0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son zamanların “moda” sözüyle anlamlandıracağım:

“Bize bir şeyler oluyor da, kimse bir şeyler olduğunun söylenmesini istemiyor!”

Her şey kulağın dibine dek gelmiş dayanmış…

Ne softaya getirecek aş kalmış,

Ne telaşa kapılmadan sokağa çıkabilmek öncesi gibi rahat,

Ne de paranoya kapılmadan güne başlamak olası değilken…

Bir yandan korkutarak, bir yandan gözdağı vererek, bir yandan cezaları öne çıkararak, bir yandan da olanı tamdan gizleyerek/ gizli kalmamasını söyleyenleri de hayın sayarak, bilmez sayarak, bölen sayarak suçlamak…

Covid 19 günlerimizin böyle geçtiğini dün Sağlık Bakanı’nın açıklaması ile birlikte daha iyi anladık!

***

Başlarda “birçok” tanıdık/ bildik/ dost gibi sevmiştim…

“İktidarda”, Bakan Koca gibi başkaları da olsa; yurttaşın sorunlarını bilse, sorulara üşenmeden yanıt verse, hiç sinirlenmese, zaman kaygısı yaşadığını yansıtmasa “bu ülke ne güzel olurdu” demiştim…

Emeğinin karşılığını isteyene kızıyorlar,

Dolandıran patrona direndikleri için dövülüyorlar,

Yaşama haklarının yerine getirilmediğini söyledikleri için tutuklanıyorlar,

Denetim eksikliğinden dolayı oluşan can yitimlerinin hesabını sordukları için susturuluyorlar…

Bir Bakan Koca, sorulara/ kendine verilen “yetki” oranında yanıt veriyordu!

Yüz mimikleri, ses tonu, anlaşılırlığı, Türkçe konuşması anlamlıydı…

İlk kısıtlama açıklanacağı gün, “açıklamayı ben yapmayacağım” dediği güne değin sürmüştü bu duygularım…

Sağlık kuruluyla toplantı yapmış, toplantıda karar alınmış, “açıklamayı ben yapmayacağım” demenin anlamı bende yoktu…

***

Covid 19’un ülkemizde görülmeye başlamasından yirmi gün sonra/ bir nisanda, Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz’ın bir açıklaması vardı.

Yılmaz, açıklamasında “yanlış” yapılırsa bugün yaşanacakları daha “o gün” saptamıştı.

“Eğer sağlık çalışanlarınızla beraber sokaklarda, mahallelerde bu salgını karşılarsanız doğru yaparsınız ancak katı bir izolasyon uygulamayıp salgını hastanelerde karşılamaya ve durdurmaya çalışıyorsanız yanlış yaparsınız.”

Ayrıca şu soruyu da sormuştu Yılmaz:

“Pandemi kurulları oluşturuldu ama tabip odaları, halk sağlıkçıları bu kurullara neden almadılar?”

Söze başlarken “iyi ki şehir hastaneleri yapılmış, ya olmasaydı” benzeri çıkışlar yapanlar, çok yataklı/ koca alanlara kurulu hastanelerin “beton yapısını” öve öve bitiremiyorlar.

Örneğin Adana’da en yoğun biçimde covid 19 hastalarıyla ilgilenen yer şehir hastanesi…

Yurttaşın şehir hastanesine ulaşması, ulaşanların orada uzun kuyruklar oluşturması, birçokları gün boyunca sırada beklemelerine karşın işlem yaptıramaması, salt bazı belirtileri nedeniyle gidip/ beklerken “bulaşı” alması daha ilk günlerde TTB sözcülerinin uyarıları arasında yer almış!

“Salgını sokakta karşılamalısınız!”

***

Biz ondan sonraki süreçte de Türk Tabipler Birliği’nin açıklamalarını gördük!

Bakanlığın açıkladığı “günlük verileri”, verilerdeki rakamlar üzerinde “anlaşılmazlıkları”, “yaşananlarla” içselleşmediğini, “kötü” uygulamaların yapıldığını, covid 19 için alınan önlemler konusunda yetersizlikleri dile getiriyorlardı!

Her yanlışı söylemelerinde,

Her eksikleri gün ışığına çıkarmada,

Her yapılması gerekenleri sıraladıklarında gerek “iktidarın”, gerekse yanında duranların sesleri yükseliyordu.

Milletvekili koltuğu olan “yanındaki” ses şunları söylüyordu:

“Bölücüler, vatan hainleri, kasıtlı olarak toplumu kışkırtanlar hakkında devlet tedbirlerini elbette almalıdır. (…) Türk Tabipleri Birliği ya da benzeri, devleti, hükümetin, iktidarın ya da Cumhur İttifakı’nın karşısında olan gruplar, insanımızın varlığını ya da devletimizin bütünlüğünü ilgilendiren konularda dahi hükümetin ya da devletin kurumlarının yanında duramıyorlar. (…) Sağlık Bakanlığımız ve personeliyle ilgili herkesin olumlu yönde ortak bir kanaati vardı. Fakat daha sonraki süreçte bu bahsettiğim gruplar sırf iktidar karşıtlığıyla maalesef milleti yanlış yönlendirmeye ya da farklı algılar oluşturmaya kalktılar.”

Son günlerdeki açıklamaları nedeniyle İstanbul Anakent Belediye Başkanı da aynı “suçlamalarla” karşı karşıyaydı düne değin…

***

Düne değin, diyorum…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın dünkü açıklamasından anlaşılırlığı konusunda her hangi bir kuşku yok kanımca. “Türkiye’de son 24 saat içinde 6 bin 814 yeni hasta saptandı, ayrıca son 24 saat içinde testi pozitif çıkan vaka sayısı da 28 bin 351…”

Bugüne değin vatan hayınlığıyla, bölücülükle, kasıtlı toplumu kışkırtmakla, salt cumhur ittifakını zora sokmakla, devlet bütünlüğünü bozmakla suçlamam TTB’nin yaptığı neymiş/ anlaşıldı mı acaba?

Kuru “inat”, açıklaması olanaksız “biat” anlayışlarının topluma bulaştırdığı “kiri” nasıl paklamayı düşünüyorlar acaba?

TTB tüm Türkiye üzerinden açıklamalar yapıyor.  Herkes yaşadığı kentin verilerine ulaşabiliyorsa değerlendirsin! Bunda yanlışlık yok! Yanlış olan “gizlilik”!

Daha işin ucunda “yaşamını yitirenler” var; unutmayın!

261120