Oktay EROL
Toplumun ne yaşadığını “bilmediklerini” söylemek bu gün için doğru olamaz!
Her şeyi bir yana bıraksak da; elektrik/ doğalgaz/ akaryakıt alamayan, fiyatını gördüğünde “bu ne” demeyen biri olduğunu/ olabildiğini düşünmek bana akılcı gelmiyor…
Yandaş kanalların “kadrolu” konuşmacıları bile, son zamanlarda araçlarını doldururken yaşadıkları kendilerince inanılmaz(!) durumu anlatıyorlar!
Ayrıca herkes aralık ayında ödediği elektrik/ doğalgaz/ akaryakıt bedelini de biliyor, son iki ayda ödediğini de…
Yalnız bunlar da değil; markette eli yakan fiyatları, pazarda tek tek satılan ürünleri, tüketici gibi satıcının da gülmeyen yüzünü görüyorlar…
Kimsenin yaşanan “alım gücü” yetersizliğine diyeceği bir şey olmamalı…
Bunca yaşananların “nasıl” oluştuğu konusunda anlaşılmazlık olsa da; “bu” sorunlar var, varlığı da insanları “bilinmezliğe” sürüklüyor!
***
Eğer bu “sorunlar” yaşanıyorsa, yaşanması da toplumun her katmanını etkiliyorsa, bu yurdun “sosyal sorumluluk” üstelenen sanatçılarının da “bir şeyler” yapması gerekiyor demektir.
Sanatçı, ses gelen yöne eğrilmek demek değildir!
Sanatçı, gücün/ iktidarın bir kıyısına tutunarak merdivenleri çıkmak değildir!
Sanatçı, başkalarının istedikleri gibi söylemek de değildir!
Sanatçı, saraya/ üne/ şatafata/ yalana sarılarak yol almak da hiç değildir!
Sanatçı; toplumun duyarlı olduğu konuları öne çıkarmaktır, geleceği etkileyebilecek çevre/ doğa katliamında söz söyleyebilmektir, orman yangınında çığlığını yükseltmektir, orman talanında halkın önünde durmaktır, yaşamın her evresinde şiddete/ haksızlığa/ arsızlığa karşı durmaktır, toplumun değerlerini korumaktır, insan/ toplum/ yaşam adına “muhalif” olmaktır…
“Yanlış” olduğumu söyleyen varsa öne çıksın…
***
Bu ülkenin Tarkan isimli bir sanatçısı var…
Toplumun her katmanınca sevildiği gibi, yurtdışında da bilinen/ izlenen bir isimdir!
Dünyanın da sarsıldığı son iki yılda halkamızın yaşadığı çile anlatılacak gibi, sıralanacak gibi değil…
“İktidar” savunucularının söylediğine bakmayın, dünyanın “en geri” ülkelerinin içine sürüklendiği çıkmazlar yaşandı ülkemizde; insanların işyerleri kapatıldı, işten kovuldu, dar alanlarda çok nüfusla yaşandı, maske dağıtımı becerilemedi, öncesinde aşı çıkmazı oluştu, yurttaşın aş derdine düştüğü süreçte “iktidarın” soygunu bitmedi, bu ülkenin bakanı bir türlü açıklanmayan/ üstü kirlilikle örtülen dezenfektan yolsuzluğuna bulaştı, merkez bankası iç edildi, yurttaş “ekmek alamıyorum” çığlığı attı, “iktidar” patronları kurtarmak için kamu bankalarının ucuz kredi vermesi sağladı…
Bunlar unutulmuş olamaz!
***
Tarkan, geçtiğimiz günlerde halkın “bu” içine kapatılışını, “bu” yazgısına terk edilişini, “bu” yaşamaya yetişemeyişini, “bu” temel gereksinmelerini elde edemeyişini konulu bir şarkı yaptı; “Geççek” dedi!
Şarkısında “Bu kaçıncı darbe ilk değil ki/ Düştük evet ama kalkmadık mı?/ Biz hep hayata meydan okumadık mı?/ Sen ferah tut içini/ Biz neleri atlatmadık ki/ Geççek geççek elbet bu da geççek/ Gör bak umudun gününü gün etçek/ Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman/ O çiçekten günler çok yakın inan” sözlerine yer verdi…
Ne deseydi ki? “Düştük kalkamıyoruz, acılara direnemiyoruz, içini karart artık, bu da her zamanki gibi geçmeyecek/ bizi bitirecek, bak umut bitti, ilkyazda çiçekler de açmayacak, inan bana” mı demeliydi şarkının dizelerinde?
Şarkının sözü şöyle sürüyor:
“Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek/ Her şeyin sonu var, bu çile de bitçek/ Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman/ O çiçekten günler çok yakın inan/ Dayan, çoğu gitti azı kaldı/ Yapma! Güze, kışa boğma yazını/ Yakındır sabrın zaferi/ Düştük evet ama kalkmadık mı?”
***
Salgın sürecinde, öncesinde, sonrasında yurttaşın yaşadıklarının “bir numaralı” sorumlusu olanlar, Tarkan’nın sözlerini “kendinin” yazdığı şarkıya gerek medyadan, gerekse sosyal medya hesaplarından saldırmayı savsaklamadılar!
Özellikle bir zamanlar Fettullah’la yatıp/ kalkan “dediğini bilmez” bir katman, Tarkan’ı Fettullah’la dek uzattı, sözlerin Pensilvanya’dan geldiğini ileri sürdü!
Bu ülkede yaşayan, yılların sorunlarından izler taşıyan, bugüne değin birçok sosyal sorumluluk etkinliklerinde/ eylemlerinde kendini gösteren Tarkan “bunları” görmüyor/ göremiyor/ yaşamıyordu sanki…
Halkın yaşadıklarıyla, doyumsuzluklarıyla, zorluklarıyla “alay” edildiği yetmiyor gibi, tüm bunların “geççek” olmasını söyleyen sanatçısı ile de “alay” ediliyor ya;
Umudu karartmak için hiç boş durmuyorsunuz!
19022022
YORUMLAR