“İktidarın” istediği “muhalefet”/ 2

ABONE OL
22 Ekim 2020 08:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

“Bugün yaşananlar “iktidarın” çöküşünü hazırlaması gerekirken; ülke çapında üç-beş metropol kent başarısını kaldıramayan “muhalefet”, sağlıksız/ etkisiz/ öykünmeci tutumunu sürdürdükçe salt kendini değil, seçmenini de “bitiren” olarak anılacaktır!”

Dünkü yazının son tümcesi böyleydi.

Eğer yurttaşta, “ekonomik” daralma “belirgin” biçimde yaşanmaya başlamış, ancak “iktidar” çevresi ya da ülkenin birkaç katmanı yaşananlardan “kazançlı” çıkmışsa; toplum hem seçime sürüklenmiş, hem de halk en ağır karşılığı vermiştir!

Bizde “muhalefetin” sağlıksız/ etkisiz/ öykünmeci tutumu nedeniyle, yaşananlar bastırılmaya çalışmış, üstelik “biat” anlayışı benimsenir görülmüştür!

Halkın yaşadığı bungunluk/ doyumsuzluk aslında yeni bir yönetim “arayışına” yöneltmesi gerekirken, üstelik bunu “muhalefet” bolca gündemde tutmasına karşın…

Yurttaşın ne yeni bir “seçim”, ne de yeni bir “isim” arayışı yok!

Peki, suç kimin; yurttaşın mı?

***

Hiçbir siyasal örgütün, “halk neden arkamda değil, neden beni desteklemiyor” deme hakkı olmadığı gibi, “suçlama/ ayrı görme” hakkı da yoktur!

Bilindiği gibi politikanın içinde olan/ “lider” konumunda bulunan birinin; yaşananların sentezini “çok iyi” yapması, “anlaşılır” olması, toplumun eğitim düzeyini bilmesi, gelenek-görenek anlayışını göz önünde tutması, halkın içinden biri olduğunu göstermesi, yurttaşların kaygılarını önemsemesi gibi zorunlulukları vardır!

Bunlardan birinin aksatılması/ unutulması/ yok sayılması “halk neden arkamda değil” sorusunun yanıtıdır!

Halk yaşadığını bilen, inandırıcı konuşan, varlığını sayan/ hoşgören, “kendinden” biri olarak gördüğü “lideri” desteklemek/ dinlemek ister.

Yaşanan bungunlukları hem dile getirecek, hem çözüm üretebilecek, hem bunlara inandırabilecek, sözüne/ söylemine kulak verilecek bir lider…

Seçim yapıldı, “iktidarı” indirdin; yerine getireceğin “muhalefet” birbuçuk yıllık yerel yönetim sınavında “umut” olabileceğini kanıtladı mı, ona bakılacak…

“Muhalefet”, yerel yönetimlerde başarılı mı?

***

Başarının “ölçütü” nedir?

Sokak aralarının asfaltının kazınıp, yeni karışımının yapılması mı? Belediye binasının yenilenmesi imi? Yurttaşların arasına karışılması mı? Şenlik denilerek; “uyduruk”, kendi yurttaşının gözlerinden uzak yerlerde “bir avuç yakına” sağlanan eğlence mi? Yeni işe başlayanların, koltuk düşkünlerinin belediye koridorunda, yurttaştan uzak tutulmaları mı?

Mevsiminde yararı olmayan ilaçla “sivrisinekle mücadele” mi, kente su sağlama mı, kaldırım yenileme mi, parklara çiçek ekme mi, su borularını yenileme mi; ne?

Ya da başarının ölçütü “kent tanıtımı” adı altında/ “yerel medyayı” yok saymak mı, yerel tutkulardan uzak kalmak mı, “umut” sayanları yazgılarına terk etmek mi, yerel sorunların “daha da” büyümesine neden olmak mı, yerelden çok “ulusal” tanıtım yolunu seçmek mi, yapılanların “bir avuç” destekleyicisini palazlandırmak mı; ne?

Böyle bir süreçte “muhalefetin” seçim arayışında olmasının “anlaşılır” yanı yoktur!

***

Adana CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi’nin bir açıklaması vardı dün.

Katılmamak elde değil, şöyle:

“Siyasal iktidar bir avuç azınlık olan yandaşlarına sağladığı olanakların hiçbirini yaşam mücadelesi veren halkımıza vermemiştir!”

Öyle çok yazıldı ki bu konu…

Yalnız covid 19 sürecinde değil, öncesinde de öyleydi! 15 Temmuz sonrasında “ne istediniz de vermedik” sözü bile bunun kanıtı! Köşe kapmaları sağlandı, devletin duyarlı noktalarına yerleştirildi, eğitim ellerine verilerek çar-çur edildi; kimilerine duble yollar/ kimilerine köprüler/ kimilerine talan etsin diye ormanlık alanlar/ kimilerine hastane inşaatları/ kimilerine havaalanları, kimilerine çok şeyler verdiler!

Covid 19 sürecinde patronlar/ yükleniciler kazansın diye “ucuz kredi” musluklarının açıldığını, kredi kullananların bu günlerde “ödemek için” çırpındıklarını, emekliye “ikramiyenin “bir ay” önce ödenmesini “destek” saydıkları günleri birlikte yaşadık!

“Siyasal iktidar” bunları yapıyor, tamam da; ya “yerel iktidarlar” ne yapıyor? Kendi “bir avuç azınlığını” oluşturmuyor mu? “Bir avuç azınlığından” başka kimseyle ilgilenmediği bilinmiyor mu? “Bir avuç azınlığın” gözlerindeki gülücükten umutlanmıyor mu?

Şunu da sorayım: “Bir avuç azınlık” için sağlanan olanaklar, “yerelde” halk için sağlanmakta mı?

Sokaklara, pazaryerlerine bakın!

***

Yaşadığım mahalle, yaşadığım kent, yaşadığım ülke “önemli” benim için…

Asılmış bir yüz, bataklığa saplanmış bir ayak, ayakta kalmak için söylenen yalan, daha çok kazanmak için talan, daha çok zarar verme “hırsı”, başı öne eğilmişlik, doyumsuzluk, yaşamın içerisinde yok oluş, kendine yetemeyiş, eşi/ çocukları sevindiremeyiş…

Tüm bunlar bilinmesine/ yaşanmasına karşın “sorunlar sahipsiz”!

“Muhalefet” kendini “baş tacı” sansa da, “yerel iktidarlar” bunu etkiledi!

“Umut” olmadığını, “umut” olamayacağını,”umut” sayanları bir başına bırakacağını hem gösterdi/ hem de sürdürmekten uzak durmamayı da yeğledi!

“İktidarın” istediği “muhalefet” de bu!

Bir yandan “seçim” diyecek, bir yandan yitirecek!

Neler oluyor orada Adanaaşkına…

191020

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP