Neyimiz kaldı (Stok dökümü)

ABONE OL
27 Temmuz 2021 12:40
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Lafı uzatmaya gerek yok. Uçurumun kenarına geldik. Bir adım sonrası uçurumun taa dibindeyiz!
“Kanatların yoksa, uçuruma aşık olmayacaksın, yoksa çakılırsın” der, Bergamus.
Bu saatten sonra suçlu aramanın da kimseye bir faydası olmaz.
Neşet Ertaş’ın türküsündeki gibi “Kendim ettim, kendim buldum” deyip, ne yapabiliriz, elimizde ne kaldı, stokta bir şeyler kaldı mı son bir çalışma yapalım, dedik!

CB Erdoğan, kaçak yapılmış bir evde oturan, kirasını partisinin ödediği bir genç adam idi! (Bunu rahmetli Şevket Kazan ve Oğuzhan Asiltürk söylemişti. Erdoğan’ın yeni dostu Asiltürk’ü Mahkemede yeminli ifadeye, çağıracağım)
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını bıraktığında, Rahmi Koç’un şu beyanını, dönemin Amiral Gemisi Hürriyet manşet yapmıştı; “Erdoğan’ın 1,5 MİLYAR DOLAR parası var!”

Ne bir Savcı, ne bir gazeteci, ne bir siyasetçi bu haberin peşine düşüp, “senin maaşın bu paranın binde biri etmez, nereden buldun” diye araştırmadı!
Aziz ve necip milletimiz de, “Arkadaş çok laf yalansız, çok para haramsız olmaz, hesabını ver” diyeceğine; “Vay be ne zenginmiş” diye içinden gıpta etti!
(Erdoğan, Başbakan olunca ilk işi, “Nereden buldun” yasasını iptal etmek oldu!)

Zedelenmiş olan SİYASİ AHLAK o an bitti ve “Çalıyor ama çalışıyor” devri başladı.

2002 seçimlerinde Erdoğan, yasal engeli olduğu için milletvekili olamadı!
Fakat, hızlı Sosyal Demokrat Deniz Baykal, Teke’den süt çıkararak, her türlü yasanın arkasından dolanarak, jet fadıl’ı istifa ettirerek, YSK’yı baskıyla susturarak, Erdoğan’ın milletvekili olmasını sağladı! Yaptığının karşılığını da kasetinin yayınlanmasıyla “Porno Deniz” lakabıyla aldı!

Zedelenmiş MİLLİ İRADE o an bitti ve Atatürk’ün saraydan alıp Türk Milletine verdiği milli irade, milletten alınıp yine saraya verilmiş oldu!

27 Nisan 2007’de yapılan referandum ile, Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi kabul edildi.

Zedelenmiş olan TBMM o an bitti. Kurtuluş Savaşını yapmış Gazi Meclis, kendini feshetmiş oldu.

19 Aralık 2009’da AKP-FETÖ-CIA operasyonu ile Türk Devletinin Kozmik Odasına girildi.

Zedelenmiş olan DEVLET AKLI-KURMAY AKLI işte o an, bu üçlü kumpasa yenildi.

12 Eylül 2010’da yapılan referandum ile, Yüksek Yargı önce FETÖ’ya, sonra da AKP’ye bağlandı.

Zedelenmiş olan ADALET, o an bitti. Adalet öldü. Artık iktidarın hukuku vardı!

16 Nisan 2017’de yapılan referandumda, YSK’nın yasaları çiğneyerek yaptığı hile ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kabul edildi!

Zedelenmiş olan çok sesli demokrasi bitti ve TEK ADAM DİKTASI geçerli oldu!

Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kırılma noktalarıdır.
AKP bunların hiçbirini saklı gizli yapmadı. Aksine gözümüze sokarcasına yaptı.
Bizler, görmek istemedik. “Aman kardeşim, bana dokunmayan yılan bin yaşasın”, “ Görmüyor musun istikrar var, para kazanıyoruz, nasılsa biri gelir bizi kurtarır” gibi toplumsal ahlaksızlığa sarıldık, görmezden geldik, sustuk, korktuk!

Zedelenmiş olan MUHALAFET PARTİLERİ bitti!

Şimdi milyonlarca Suriyeli, yüzbinlerce Afganlı, rahatımızı kaçırmaya başlayınca, sokağa rahat çıkamamaya başladığımızda; “Ne oluyor? Bunlar da kim? Kendi ülkemizde yabancı mı olduk” diye feryada başladık!

Zaten mafyaya, çetelere, tarikatlara devredilmiş olan İÇ GÜVENLİĞİMİZ bitti!

Türk Milletini iç-dış düşmanlara karşı koruyacak TSK Komuta Heyeti var mı?
Bir iç kalkışmada tavrını milletten yana koyacak EMNİYET üst kadrosu?
Milletin hakkını koruyacak YÜKSEK YARGI kaldı mı?
Valiler, Kaymakamlar halkı koruyacak tedbirleri alırlar mı?

Gelelim sözün özüne;
Stok Dökümü sonucuna göre elimizde, kala-kala kendimizden başka bir gücümüz kalmadı. Yani gerçek güç kaynağımız olan sadece Türk Milleti kaldı.
Fakat, Türk Milletini uyandırmak, ayağa kaldırmak da dünyanın en zor işi!

Ama bazen bir işaret, bir küçük adım, zayıf bir çığlık tüm milleti ayağa kaldırmaya yeter. Size çok kolay bir önerim var;
Biri kafanıza, sizin paranızla alınmış çay paketi attığında, o paketi kapıp atanın kafasına iade ettiğiniz an, ayağa kalkmaya başladığınız andır! O paketteki güç,
atom bombasından daha kuvvetlidir.

Haydi, durma kap çay paketini ve onun kafasına doğru fırlat!
Aynı anda da yüksek sesle bağır; “Badem, paketini, al başına çal!”
Gördün mü, bak ne kadar kolaymış, ayağa kalkmak…

27 Temmuz 2021

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP