Geçmişten bir yazı…

ABONE OL
23 Ağustos 2020 18:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Zaman buldukça geçmişte yazdıklarımı okuyorum.

Beş yıl önce yazdığım noktadan “iyi” değiliz! Değişsin, iyileşsin, çözülsün denilen “hiçbir” şeyin düzeltilmediğini görmem üzdü beni; oysa üstüne  bastırarak “değişmeli” demiştik!

Öyleyse neden yazıyorduk, neden birilerini kırıyor/ neden birilerinin sözlerinin altına imzamızı atarcasına savunuyorduk?

Gündemdeki ulusal/ yerel olayları neden irdeleme gereği duyuyorduk/ sorguluyorduk; karşılığında birilerince/ bir yerlerde cezalandırılması gereken olarak anılıyorduk?

Eğer değişmiyorsa, iyileşmiyorsa, çözülmüyorsa neden ki bu çaba/ bu uğraş/ bu karşı duruş?

“İktidarın” koltuk “hırsından” uzak durmadığını, “muhalefetin” o “hırstan” uzak olmamak için didindiğini yazmıştım; bugün değişen bir şey yok!

“İktidarın” eleştiri dinlemezliği/ tek sözcülüğü/ tek bilenciliği bir yana;

Her tür olumsuz gelişmenin egemen olduğu bir süreç yaşanırken; seçmen için önemini anlamayan “muhalefet” içinde yaşananlar asıl düşünülmesi gerekiyor kanımca! Neden yüzde bilmem kaçlar aşılamıyor, neden yıllardır arayı kapatamayan “iktidar” tartışmasız önde gidiyor, CHP yönetimi “hiç mi” konuşulmamalı”?

Gündem Muharrem İnce ya, kurultay ardından söyledikleri dillere pelesenk olmayı sürdürüyor ya…

Sanki Muharrem İnce olmayanları “yeni” söylüyordu, yalancıydı, yanlıştı; başka da söyleyen yoktu sanki!

Aynı kaygıları, aynı beklentileri bu köşeye taşımış, yazının sonuna doğru da “CHP seçmenini, ‘diğer’ partilerin seçmenlerinden ayıran özellikler gözden kaçmamalı” saptamasını yapmışım…

İşte “CHP’deki sorun başlıklı “o” yazı…

***

Sorunu Kılıçdaroğlu ile sınırladığında, yeni bir ‘soruna’ yelken açıldığı gözlemlenir!

CHP’nin başından Genel Başkanı çıkarıp aldığınızda, ya da genel Başkanı bırakıp Merkez Yönetim Kurulu’nu uzaklaştırdığınızda ‘sorun’ çözülüyor mu?

İşte bunda anlaşılmalı önce…

Ülkemizdeki siyasi partilerin üzerine abanan asıl düşünülmesi gereken ‘sorun’ bu!

Hep ‘kişiler’ üzerine durulduğundan da ‘lider sultası’ denilen bir terim oluşturuldu.

CHP’de Kılıçdaroğlu…

MHP’de Bahçeli…

Bunlar gidince ‘her şey’ tamam sanki!

***

Her siyasi partinin ‘bir’ siyasi duruşu olması gerektiğine inanırım.

Zamanı geldiğinde ‘o’ koltuğa oturacağını, zamanı geldiğinde de ‘o’ koltuğu bırakması gerektiğini bilmesi gerekir siyasilerin.

Ama hiçbir zaman, hiçbir siyasi partimizde ‘bu’ olmadı!

Her başarısızlıklarında, ‘biraz’ daha koltuklarına yerleşme gereksinmesi duydular!

Her hangi bir parti demiyorum;

Şu var olan, ya da gerilerde kalanlar ‘hep’ bu tavırlarıyla anılacaklar!

***

Salt başarısızlık değil!

Yanlışlar da ‘ o’ koltuğun boşaltılmasına gerekçedir!

Tamam, muhalefet partileri ‘başarısızlıklarına’ karşın koltuklarından kalkmama konusunda inatçılar; ya hükümetin sayısını bilmediğimiz katliamlar sonrasında inatla ‘işbaşında’ olmalarına ne demeli?

Maden ocağında, ya da Ankara garında, ya da İstanbul’da, ya da güney doğuda yaşananlardan sonra ‘ilgili’ bakanların bu denli ‘kayıtsızlığı’ düşündürücü’ değil mi?

Evet…

Doğrudur…

Bizde düşündürücü değil!

***

CHP,

Genel Başkan,

MYK,

Kılıçdaroğlu,

Diğerleri…

Şu soru geliyor aklıma:

Demokrat olduğunu yer yer dile getiren bir siyasi parti, öncelikle ‘politikacı’ ya da ‘yerlerini verecekleri’ isimler yetiştirmek zorunda değil mi?

Yaptıkları ‘yanlışlardan’, deneyimlerinden, tüm yaşananlardan ders çıkarılmaları gerekmiyor mu?

Bu güne değin bunu yapan kim oldu?

‘Şu yaptığımdan dolayı sizi yanlış yönlendirdim, görevimi bırakıyorum’ diyen kaç siyasetçi var?

Bir…

İki…

Başka?

***

CHP’nin yeni yönetimi ‘öncelikle’ ülkenin ‘bugün’ içinde bulunduğu koşulları gözden geçirmeli, kiminle yürüneceğine karar vermelidir.

CHP seçmenini, ‘diğer’ partilerin seçmenlerinden ayıran özellikler gözden kaçmamalıdır.

Yetmişlerin ‘rüzgarını’ yakalamak zor olmadığı bilinmelidir.

‘Sosyal demokrat’ düşünce gözden geçirilmeli, anlaşılmalı, seçmen aydınlatılmalıdır…

Ülkenin ‘geleceğine’ ışık ‘böyle’ olunur; biline…

180820

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP