“Köylü” üretmeden, ürettiğini kentlere vermeden olmaz!
  • OLAY NET
  • Yazarlar
  • “Köylü” üretmeden, ürettiğini kentlere vermeden olmaz!

“Köylü” üretmeden, ürettiğini kentlere vermeden olmaz!

ABONE OL
7 Mart 2022 10:24
“Köylü” üretmeden, ürettiğini kentlere vermeden olmaz!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Geçtiğimiz günlerde, sosyal medyada paylaştığım bir güncel haber-yorumun altına, adını ilk kez gördüğüm, elin parmakları kadar arkadaş sayısı olan bir isim vermiş/ veriştirmiş!

Paylaştığım haber-yorum, akaryakıt fiyatlarına gelen zamları azımsayarak, “en ucuz bizde” diyen AKP’li ile ilgili…

En önemlisi de şu; bir “iktidar” yanlısı değil, söyleyen “kim” olursa/ olsun altına notta yazılabilir, kızılabilir de; yeter ki sınırı aşmasın, yeter ki ne dediği bilinsin…

Notum şöyle: işin kötüsü, yaptıklarının yurttaşı enflasyon altında ezmek anlamına geldiğini bilmiyorlar! Utanmadan, sıkılmadan, “Avrupa’nın en ucuzu bizde” diye öğünüyorlar!

Yanıt şu: bizdeki muhalefet ABD uşağı olduğu için şerefiyle sınırlarını koruyan iktidara laf söylüyor…

“İktidar” şerefiyle sınırları koruduğu için, “muhalefet” ABD uşağı olduğu için…

Yurttaşın elinin/ geleceğinin/ ekmeğinin yandığı süreçte umurumdaydı sanki hem “iktidar”, hem de “muhalefet”!

Umurumda olması gerekiyor mu gerçekten?

***

“İktidarı” Ankara’dan, “muhalefeti” yaşadığım kent Adana’dan biliyorum!

Yetkiyi elinde bulunduran savurganlığın “doruğunu” yaşıyor! Siz bakmayın “muhalefetin”, özellikle de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun “arkadaşlarımız çok iyi işler yapıyor, kentlerinde destan yazıyor” diyerek insanlara algı yüklemesi yapmaya çalıştığına, öyle “iyi işler yapan, destanlar yazan” yerel yönetimler yok! Hepsi “ayak sürümeyi” çok iyi biliyor, üç yıl sonra bile “ellerimiz, kollarımız bağlı” demekten uzak durmuyor!

Böyle olacağını, güçlerinin cılız kalacağını bilmeyecek, görmeyecek, anlamayacak denli “iş bilmezdiler” sanki!

Bir koşuşturuyor, bir toplantılar yapıyor, bir art arda billboardlar yeniliyor, bir yerinde durmuyorlar ki belediyeler; “iktidar” gibi aynı! Ağzına dek doldurdukları salonların içerisinde, hep aynı tanıdık/ bildik yüzlere konuşuyorlar! “İktidar” sözlerini “-cağız, -ceğiz” diye bitirirken, yerel yönetimler de aynısını yineliyor! “İktidarı” öykünmüyormuş, “iktidar” gibi tepeden bakmıyormuş gibi…

“İktidara” kim dur dedi/ yanlışsın diye tepki gösterdi ki salonda bulunanlardan, “muhalefete” dur denilsin! Gemiyi “aynı anda” dolduracak, “aynı anda” terk edeceklerdi yaptıkları plana göre…

Emperyalizm yaşamın her alanında at koşturuyor, emperyalizm yurttaşı açlıkla sınıyor, emperyalizm korku yayıyor; kime ne ki?

***

“Avrupa’da bizden daha pahalı” demiş ya, kendini bilmemiş!

Akaryakıtı üreten ülkeler belli, akaryakıtı tüketen araçları üreten ülkeler de belli, araç üretemeyen/ üretileni tüketen ülkeler de belli…

Ülkemizin ürettiği akaryakıt yetmiyor, ülkemiz montaj sanayinin dışına çıkamıyor, ancak sokaklar/ caddeler en pahalı araçlardan geçilmiyor; neyimize güveniyoruz ki biz?

Tarımsal alanlarımız var işlemiyor, su kanallarımız var kullanılamıyor, enerji üretecek yenilenebilir alanlarımız var önü açılmıyor, üniversiteli işsiz gençlerimiz var yurt dışına gitmeleri durdurulamıyor, doğal varsıllıklarımız var talandan kurtarılamıyor…

Uzaya yolcu taşıyan araç zam yapmış örneğin; ona dertleniyor, ona yanıyoruz!

Yurttaş önce açlığını doyurmak zorunda, akaryakıt tüketmek zorunda değil’

***

Demek ki ülkenin “kaymak” takımı her şeyden hoşnut, akaryakıt Avrupa’dan bile ucuz, insanlar alışverişini kolayca yapabiliyor; bırakın böyle sürsün, bakalım kim bu işte “beyaz bayrağını” çekecek?

Akaryakıtta bu denli “durdurulamaz” yükselişler yaşanmasının önü kesilmez, fiyatlar böyle sürerse eğer; geniş caddelerde patronun şımarık çocuğunun fink atması eksilmeyecek de, o şımarığın yiyeceği ekmeğin buğdayını yetiştirecek üretici bulunmayacak!

Ne olacak biliyor musunuz; elinden çalınan “efendiliği” davulla/ zurnayla geri vermek için yarışacak tüm patronlar, soymaya doymayan açlar, doymak bilmeyenler, kendilerini “gemide kurtarılacak” ilkler arasında gören doyumsuzlar köylülüğü “yeniden” kurmaya çalışacak…

Köylünün elinden aldığı traktörü, işlettirmediği toprağı, kullandırmağı suyu, çaldığı emeği fazlasıyla vermeye çalışacak…

Bir başına dağları yontarak çıkardığı maden de, topraktan fışkıran petrolde, demir yığını aletlerde, yüksek betondan yapılarda, asfalt yollarda gereksiz olacak “köylü” üretmedikten, ürettiğini kentlere vermedikten sonra…

Sanayi bozgunuyla tarımın baltalandığı bir sürece gidiyoruz!

***

Bir başına “iktidara”, ya da bir başına “muhalefete” değil sözüm; kim yönetiyorsa, insanları kim doyumsuzlaştırıyorsa, kim üreteni bitiriyorsa, kim insanların parlak vitrinleri geriden izlemesine neden oluyorsa, kim aç bırakıyorsa, kim çalıyorsa, kim savurganlığı hoş buluyorsa…

Kim Afrika yoksulluğu ile Avrupa yaşamı halkın gözüne sokmaya çalışıyorsa “sözüm” onlara!

Açlık içinde yaşamını sürdüren halka, “akaryakıt biz de daha ucuz” diyen anlayışa!

Köylünün “efendiliği” bilinsin artık!

06032022

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP