünü verilerek mantar gibi türetilen üniversitelerden mezun olan gençlik “mesleksiz” olarak toplumda yer edinmeye çalışıyor şimdi!

O denli üniversite olmasa, bilgisi yeterince olan gitse kötü olacak gibi, hangi akla yarar sağladıkları belli ki üniversiteye girişte “baraj” olayını bile kaldırdılar!

Şimdi bilen de, bilmeyen de, CHP’li belediyelerin karşılaştıkları “topal ördek” örneği gibi yıl yitimli okul bitirecekler; ya sonra?

Kazmayı kullanmayı, çekici kaldırmayı, küreği tutmayı bilmeyecekler; ama üniversite bitirmiş olacaklar!

Yeterli mi?

***

En az dört yıl, kimi zaman hazırlık yılı, kimi zaman yıl yitimli…

Her yıl binlerce öğrenci üniversitelerden mezun oluyor. Yalnız 2019 yılında sekizyündoksanbin öğrencinin üniversiten mezun olduğu, 2020 yılında dokuzyüzbini geçtiği belirtiliyor…

Asıl yaşam, çaba, uğraş burada başlıyor; yıllardır ailenin özverisiyle, kimi zaman yetmediğinde KYK kredisiyle eğitimlerini tamamlayan üniversite mezunları gelecek hayallerini nasıl gerçekleştiremiyorlar bir türlü…

Dört/ beş yıl eğitim gördükleri dallarda iş bulamıyorlar!

Bunların hiç birinin açıklaması yok!

İktidarda olanlara sorarsanız “herkese iş” var, ancak “iş beğenmeyen” çok!

İş olanağı yoksa, bitirilen bölümün de bir anlamı yok!

***

Üniversite öğrenimi sırasında KYK kredisi alan, ancak iş yaşamına katılamadığından dolayı borçları ödeyemeyenlerin sayısının beşbuçukmilyon kişi olduğu, bunun üçyüzbininin icralık olduğu belirtiliyor!

Mantar gibi çoğalan üniversiteler açmışsınız, öğrencileri doldurmuşsunuz, kiminin koşulları uymuş kredi vermişsiniz, hayallerini gerçekleştirmesi için iş alanları kurmamışsınız!

Savurganlığınızdan, şatafatınızdan ödün vermeyip, gençlik yıllarının üzerinden silindir gibi geçtiğiniz kuşağı, beceriksizliğinizle “tutu” altına almaya çalışıyorsunuz!

Sözünüz bu muydu gençliğe, borç batağında boğmaya girişmek miydi; söyleyin!

Yaşarken cehennem gibi bir olgu olmalı bu yaşananlar; iş yok, borçlar ikiye/ üçe katlanmış, iktidar yabancı gençlere gösterdiği özeni bu yurdun gençlerine göstermemiş, geleceğini karartıcı adımlar atmış!

Aldatılmak, göz göre göre “aptal” yerine konulmak böyle bir şey olmalı…

170722

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP