Seray Sayar Levent
19 Mayıs Ata’mızın doğum günü ve gençlere de armağan ettiği bir gün…
Bir Türk’ün ve “ben Müslüman’ım” diyen, her vatandaşın hayatında okuması gereken bence 4 kitap var. 1.si Kuran-ı Kerim,2.si Nutuk 3.sü Gençliğe Hitabe ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.
İşte o zaman ben “Atatürkçüyüm, Kemalistim ya da Müslüman’ım” ideolojilerinin içi doluyor. Zira bunları bilmeden yaptığımız her eylem ve düşünce içi boş bir levhaya benzer. O levhayı canı isteyen kendine göre doldurur durur ve başkalarının da doldurmasına izin verir.
Ve Mustafa Kemal Atatürk, hayatını ve mücadelelerini içselleştirerek incelediğinizde aslında oldukça mutsuz, ezilmiş ve kendinden başka hiçbir desteği olmayan bir çocuk görüyorsunuz.
Babanın ölümü, annenin o dönem de tekrar evlenmesi, evlilik sonrası dayıya yollanması ve bu babadan doğan kardeşler… Mustafa Kemal hep yalnız ve kimsesiz…
Acı geçen çocukluğundan lider olarak yeni bir ülke yaratması, deha oluşunun zaten ilk işaretleri değil mi?
Ne acıdır ki hala asıl doğum tarihi üzerinde konuşuluyor ki umurum da bile değil ya da adının Kamâl mı, Kemal mi? Olduğu. Söyler misiniz? Gencecik yaşında her türlü hastalığı, süikası, ihanet görmüş ve ömrünün çoğunu savaşlarda geçirmiş bir liderin geçmişi ya da beğenmeyip değiştirdiği adı veya tahmini doğum tarihi neden önemli olsun?
Kim kızarsa kızsın bu deha için hep kitapsız peygamber derim, zira başta da yazdığım gibi Nutuk’u, Gençliğe Hitabe’yi okuduğunuz zaman geleceği nasıl gördüğünü, topluma nasıl rehberlik yaptığını hep birlikte görebiliriz.
O aslında yitip giden çocukluğunun ve bir yere ait olamamanın sancılarını yaşayıp kimliğini kendi çabalarıyla belirleme gayretinde olan bir dahi…
Böyle bir duyguyla yaşayan insan ne yapar? Özellikle de bulunduğu toplum yapısından, siyasetinden, yönetiminden mutlu değilse…
İnançları yoğun olan ve iman gücü yüksek olan, vatansızlığın bir yere ait olamamanın acısını yaşayan ve kocaman bir yüreği olan her insan gibi, yeni millet, yeni kimlik peşine düşer. Aslında onun da yaptığı tastamam bu…
Tek millet,ulus, tek devlet ve tek bayrak!
Öyle akıllı bir insanmış ki galiba öldüğü gün dışında, bütün özel gün tarihlerine bakarsanız, hepsi planlı programlı, hepsinin altında yatan anlamalar farklı.
Cumhuriyetin kurulduğu gün neden 29 Ekim?
23 Nisan TBMM açıldığı gün neden çocuklara armağan olsun diye bayram ilan edilmiş?
Peki, 19 Mayıs hem “benim doğum günüm” demiş ve hem de gençliğe bayram ilan etmiş.
Ya 30 Ağustos…
Şaibeli doğum tarihini neden 1919 olarak kabul etmiş?
İşte bu tarihlerin nedenlerini araştırmanızı dilerim…
Öyle bir dehaymış ki yaptığı her eylemi unutulmama adına, örnek teşkil etme adına yapmış.
Yazdığı ve çok az insanın okuduğu kitaplara ne dersiniz?
GÜNDEM
22 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önceEKONOMİ
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önce